Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Deng Li, Çin’in Vuhan eyaletinde ortaya çıkan ve hızla yayılan koronavirüsle ilgili Aydınlık gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Yücel'in sorularını yanıtladı. Koronavirüsün yayılma kanalları, Vuhan’daki son durum, ÇKP’nin aldığı önlemler üzerine konuşan Büyükelçi, gelişmeleri Kuşak-Yol girişimi açısından da değerlendirdi.
İlker Yücel: Koronavirüsle mücadeledeki son verileri paylaşır mısınız? Virüs kontrol altına alındı mı? Vaka sayısı arttı mı? Ölüm oranı yükseldi mi?
Şu anda teyitli vaka sayısı 24 bin 324. Hayatını kaybedenlerin sayısı 490 oldu. Taburcu edilenlerin sayısı 892 (Çin Sağlık Komisyonunun güncellemesi: 28.060 teyit edilmiş vaka, 1.153 taburcu, 564 can kaybı). 24 bin vakanın yüzde 80’ninin durumu çok hafif. Hayatını kaybedenlerin çoğunluğu, Hubey eyaletinin başkenti Vuhan’da yaşıyordu. Hayatını kaybedenlerin yüzde 70’inin en azından bir ya da birden fazla hastalığı bulunuyordu. Mesela, tansiyon problemi, kan şekeri problemi ya da kalp problemi olanlar. Şu anda Çin genelinde böyle bir virüsten dolayı ölüm oranı yüzde 2.1 iken, Hubey eyaletinde ölüm oranı yüzde 3.1. Hubey’in dışında, Çin’in diğer bölgelerinde ölüm oranı sadece 0.16. Salgın asla ve asla Çin genelinde görülen bir şey değil, bölgesel bir sorundur. Uzmanların tahminlerine göre önümüzdeki 10 gün ile iki hafta içerisinde teyitli vakaların artış oranı giderek bir zirve noktasına tırmanacak ve ondan sonra yavaşlama sürecine girecek. Aslında bu seferki koronavirüsün ciddiyeti daha önce yaşanmış olan Afrika’daki Ebola salgını, Ortadoğu bölgesindeki solunum konusundaki salgın veya Sars’tan çok daha az. Ciddi bir grip salgınından ise biraz daha yüksek ölüm oranı. Hatta Çin’de uzmanlar şöyle bir karşılaştırma yaptı. Normal H1N1 salgını ölüm oranı bile böyle bir salgından daha yüksek.
HIZLI VE DİSİPLİNLİ MÜDAHALE
İlker Yücel: Batı medyasında bu olaylarla ilgili olarak Çin’de panik havasının hakim olduğu, Vuhan’da kaos olduğu, Çin’in insanları evlere kapattığı, ölü sayısının da resmi açıklamalardan fazla olduğu yönünde çok sayıda yayın yapılıyor. Vuhan’da kaos var mı, alınan önlemler nelerdir?
Salgın ortaya çıkar çıkmaz Çin Komünist Partisi (ÇKP) ve Çin Hükümeti çok hızlı önlemler aldı. Devlet Başkanı Xi Jinping bizzat sürece öncülük ediyor. Biz aslında ikinci derecede olan bir salgına karşı birinci derecede güçlü tedbirlerimizi alıyoruz. Amacımız böyle bir mücadelede bir an önce zafer kazanarak bu salgından sağ salim çıkmaktır. Mücadelemiz sadece Çin halkı için değil tüm dünya halklarının mutluluğu içindir. ÇKP ve Çin Hükümetinin aldığı tutumu dört kelimeyle özetleyebiliriz: Kararlılık, özgüven, bilime dayanmak ve plan.
KARARLILIK
Birincisi kararlılık, neden kararlılık? Biz şu anda hemen hemen Çin’in bütün güçlerini, Çin’in bütün kaynaklarını bir araya getirerek birleştirmiş ve seferber etmiş durumdayız. Şu ana dek Çin’in diğer bölgelerinden toplamda 8 bin 300’den daha fazla sağlık personelimiz Hubey eyaleti ve Vuhan şehrine yardımcı olmak için gönderildiler. Yakın tarihte 2 binden fazla personelimiz daha gönderilecek. 10’ar gün çalışarak iki hastane inşa ettik. İki hastane sayesinde 2 bin 600 yatak kapasitesi artırıldı. Hızı ve disiplini Çin’in kendine özgü siyasi yapısı, siyasi sisteminin avantajlarının bir göstergesi olarak görebiliriz. Aynı zamanda Çin kültüründe, Çin geleneğinde öteden beri devam eden, bir yerde sorun çıktıktan sonra her yerden yardım sağlanan bir ahlaki geleneğimiz var. Çin’in her yerini seferber etme etkinliği başlattık ve sıkı bir şekilde denetim ve kontrol tedbirlerimizi aldık. Mesela Çin’in birçok bölgesinde ulaşım konusunda kısıtlamalar getirdik. Kalabalıkların toplanmaları konusunda da çok sıkı düzenlemeler ve sınırlamalar getirdik. Amacımız virüsün yayılma kanallarını tamamen kesmek. Hatta toplumun en küçük ünitesi olarak vatandaşlarımızın yaşadıkları sitelerde, şöyle sıkı bir kuralımız da koyuldu. O da her bir aileden iki gün içinde bir kişi dışarı çıkarak gerekli temel malzemeleri satın alabiliyor. Vatandaşlarımız bunu virüsün yayılmasını engellemek için yaptığımızı biliyor. Çin’in bu şekilde önlem almasını eleştiren basın organlarına şöyle bir soru yöneltmek istiyorum. Eğer Çin bunları yapmasaydı salgın daha ciddi bir şekilde yayılabilirdi. O zaman bunlar sizin lehinize mi olacaktı? Bu yüzden Çin halkı aynı zamanda bütün dünya ülkelerinin ortak çıkarları ve mutluluğu için de fedakarlık gösteriyor.
