Bu Parçaya Susamazdık!

“Susamam” konusunda edebiyat yapanlar, bugün Diyarbakır’da bina önünde misiniz yoksa bina içinde HDP ile beraber misiniz?

Bu Parçaya Susamazdık!

YAZAR

Birkaç gün önce gece saatlerinde müzik dünyamıza düşen birkaç parça ile karşılaştık. “Susamam” isimli rap müziği kısa zaman içinde tüm Türkiye’nin gündemine oturdu. 1 gün içinde 9 milyondan fazla izlenmeye ulaştı ve 400 binden fazla Twitter paylaşımı ile karşılandı. Parça içinde 15 konu var. Bu konuları 20 sanatçı yorumluyor. Konuların başlıkları ise doğa, kuraklık, hayvan hakları, adalet, hukuk, Türkiye, İstanbul, eğitim, intihar, sorgulamak, kadın hakları, dünya, gurbet, faşizm, sokak, trafik.

Ülkemizin bu kadar gündemine oturan bu parça hakkında bizlerin de söyleyecek bir iki kelamı var.

Tarihi ve bugünü inceleyelim; her sistem, her fikir kendi siyasetlerini, ideolojilerini yaymak ve kitleleri ikna etmek için bazı araçları kullanmaktadır. Çünkü her hareket kabul ettirdiği fikirler kadar var olur. İster hükümet olsun ister muhalefet olsun bu araçlara gereksinim duymaktadır. Örneğin cumhuriyet devrimimizin de kendi fikirlerini yaymada belli araçları, aydınları vardı. Bugün de oluşturulmaya çalışılan -hatta hedefi ortaya koyalım Amerika’nın Türkiye’de yaymaya çalıştığı- ideolojik iklimin araçları ve aydınları vardır.

Peki öyleyse “Susamam” isimli ülkemizin bu kadar gündemine oturan bu parça hangi fikirlere hizmet etmektedir? Bu parçayla hangi fikirler hakim hale getirilmek istenmektedir?

KİMİN İÇİN ADALET?

Bu parçayı biraz inceleyerek yukardaki soruların da cevabını bulmaya çalışacağız. Parçanın en çok konuşulan noktalarından bir tanesi “hukuk” ve “adalet” başlıklarıydı. Parça içinde bu başlık altında incelenen hukuka bakarsak; “Adalet öldü, ucu bana dokunana dek sustum ve ortak oldum”, “Şimdi tweet atmaya bile çekiniyorum”, “Kendi ülkemin polisinden korkar oldum. “, “Sebebi nedir bilmeden hapiste çürüyen o suçsuz sefil”, “Bi' gece haksızca alsalar içeri seni. Bunu haber yapacak gazeteci bile bulamazsın. HEPSİ TUTUKLU!”

Soruyoruz, bugün kim tutuklu? İçerde olan gazeteciler kimlerdir? Kim Türk polisinden korkar olmuş?

Anlatalım; Atatürk’e küfreden Nazlı Ilıcak,” Kadın memesine vatan satarım” diyen Ahmet Altan, 15 Temmuz gecesi Türk askerine namlu doğrultanlar, yıllarca devlet içinde tarikat örgütlenmesi yapanlar, Türk polisine kurşun sıkanlar içerdedir. 70 bin civarı FETÖ iltisaklı insan ve bir o kadar da PKK militanı içerdedir. Rap parçasında hepsi tutuklu denirken bunları göz ardı mı ediliyor yoksa bunlar aklanmaya mı çalışılıyor. Dikkatle izleyelim, FETÖ’nün önemli isimleri sosyal medya paylaşımlarında hep Türkiye’de hukuk yok diye koro oluşturmuşlardır. Bugün ülkemiz gündemine durup durup sokulmaya çalışılan “Hukuk yok” söylemi iyi niyetli değildir. Bu çağrıların hepsi örgütlü bir şekilde yayılmaktadır. Dikkatli inceleyelim ne zaman FETÖ operasyonları artıyor ne zaman Türk devleti bölücülüğün üzerine yürüyor o zaman “hukuk yok” söylemi hemen gündeme geliyor. Bu parçanın içinde en öne çıkan adalet kısmında kullanılan bu söylemlerin hepsi yaratılmaya çalışılan ideolojik hakimiyetin ürünleridir. Parçada “Adalet sözde mülkün temeli” diye eleştiriliyor. Biz söyleyelim bugün adalet, cemaatlere ve bölücülüğe karşı tüm milletimizin en koruyucu unsurudur.

