YAZAR
Herkese merhabalar. Bugün de yıllardan beri kutlanan şanlı 1 Mayıs'ı geride bıraktık. Bugünün diğerlerinden farkı iki farklı 1 Mayıs yaşanmasıydı. Ne oldu peki, işçiler neden bir yerde isyan ettiler, başka bir yerde hiçbir sorun olmadan ideolojik savaş yaşanmadan güzelce 1 Mayıs kutlayabildik. Ya da daha önemlisi, Saraçhanede işçiler mi vardı yoksa her zamanki gibi vatansever bir şekilde başlayan halkın hareketine terör mü katılmıştı?
İlk olarak bugün Bursa’da kutladığımız 1 Mayıs’tan bahsetmek istiyorum. Türk-İş’in düzenlediği bu 1 Mayıs'a yüzbinlerce işçimiz ve bağımsızlık mücadelesi veren Filistin halkının direnişini destekleyen demokratik kitle örgütleri ile güzel bir yürüyüş yaptık. Ülkücüsünden sosyalistine kadar katılım alan bu şanlı işçi zaferinin yıldönümünde Türk milleti özünde olduğu gibi kutuplaşmadan, kardeşçe, halaylar ve türküler eşliğinde yürüdü ve haklarını talep etti. Ama ne oldu da İstanbul’da Türk-İş’in katılımından çok daha az kişi olmasına rağmen halk, polisine karşı bu kadar direndi ya da halk mı direndi, terör örgütleri mi 1 Mayıstan beslenmek istedi?
Özellikle 31 Mart yerel seçimlerinden sonra tekrardan yükselişe geçen HDP ve birinci parti konumuna geçmiş CHP ile yükselen terör sempatizanlığı ve terör eylemleri ile yasaklar çiğnenmeye çalışılmış ve devamında da sendikalar çekilmiş olsa bile bu terör ve bölücülük meraklıları çekilmeyip terörü destekleyip halka karşı da propaganda yapmıştır. Oysaki Bursa'da tüm milletimiz el ele verip işçi marşları söyleyerek 1 Mayıs’ı kutladılar.
Peki, gelelim yazımızın en can alıcı noktasına. Türk gençliği iktidarı nasıl eleştirmeli ve nasıl bir tavır takınmalıdır?
Elbette iktidar bugün hem Amerika’ya hem AB'ye karşı doğru bir tutum sergileyemiyor ancak iktidarın terörle mücadelesi de ortada. Bugünün şartlarında devrimcilik, Amerikan emperyalizmine en iyi şekilde karşı çıkan ve milli bir yolda hareket etmekle olur. . Peki gençlik ne yapmalı?
Burada da kuruluş amacı milli bütünlüğü destekleyen ve milliyetçileri, sosyalistleri ve vatanseverleri yani kısaca bütün Türk gençliğini birleştiren TGB, TLB ve onun öncü kadrolarına kalıyor. Anti emperyalizmi baş ilkesi ilan eden TGB’li her devrimci, bugün zaten İstanbul’daki terörist eylemleri kınayıp polislerimize destek verdi ve yaralanan her polisimiz için üzüldüler.
Tabii sistem medyası bize bu şekilde yansıtmadı olayları. Sanki kimse bölücü bir eylem yapmamış gibi sadece polis gelip ortalıkta terör estirmiş gibi davrandı. Ancak halk her şeyi yakın zamanda görecektir. Türkiye Gençlik Birliği ve Türkiye Liseliler Birliği’nin önündeki görev, gençliğe vatan düşmanlığı bulaştırmadan nice 1 Mayıslar kutlamaktan geçer.
O yüzden şunu söylüyoruz:
"Bütün dünyanın işçileri ve ezilen ulusları, birleşin!"