ÖZGÜVEN
İkincisi de özgüven diyoruz. 2003 yılında Sars salgını ortaya çıktıktan sonra ülke genelinde kamusal sağlık alanlarında bütünleştirilmiş ve geliştirilmiş bir acil durum yönetimi kuruldu. Aynı zamanda 17 sene önceki Çin’e nazaran şu anki Çin ekonomisi ve teknolojisi de tamamen bambaşka bir düzeye çıktı. Sıkıntılarımızın üzerinden gelme konusunda özgüvenimiz tamdır.
BİLİME DAYANMAK
Üçüncüsü de bilime dayanmayı vurguluyoruz. Çin Hükümeti bilim ve teknolojiye çok önem veriyor. Virüsün gelişmesini engellemeye ve önlemeye yarayabilecek üç ilaç seçtik ve üzerinde çalışmaya devam ediyoruz.
PLANLILIK
Dördüncüsü: Düzenli bir şekilde mücadele etmeye önem veriyoruz. Panik duygusu virüsün kendisinden daha fazla zarar verebilir. Şu anda Çin genelinde organize bir şekilde salgınla mücadele süreci yürütülüyor. Bu yüzden şu anda salgının ciddi boyutta olduğu Vuhan kenti de dahil her yerde çok düzenli bir şekilde süreç yürütülüyor. Bazı basın organlarının verdiği haberlerde sanki vatandaşlarımız çok büyük sıkıntı çekiyorlarmış gibi gösteriliyor. Bu belki bundan önceki aşamalarda yaşanan durumları yansıtabiliyor. Çünkü bundan önceki dönemde Vuhan kentindeki mevcut sağlık kaynakları böyle bir salgınla baş etmek için tam olarak yetmiyordu. Ama şimdi yeni hastaneler inşa edildi ve eski hastaneler yeni standartlara göre dönüştürüldü. Bu gibi çalışmalar yapıldıktan sonra Vuhan’deki sağlık kaynakları giderek kendi kendine yeterli hale gelmeye başlıyor. Ve durum çok iyileşmiş durumda. Biz uluslararası toplumla açıklık ve şeffaflık ilkesi çerçevesinde işbirliği yapmaya çok önem veriyoruz. Dünya Ticaret Örgütü ve ilgili bütün ülkelerle tüm bilgileri paylaşıyoruz. Hep açıklık ilkesi çerçevesinde hareket ediyoruz. Bu yüzden Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) , Çin Hükümetinin aldığı tedbirleri takdirle karşıladı.
"PANİK YAYIYORLAR"
İlker Yücel: Ama ekonomik ilişkilerde bile "askıya alma" kararları görüyoruz.
DSÖ, ilgili ülkelerin Çin ile ticari ve ekonomik ilişkileri kesmesini ya da normal vatandaşlarımızın gidiş gelişlerini askıya almasını tavsiye etmiyor. Hatta buna net bir şekilde karşı çıkıyor. Bu yüzden bazı ülkeler Çin’i panik duygusunu yaymakla suçluyor. Ama bu ülkelerin kendilerinin yaptıklarına bakarsak onlar Çin’de ya da Vuhan kentinde yaşayan vatandaşlarını kendi ülkelerine getirmeye karar veren ilk ülkeler. Hatta ilgili bölgelerdeki diplomatik personelini de ülkelerine geri getirdiler. Hatta erken tarihlerde bile Çin’le ilgili olarak seyahat sınırlamaları getirdiler. Bunların aldıkları ölçüsüz ve gereksiz reaksiyonlar panik duygusunun yayılmasının en önemli nedenleridir. Bu yüzden umarız, ilgili ülkeler DSÖ’nün verdiği tavsiyeler çerçevesinde hareket ederek Çin’le beraber olmaya devam edebilirler. Şöyle bir atasözümüz var: Bir ülke bir millet felaket ve afetlerden hep güçleniyor.