Dünya genelinde de benzer durumlara rastlıyoruz. Hangi ülke emperyalizme direniyorsa o ülke emperyalistler tarafından hukuksuz, gelişmemiş, anti demokratik hatta diktatörlük olarak sunuluyor. Venezuela, Çin, Rusya, İran, Libya, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti. Hiçbir ülke bölücülüğü öven, gericiliği öven paylaşımlara izin vermez, özgürlük tanımaz; Türkiye’de öyle. Fakat bu vatan hainlikleri haricindeki muhalefetin özgür düşüncesini aktarması konusunda bir kısıtlama yok. Türkiye’de muhalefetin tanınan isimlerine yönelik böyle bir durumun olmaması dahi gerçeği açıklamak için yeterli olacaktır. Paylaşımları dolayısıyla yargılananların ortak özelliği muhaliflik değil vatanı hedef almasıdır. “ Şimdi tweet atmaya bile çekiniyorum” diyenlere çekinmeye devam edin diyelim onlara. Vatanın bölünmez bütünlüğünü hedef almak isteyenler, cemaatlere alan açmak isteyenler elbet çekinecekler; devlet olmak, devletin çıkarını savunmak bunu gerektirir.

UMUDA SUSADIK!

Parçayı dinlerken insanlara umutsuzluk, kötü hissetme ve çaresizlik duyguları geçmektedir. “Öldük, bittik” “biz nereye gidiyoruz” “bizden bir şey olmaz” gibi söylemlerin yansımaları şarkının içinde bulunmaktadır. Kadın – doğa - insan hakları gibi konularda toplumsal duyarlılık adına söylenen cümlelerin hepsi sıradan ve basittir. Ortaya bir çözüm koymamaktadır. İnsanlara yaşanılan kötülükleri tekrar tekrar hatırlatmak meselelerin çözülmesine giden bir yol değil aksine o yolu kapatmaktır. Toplumlar umut verilerek çözümlere götürülebilir. Parça içinde bizde bu konularda duyarlıyız işte bakın denerek yazılan süslü cümlelerin yansımaları tamamen umutsuzluktur. Örneğin “Ben sesiyim kayıp neslin” cümlesi. Kayıp olan nesil kimdir? Bugün Türk gençliği kayıp değil aksine birçok konuda esas benliğini bulmuştur. Çaresizlik ve karamsarlık bu sanatçıların ekmek teknesidir. Bu yüzden yolda ayakları burkulsa suçunu toplumda ve devlette bulurlar. Sürekli memnuniyetsizlik, hoşnutsuzluk duygusu ve sürekli olumsuza vurgu yapmak bunların felsefesidir. Dinleyiciye karamsarlık aşılamaktadırlar. İkna ettikleri dinleyici için artık mücadele etmek faydasızdır, tek yol kaçıştır. Türk milletine ülkeden kaçmanın tavsiyesidir bu cümleler. Kalıp mücadele etmenin, Mustafa Kemal gibi zaferler yaratmanın cümleleri değil. O yüzden biz de parçayı dinlerken 14 dakikanın bitmezliği içinde umuda susadık.

CAN DÜNDAR'LA BULUŞAN ÇAPSIZ MUHALİFLİK

Parça paylaşıldıktan kısa bir süre sonra tüm alanlarda yayıldı demiştik. Birçok kişi duyurmak adına sosyal medyada paylaştı. Muhaliflik adına çekilen bu parça geldiği noktada FETÖ’cülerin umudu oldu, bölücülerin sevgilisi oldu. Parçada yer alanlardan biri olarak Miraç da HDP/PKK ve FETÖ bağlantılı insanların bu parçadan nemalanmasından rahatsızlık duyduğunu dile getirdi. Cehennemin yolları iyi niyet taşlarıyla örülüdür. Miraç bu parçanın kimlerin ekmeğine yağ sürdüğünü, kimlerin değirmenine su taşıdığını fark etti ve farkında olmayanlar için de işin içinden biri olarak yol gösterdi. Örneğin Can Dündar, övgüler dizerek bu parçayı paylaşmıştır. İncelediğimizde başka birçok daha cemaatçi ve tarikatçının öven söylemleri ile karşılaşıyoruz. Cumhuriyet Gazetesi - Evrensel Gazetesi - Birgün Gazetesi parçayı duyurmak adına adeta yarışa girdiler. Bugün Türkiye karşıtı kim varsa bu şarkı onları bir araya getirmiştir. Karşımızda iç boş, çapsız bir muhaliflik vardır. Her sistem ve fikir kendi aydınını yaratır veya var olan üzerinden politikalarını yayar. Bugün açık açık emperyalizm yeni bir iktidar planı yapmaktadır. Bu iktidar planında cemaatler, bölücüler yan yanadır. Emperyalizm bu iktidar planı doğrultusunda iktidar karşıtı ne varsa pohpohlamaktadır. Muhaliflik sevdası adına ilke, program ve duruş kalmamıştır. Gerçek olmayan, olumsuzluğun övüldüğü, alternatif geliştirmeyen, düşmanla işbirliği yapan muhaliflik ile karşı karşıyayız. Yaratılmaya çalışılan neoliberal, cemaat sever iklim boşunadır ve toplum bunlara karşılık vermeyecektir. Can Dündar’dan umut bekleyen muhaliflik ancak emperyalizm politikaları doğrultusunda ilerleyebilir. “Susamam” parçası ve onun içinde olan tüm sanatçıların kimlerle yan yana olduğunu görmek için bu iyi bir fırsat.

