YAZAR
Milli Eğitim Bakanlığı hazırladığı yeni müfredatta, Cumhuriyet Devrimi'nin önderi Mustafa Kemal'i yok saydı.
• Yeni müfredatla birlikte ilkokul, ortaokul ve lisede tüm derslerin içeriğinden Atatürk’le ilgili kazanımlar çıkarıldı.
• Bu müfredatla birlikte, öğrencilere Atatürk resmi, Türk bayrağı, İstiklal Marşı ve Gençliğe Hitabe'nin sınıfta bulunma nedenleri anlatılmayacak.
• Çağdaşlaşan Türkiye başlığı altında yalnızca 11 sayfada görülen Atatürk ve Atatürk’ün ilkeleri ile Cumhuriyet Devrimi’nin getirdiği yenilikler ortaokul birinci sınıf öğrencilerine anlatılmayacak. Bundan önceki müfredat değişikliklerinde de Atatürk konularının içi boşaltılmış, ilke ve inkılaplarıda yönetmelikten kaldırılmıştı.
• Gerçekleşen Düşler konusunda, Atatürk’ün bilime verdiği önem ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında bilimsel alandaki projelerde artık derslerde işlenmeyecek. Bu değişiklik, eğitim sistemimizi ilerletmez aksine geriletir. Gelinen bu süreçte Milli Eğitim Bakanlığı Milli olmanın dışında bir çok işe imza atıyor. Fakat şunu görmek gerek ki, bu koşullarda gayri milli rol oynayanların hali ortadadır. Görünen o ki 15 Temmuz'dan gerekli dersler çıkartılmamıştır. Bu müfredat yeni 15 Temmuz'lara zemin hazırlar.
Bizler, okullarımızda bu müfredatın ve bu müfredatı uygulamaya kalkanların daima karşılarına dikileceğiz. Yüreğine kocaman bir Cumhuriyet sığdıran Mustafa Kemal'i, ders kitaplarına sığdıramayan bir gençlik yaratılmasına izin vermeyeceğiz. Andımızın kaldırılmasına karşı Anıtkabir'de en gür sesimizle Andımızı nasıl okuduysak, bu günde aynı kararlılıkla ders kitaplarından Mustafa Kemal'i sildirmeyeceğiz. Ülkemizin başlıca sorunu emperyalist güçlerken, ilkokul öğrencilerinin Atatürk"ün yalnızca anne ve babasının ismini öğrenecek olması gülünçtür. Tüm dünya Mustafa Kemal'i emperyalizme karşı verdiği mücadeleden tanırken, Milli Eğitim Bakanlığının böyle bir müfredat değişikliğine gitmesi milli birlikteliğimize zarar verir. Kuruluşumuzdan bu güne kadar ne ağızlarımızdan Mustafa Kemal'i düşürdük, ne de O'nun aydınlık yolundan başka yollara serpildik. Gerici bir renge bürünmüş olan eğitim sisteminin bir parçası olmayı daima reddettik.Sistemin ideolojik tahakkümüne karşı öğretenin hükmüne girmektense, bu toprakların yedi katından fışkıran bilgiyi talep ettik. Mustafa Kemal'e de, devrimlerine de sımsıkı bağlandık.Türk Gençliği Mustafa Kemal'in "vicdan ordusu" tanımının en somut halidir. Ne vicdanımızı terk ederiz, ne de Mustafa Kemal'den vazgeçeriz.
Türkiye Cumhuriyeti'nin bu süreçte verdiği vatan savaşı en son raddeye ulaşmış,hatta ABD ile bire bir savaş içerisinde bulunacak duruma gelmiştir. Bu süreçte ihtiyacımız olan milli birlik bilinci ancak Atatürk ile korunabilir. Türkiye'de de milli birlik Mustafa Kemal'i yok sayarak değil, devrimlerini yaşatarak sağlanır. Ders kitaplarından Mustafa Kemal'i ve Kurtuluş Savaşı'mızı çıkaranlar, ikinci kurtuluş mücadelemize zarar vermektedirler. ABD'nin, Türkiye'yi içte tarikatlaştırma politikasına açık kapı bırakmaktadırlar.
Fakat unutulmasın ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ülkesi olamaz!