İlker Yücel: ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross ‘Bu salgınla Amerika’da istihdam artabilir’ açıklaması yaptı. Virüsten istihdam çıkarmaya çalışan bakış açısını nasıl yorumluyorsunuz?
Çin dahil tüm uluslararası toplum üyeleri elinden geleni yaparak salgınla mücadele ederken, böyle açıklamalar duymak, aslında onların pek yerinde olmadığını düşündürüyor. Orkestra ekibi birlikte güzel bir şarkı çalarken orda bir kişi yanlış bir notayla ses veriyor gibi gözüküyor.
"FEDAKARLIK VE GELECEK"
İlker Yücel: Çin toplumunun seferberlik içerisinde olduğunu söylüyorsunuz. Kamu kararları dışında, seferberliğe örnek verebileceğiniz vatandaş girişimleri var mı?
Sizinle şöyle kişisel bir duygumu paylaşmak istiyorum. Salgın çıktıktan sonra Çin’de iki tür insan beni duygulandırdı. Birincisi Çin’deki sağlık personeli tamamen fedakarlık duygusuna sahip olarak, kendi çıkarlarını unutarak, gece gündüz demeden, gönüllü bir şekilde Vuhan kentine gelerek orda yardımcı oluyorlar. İkincisi ise Çin’de 1980 yıllarında, 1990’lı yıllarda, hatta 2000’li yıllarda doğan yeni nesil Çinli gençler, onlar da beni çok duygulandırdılar. Çünkü onlar büyük bir soğukkanlılık ve itidal duygusuyla, çok büyük bir sıcakkanlılıkla salgınla mücadeleye katkıda bulunmaya devam ediyor. Birinci türdeki insanlar bana Çin’in ruhunu gösterdi. İkinci türdeki insanlar ise bana Çin’in geleceğini gösterdi.
TÜRKİYE’YE TEŞEKKÜR...
İlker Yücel: Türkiye’nin tutumunu nasıl buldunuz?
Dostluğunuzu derinden hissettik. Sağlık malzemesi için teşekkür ederiz. Aynı zamanda Türkiye Hükümetinin Çin Hükümetinin salgınla mücadele açıklamalarına verdiği desteklerden ve Çin tarafının zafer kazanacağına olan inançlarından dolayı da teşekkürlerimizi sunuyoruz. Salgınla mücadelede insanlık zafer kazanacak.
"UYGUR BÖLGESİ VİRÜSTEN EN AZ ETKİLENDİ"
İlker Yücel: Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde virüs vakası var mı? Bazı gazeteler Sincan da önlem alınmadığını yazdı. Doğru mu?
Bu tam olarak iftira. Şu anda Çin’de teyitli vakaların 3’te 2’si Hubey eyaletinde. Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki verilere baktığımızda 32 teyitli vaka var. Şu anda bir ölüm olayı yaşanmadı bu bölgede. Sincan bölgesindeki 32 vakanın, Çin genelindeki 24 bin teyitli vakadan ne kadar bir pay aldığını bilirsiniz. Bu bölgede virüsü kapan hastalarımızın hiçbiri hayatını kaybetmedi. Sincan Uygur Özerk Bölgesi en hafif etkilenen bölgelerden. Bu gibi iftira atmaya çalışanların art niyetli olduğunu görebiliyoruz.
Sürecin Kuşak Yol projesini etkileyip etkilemeyeceği sorusunu yanıtlayan Deng Li şu ifadeleri kullandı:
Salgının Çin ekonomisine etkisi geçici olacaktır. Çin’in geleneksel bahar bayramındaki alışverişlerini etkiledi. ‘Kuşak Yol’ girişimi ise oldukça büyük ve etkili bir proje.
Çin ekonomisi büyümeye devam edecek. Salgınla mücadelede Kuşak Yol projesini anlatırken vurguladığımız değerlerin önemini anladık ve uluslararası toplumda her bakımdan kader birliği olduğunu gördük.
"TİCARETİ ETKİLEMEZ"
İlker Yücel: Virüsün Çin ürünleri üzerinden dünyaya yayıldığı iddia ediliyor. Ne dersiniz?
Koronavirüs, oturduğumuz sandalyeler, masalar, sehpalar, ya da ürünlerin yüzeyinde bulunuyorsa normalde 5 saatten fazla hayatta kalamıyor. Ancak ve ancak son derece özel hava sıcaklığı ve nemlilik altında birkaç gün hayatta kalıyor. O da 5 günden daha fazla sürmez. Bu yüzden Çin ile normal mal ticareti böyle bir salgından olumsuz etkilenmeyecektir.
talebe.org