ESAS SORU NE VE DÜNYAYI KİM DEĞİŞTİRECEK?

Bu sorular önümüzde durmaktadır ve cevaplanmayı beklemektedir. Kim ve nasıl değiştirecektir? Ülkemizin içinde bulunduğu durumda esas çözülmesi gereken, üstünde durmamız gereken mesele nedir?

Dünyamız Amerika’nın başında olduğu bir emperyalist politika ile karşı karşıyadır. Ülkemiz bu emperyalist politikalar doğrultusunda bölünmek istenmektedir. Ülkemiz cemaatlerin ve tarikatların eline bırakılmak istenmektedir. Ülkemiz ekonomik olarak büyük bir krizin içindedir. Terör sorunu ve ekonomik sorunlar yakıcı olarak önümüzde durmaktadır. Bununla beraber kadın hakları, doğa, hayvan hakları, eğitim sistemi gibi sorunlarımız da çelişkileri derinleştirmektedir. Bu baş sorunları çözmeden yan sorunları çözemeyiz. Türkiye bağımsız olmadıktan sonra hayvan hakları konusunda ilerleme kaydetmek anlamsızdır. Emperyalizm bölgemizden defolup gitmedikçe diğer sorunları da kaşıyacak ve büyük sorunlar haline getirecektir. Bu sorunların çözümü ise mevziiyi doğru yere koymaktan geçmektedir. Bugün emperyalizme ve onun taşeronlarına karşı tüm milletimizin her kesimi ile birleştiren bir politika başarıya ulaşabilir. Düşman ortadan kaldırılmadıkça savaş farklı cephelerde devam edecektir ve cephe gerisindeki işleri halletmek gecikecektir, zorlaşacaktır.

Müzik, şiir, resim, roman vb. ürünler dünyamızın değişimine ve yaşanan sorunlara karşı önemli silahlardır. Bunların politik olması dünyayı değiştirme mücadelesine katkı sağlar. İnsanlığın rahatsızlıklarını dile getirir. Fakat bunları hangi mevzide olduğu önemlidir. Bir şey politik olması sebebi ile her zaman ilerici olmaz. Onu ilerici yapan meseleler hakkında konumlanışıdır. Yoksa terör örgütü elebaşı F.Gülen’in de eserleri var, Abdullah Öcalan’ın da. İncelediğimiz “Susamam” parçası Türkiye’nin birçok meselesinde yanlış/eksik konumlanmaktadır. Bundan dolayı zararlıdır. Örneğin ; Mahsuni Şerif’in “Katil Amerika” parçası. İşte müziğin ilericiliği. O müzik incelemesinde sorunlar doğru tespit edilmiş, sorunlara karşı insanlara mücadele yöntemi gösterilmiştir. O parçada ve bizlerin kültüründe olan binlerce parçada insanlık değerlerinin güzelliği, olumsuz durumun üzerine yürümede kaynaklarımız ve meseleleri doğru şekilde vermek vardır. Bu yüzden bu parçalar yıllarca insanlığın ileriye gitmesine katkılar sağlamıştır.

DİYARBAKIR'DAKİ ANALARA VE ORMANLARIMIZI YAKANLARA SUSMAYACAĞIZ!

Türkiye terör sorunu ile cebelleşmektedir. Sözüm ona muhalif rapçiler neden Diyarbakır’da evlatlarını kaçıran PKK’ya ve onun siyasi uzantısı HDP’ye gözlerini kapatmışlardır? Sözüm ona muhaliflik yapan bu rapçiler neden ormanlarımızı yakan PKK’ya karşı sessiz kalmaktadırlar? Bu soruları cevaplama cesaretleri var ise onları meydana beklemekteyiz.

Diyarbakır’da onlarca aile bir insanlık kalesi kurmuşlardır. Evlatlarını kaçıran PKK’ya karşı günlerdir mücadele etmektedirler. Onlarla buluşma, seslerini duyurma konusunda biz gençler cesurca adımlar atıyoruz. Türkiye’nin kalbi ve gündemi bugün bu insanlık mücadelesindedir.

PKK terör örgütü onlarca ormanımızı yakmaktadır. PKK terörü sadece insana değil doğaya da düşmandır. Biz gençler buna karşı mücadele bayrağını en önde taşıyoruz.

Peki siz “Susamam” konusunda edebiyat yapanlar, bugün Diyarbakır’da bina önünde misiniz yoksa bina içinde HDP ile beraber misiniz? Bu sanatçıların toplumsal duyarlılıkları burada sınanmalıdır.

 

Volkan Taşdemir

TLB Ankara İl Sorumlusu

talebe.org

Tarih:
Diğer Haberler