Cemaatin Değil, ''Toprağın Çocukları''nın Türkiye'si!

TLB Muğla İl Sorumlusu Uğur Kaçar yazdı.Bu bir film eleştiri yazısı değil,bu toprakların yazısıdır!

Cemaatin Değil, ''Toprağın Çocukları''nın Türkiye'si!

Önce bir afiş...
"Köy Enstitüleri
TOPRAĞIN ÇOCUKLARI
Köylü milletin efendisi olacaktı"diye.
Yani köylü milletin efendisi olamamıştı. Peki köylü milletin efendisi olamadıysa efendilik işine kim soyunmuştu? Ya da Köy Enstitülerinin kapanmasıyla başkalarını kendilerine hizmetçi yapmak isteyenler kimlerdi? Filme başlayıp bugüne baktığımızda soruların cevabını bulabileceğiz sanırım.

Melek Nene ile Karika'nın yaşadığı masum bir çingene kampı ve bir günde bıçaktan geçirilen kamp yaşayanları... Tüm bu yaşananları bir tepeye yerleşip izleyen komutan, işte bu zincir halkasındaki kopukluktu. Tüm yaşananları izlerken "Gülen" bir komutan. Bugünün FETÖ üyesi darbecileri ne kadar da anımsatıyor. Ve Cumhuriyet'in emek yoğun çalışanı İsmail Hakkı Tonguç, bu koşullarda kimsesizin kimsesi Cumhuriyet'in elini uzattı, Melek Nene ve Karika'ya. Köy Enstitüleri millete hizmet ediyordu. Bu yüzden de hedef tahtasına oturtulup komünist yuvası deniliyordu, okul öğrencilerine göre. Okul öğrencilerinin böyle düşünmeleri yersiz değildi anlaşılan çünkü "Gülen Komutan"ın çeteleri de bu fikirdeydi, ağalarının yanına gittiklerinde köy enstitülerinde işlerin yolunda olduğu gibi kötü haberler sonrası tokatta yiyorlardı. Cumhuriyetle şeyhlere, dervişlere, müritlere, mensuplara köylünün attığı tokadın öcünü almak isteyenlerin hırçınlığıydı bu. Bugün de FETÖ'nün imamları aynı değil mi,Cumhuriyet'ten öç almak için kıvranmıyorlar mı?

Köyde bir sıtma salgını vardı ve bilim dereyi kurutmayı söylerken,çeteler çingenelerin kampını bıçaktan geçirmiş, sağ kalıp kaçmayı başaran Melek Nene ile Karika'nın peşine düşmüşlerdi. Sonunda soluğu Köy Enstitülerinde alacaklar, kapıya dayanacaklardı. Cehalet ve Köy Enstitüleri karşı karşıya gelmişti. Cumhuriyet'in üzerinde bir sıtma dolaşıyordu: Cehalet! O cehalet bugün Cemaat olarak,Fetullah Cemaati olarak karşımıza çıkmadı mı? Bugün de Cumhuriyet değerlerinin en büyük düşmanı Fetullah Gülenler değil mi? Sorgulayan nesillerin ve bilimsel,laik,parasız,milli bir eğitimin karşısında FETÖ'nün okulları yok mu?

Çeteciler Köy enstitülerine sopa kaldırmıştı, hem çingeneleri istiyor hem de okulun öğrencilerine burayı terketmelerini söylüyorlardı. Ülkeyi "Toprağın Çocukları"ndan kurtaracaklarmış sözüm ona. Oysa ülkeyi ellerinden kurtarmak istedikleri kişiler topraktan öğrenip ülke toprağına ekendi, paylaşmayı da mutluluğu da bu topraklarda bulanlardı. Bu ülkeyi toprağın çocuklarından kurtarmak bugün ülkeyi Cemaatin tehdidiyle karşı karşıya getirmekten başka birşeye yaramadı. Bugün FETÖ üyelerine Balyoz,Ergenekon tertiplerini yaptırdı. Vatanı için ölmeyi, feda etmeyi öğreten İsmail Hakkı Tonguçların askeriyedeki son temsilcileri esir alındı. Cumhuriyet'in değil FETÖ'nün millete el uzatmasının sonucu ve en son varabileceği yere gelinmesiydi bu.Yani filmdeki "Gülen Komutan"lardan "Gülenlerin Komutanları"na süre gelen bir arayış,bugün çırpınış halinde harekete geçiyordu.

Filmde İsmail Hakkı, komutanın yanına çıkar ve Çingene kampı için adeleti sorar. Fakat aldığı cevap Köy Enstitülerinin burada istenmediği olur.O komutan zaten Karika'nın kampına çeteleri salan ve bir tepeye çıkıp olan bitene "Gülen Komutan"dı. Köy Enstitülerini istemeyenlerle, Cumhuriyet'in sahip çıktığı çingeneleri öldürenler aynı kişilerdi. Köy Enstitüsündeki Kemal öğretmen, el öptürmekle kendini imam zannedenlerin çoğaldığının farkındaydı. Ve okul baskına maruz kalacaktı. Karika,Köy Enstitüsü koridorlarında dolaşıyor, piyano seslerine o çingene kulağından olacak hayran kesiliyordu. Notaya bakılarak nasıl bu seslerin çıktığına şaşırmıştı, alfabenin ne olduğunu bilmeyen biri için daha doğal bir şey olamazdı. Ama Köy Enstitülerin doğasında da dünyayı öğretmek vardı. Bu dünyayı yakmak isteyenler ise silahlarıyla geldiler. Karika'yı saklanmaya itenler, kitapların öğrencileri zehirlediğini söylüyordu. Kemal Öğretmen gözaltına alındı. Öğrenciler öğretmenlerini bırakmazken, Kemal öğretmen Cumhuriyet'in savaşçısı gibi dikilen öğrencilerine görev yerlerine dönmeyi emreder. Köy Enstitüsünün koridorları canlı kalmalı!

