Çöl Sanılan Alemde Saklı Bir Hayat Vardır!

"Bu savaş, Türkiye’nin vatan bütünlüğü ve huzuru için yürütülüyor. Bu savaş, Türkiye’nin Vatan Savaşıdır."

Çöl Sanılan Alemde Saklı Bir Hayat Vardır!

YAZAR

Hepimizin aklındadır Türk ve Dünya Tarihine altın harfle yazılmış milli Kurtuluş Savaşımız. Manda ve himayeye bağlı hasta ve yıkık bir devlet. İçerde ve dışarıda amansız bir saldırı. Tüm bu imkan şeraitin içinde dahi vatanın birliği ve bütünlüğü için verilen tarihi bir mücadele. Mustafa Kemal’in önderliğinde tüm Avrupa gözünde "hasta adam" tabiriyle değerlendirilen bir devletin, bir milletin emperyalizme karşı verdiği bağımsızlık mücadelesi. Tüm karamsarlığa, gericiliğe, bölücülüğe ve yedi düvele karşı verilmiş bir savaş. Yemin billah önce vatan diyenlerin, parolası vatan olanları mücadelesi.


Zorlu Koşullara Teslim Olmama

 

Türk milleti bu denli çetin koşullarda dahi asla vatan ve hürriyet mücadelesinden kopmayan büyük irade; Mahpus zindanlarını evi belleyen Namık Kemallerden, hürriyet mücadelesi uğruna şehit edilen Mithat Paşalardan, "Evladım anasız büyür, vatansız büyüyemez." diyen Nene Hatunlardan, harbe katılmak için erkek gibi tıraş olup, saçını kazıtıp erkek kılığına giren ve kimseye kadın olduğunu söylemeyen Halime Çavuşlardan, Harbiye sıralarından son nefesine kadar hayatının her anında teşkilatlı ve teşkilatçı Mustafa Kemallerden gelen büyük devrimci irade. İşte ülkemizi içerisinde bulunduğu koşullardan kurtulmasında ki mihenk taşı: halkın büyük iradesi.

 

Emperyalizme Vurulun İlk Büyük Tokat

 

Kapitalizmin 19. Yüzyılın sonlarında emperyalist karakter kazanmasıyla birlikte hammadde ve çıkar uğruna Osmanlı gibi devletleri himayesi altına almak için girdiği bir savaş. Bugün bile ülkemizde 1. Dünya Savaşı hakkında "Osmanlı savaşın dışında kalamaz mıydı?", "Savaşa neden katıldık?" gibi sorularla, savaşa girmek çılgınlık, hezimet, son çırpınış gibi nitelendirilmelerle karşı karşıya kalıyoruz. Sahi Osmanlı Devleti savaşın dışında kalamaz mıydı? Aslında tartışmaya tek bir soruyla kestirip atmak mümkündür;Osmanlı devleti kendi topraklarının paylaşılması üzerine kurulmuş savaşın dışında kalabilir miydi? Emperyalist devletlerinin topraklarımızın üzerinde yaptığı gizli anlaşmalar karşısında ne kadar tarafsız kalınabilirdi? Bu tartışmaların yürütüldüğü dönemlerde İttihat ve Terakki silahsız tarafsızlığı ortadan kaldırmak için savaş girmenin bir zorunluluk olduğunun vurgusunu yapıyordu. “Dava, yıkılmak üzere bulunan bir imparatorluktan, önce bir Türk devleti çıkarmaktır” sözünün ilk adımı savaşa katılmakla atılmış oldu. Bu adımla birlikte emperyalizm ilk tokatını yemiş ve milli devletin temeli atılmıştı.


Vatan Savaşından Devrime


Dünya savaşı sonlanmasından sonra Mustafa Kemal’in önderliğinde Türk Milleti bağımsızlığı için kolları sıvadı. Tekalif-i Milliye ve Tekalif-i Harbiye kanunlarıyla millet örgütlendi. Türk Milleti tarihte görülmemiş bir mücadelenin içine girdi. Bununla birlikte bölgede emperyalizme karşı yanıt verildi. Emperyalizm, tarihindeki ilk yenilgisini aldı. Tarih yine bugün emperyalizmin yenilgisini yazıyor! Tarih bugün yine aynı koşulları önümüze koyuyor. Türkiye 24 Temmuz 2015’ten bu yana bir Vatan Savaşı içerisinde. Türkiye 2. İstiklal Savaşı içerisinde. Kahraman Mehmetçiğimiz 19 Ocak 2018 günü başlayan Zeytin Dalı Harekatı ile Suriye’nin kuzeyindeki bölücü ve yobaz terörünü temizliyor. Bu savaş, Türkiye’nin vatan bütünlüğü ve huzuru için yürütülüyor. Bu savaş, Türkiye’nin Vatan Savaşıdır.

 

Türkiye, kendi bütünlüğünü, bağımsızlığını ve ülkede barışı sağlamak için savaşıyor. Türkiye’nin Vatan Savaşının karşısındaki güç, ABD emperyalizmidir. Silahlandırdığı ve her alanda desteklediği piyonlarını Türkiye’nin üzerine sürmüştür. Emperyalizm 100 yıl önce olduğu gibi bugün de kaybetmeye mahkum. Mehmetçik cephede bölücü terör örgülerini vurdukça liselerde ve kampüslerde vatansever gençlik kararlılıkla mücadeleye sarılıyor, Mehmetçiğin verdiği mücadelenin cephe arkasını örüyor. Aynı azimle, kararlılıkla liselerde gericiliğin üzerine yürüyor. Her geçen gün aynı kararlılıkla devrimci geleneğini daha da ileri taşıyor. Türk milletine söz veriyoruz. Yurdumuzu emperyalist kuvvetlere teslim etmeyeceğiz,yurdumuzu bölmeye ayrıştırmaya çalışanlara karşı Mustafa Kemal’in devrimci iradesi ile ayakta duracağız.


Türk milletine söz veriyoruz: Bizler Uğur Mumcu gibi gladyonun üzerine yürüyen, Eşref Bitlis gibi namlusunu Amerikan emperyalizmine çevirenler olarak ve en önemlisi de Mustafa Kemal gibi emperyalizme karşı mücadele geleneğinden gelenlerin bugün ki temsilcileri olarak dünümüzde de, bugünümüzde de, yarınımızda da, her zaman mazlum milletlerin katili emperyalist kuvvetlere karşı mücadele ettik, ediyoruz, edeceğiz. İnancımızı ve kuvvetimizi 150 yıldır emperyalizme karşı mücadele eden milletimizden alıyoruz.

Tarih:
Diğer Haberler