Bugünün Köy Enstitüsü: TSK ve Son Köy Enstitülüler: HARBİYELİLER

Ve öğrencilerin dediği gibi Kemal Baba geri dönecekti. Bugün TSK'nın önemli kademelerine vatanseverlerin geldiğini de gördük. Balyoz gibi tertiplerde yargılanan Kemal Babalar dönmüyor muydu? Dönenler vardı fakat ... İşte bu fakat kelimesinden sonra kurulacak cümleler asıl mesele. Kemal babaları yetiştirecek kurumlarda Cumhuriyet'in kurumları olmalı. Tıpkı İsmail Hakkı Tonguç'un Cumhuriyet'in elini uzattığı Köy Enstitüleri gibi kuruluşlara ihtiyaç kendini gösteriyor. Bugün de yarın da Cumhuriyet ruhunu taşıyan kurumlara, en başta eğitim kurumlarına ihtiyaç olacak. Köy Enstitülerin olmadığı koşulda onun boşluğunu fırsata çeviren ve faaliyet gösteren FETÖcü eğitim kurumları tek tek kapanıyor. Ya Cumhuriyet ruhu taşıyan Harbiye,Kuleli... Bu toprakların teminatı olan o kuruluşlar, yani bugünün son Köy Enstitüleri, onları kapatmak akıl karı mıdır? Cumhuriyet değerlerini eğitimden tasviye eden anlayış FETÖ'yü büyüttü ve bugünlere getirdi. Tekrar aynı hataya düşmek ne içindir? PKK gibi terör örgütlerinin tekrar palazlanacağı haberini başka türlü halka ilan edebilme imkanı kalmadı sanırım. TSK'nın içindeki İsmail Hakkı Tonguçlar, onlar da hakkettiği değeri görüyor mu?

FETÖcü darbeyi bastıran TSK'nın kışlaların önündeki çöp arabaları,kamyonetler,kepçeler değildir hakedilen. Filmin sonunda Kemal Baba "bugünün katilleri de bir zamanlar bebekti. Katillerin değil bebekten katil yaratan karanlığı aydınlığa kavuşturmadan görevimiz sona ermeyecek!" demişti.Bugün de darbenin engellenmesi, katillerin yakalanması ve bozguna uğratılmasıyla görevimiz bitmiyor. O katilleri yaratan karanlık ABD emperyalizmi yenilmeden de sona ermeyecek bu kavga. O kavgada ise TSK'nın önemi tartışılmaz,darbe günü de görülmüştür.Kahraman Ömer Halisdemirler darbeyi bastırmıştır. Köy Enstitülerinin olmadığı yerde ABD'ye "hizmet" başlar. Cumhuriyet'in uzattığı elin yerini ABD'nin kullandığı FETÖ'nün uzattığı ele bırakırsın ve ABD'ye hizmete evet dersin. Hayır diyebilmenin bugünkü ilk kıstası TSK'dır. Filmin sonlarında Kemal Baba'nın sizi yalnızca size emanet ediyorum dediği bugün için ordu-millet birlikteliğidir. Biz yalnızca birbirimize emanet yaşayabiliriz! Yalnız bunun da bir öncesi vardır,sizi size emanet etmenin biricik koşulu:Ordu da emir komuta zinciri! Bu zincirde bir kopukluk olmamalıdır ki önce ordu subayına,askerine sizi size emanet ediyorum diyebilmelidir!

Bebekten katil yapan bir FETÖ var ve bunu ezecek bir millet! Bir ordu!

Bebekten katil yapan bir PKK var ve bunu ezecek bir millet! Bir ordu!

Bebekten katil yapan ve bebekten katil yapanları kollayan bir ABD var ve bunu ezecek Ordu-Millet Birlikteliği!

Filmin sonu,Köy Enstitüleri kapanıyor.Ve bugün Köy Enstitüleri kapanan milletin başına gelen veba... FETÖ eğitim kurumlarından tasviye edilsin ki bilimsel,laik,parasız,milli eğitimin önü açılsın. FETÖ ordudan tasviye edilsin ki vatanseverler orduda hakettiği göreve gelsin,Amerikancılık bu topraklardan silinsin ve PKK bozguna uğratılsın. Topyekün tüm kurum ve kuruluşlardan FETÖ tasviye edilsin ki Kemalist Devrim rotasına girelim,Cumhuriyet değerleri yükselsin. Evet Cumhuriyet değerleri yükselsin!Cumhuriyet ruhunu taşıyan kurumlar kapanmasın. Harbiyelilerin mayasıdır bizi biz yapan! TSK'yı da bu mayadır değerli kılan. Emir-Komuta zinciridir düşmana korkular salan,cesaretin ardındaki başarıyı getiren!

Bu topraklarda kendini bulan,bu topraklarda büyüyen ve bu topraklardan öğrenenler.. Bu toprak için, yabancı topraklarında yani istilada değil yine bu toprağa vatan savunmasında canını vermeyi arzulayanlar...

Bir afişten daha farklı bugün,bir mezar taşı,bir şehitlik...

TOPRAĞIN ÇOCUKLARI!

Son Köy Enstitüsü diyorum TSK'ya ve Son Köy Enstitülüler olan Harbiyeliler!!!

Ve Evet filmin sonunu değiştirme zamanı!

Bu sefer Cumhuriyet ruhu kazanacak!

TLB Muğla İl Sorumlusu Uğur Kaçar

Tarih:
Diğer Haberler