104 Emekli Amiral Bildirisi ve Gerçekler

Türkiye'nin etrafı emperyalizm tarafından çevrilmişken ordu-hükümet gerilimine yol açabilecek davranışlarda bulunmanın bir bahanesi olamaz!

104 Emekli Amiral Bildirisi ve Gerçekler
Okan Sefa Demirci
Okan Sefa Demirci
YAZAR

Yüz dört emekli amiralin yayınladığı bildiri ülke gündemine oturmuş ve bir süre oturduğu yerden kalkmayacak gibi gözüküyor. Peki emekli amirallerin yaptığı açıklamada darbe iması var mı, iktidar kanadından gelen sert tepkinin ardında ne yatıyor? Öncelikle Mavi Vatan’da gerçekleşen Noble Dina ve Nemesis gibi Türkiye’ye karşı yapılan tatbikatlara -uzun süre gündemde kalmasına rağmen- bir araya gelerek bildiri yazma hassasiyeti göstermeyen emekli amirallerin neredeyse hiç konuşulmayan ve çarpıtılan Montrö Boğazlar Sözleşmesinden “çekilme” hurafesi hakkında bu kadar duyarlı olmaları gerçekten çok şaşırtıcıdır. Bu tarz bir bildirinin yazılması ancak birisi çıkıp “Haydi Boğazlar Sözleşmesini yürürlükten kaldıralım.” deseydi düşünülebilirdi.

 

Kuşatmayı Gözetmeyen Sorumsuz Bildiri

 

Türkiye'nin etrafı emperyalizm tarafından çevrilmişken ordu-hükümet gerilimine yol açabilecek davranışlarda bulunmanın bir bahanesi olamaz. “Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk'ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir.” satırları doğrudan Türk ordusunun kararlılığını ve sağlamlığını hedef alan, ona olan güveni zedelemeye kast eden, ordu arkasında birleşen milleti bölmeye çalışan bir ifadedir. Bunun yanı sıra kimsenin binlerce FETÖ'cü irticacının tasfiye edildiği bu dönemlerde kahraman ordumuzun devrimci kimliğini kaybettiğine dair bir iddiası yoktur, olamaz. TSK bağımsızlıkçı ve devrimci geleneğe sahiptir. Türkiye yüz yıl önce de bugün de emperyalizmle mücadele halinde bir ülkedir. Bu bakımdan Türk askeri aynı zamanda büyük önderimiz Atatürk'ün askeridir. Bütün bunlar bizi emekli amirallerimizin son derece yersiz ve akıllarda soru işareti bırakan söylemleri hatalı ve gereksiz olduğu sonucuna götürmektedir.

 

Darbe İthamları TSK’ya Gölge Düşürür

 

Emekli amirallerin kamuoyuna sunduğu bildirinin gündemde bu kadar etki yaratmasının bir sebebi de hükümetin “darbe tehdidi” olarak yorumlayıp büyük bir kampanya yapmasıdır. Hükümetin bu tarz olaylarda -her ne olursa olsun- şaşkın, öfkeli, güvensiz değil, olgun, sakin ve kendinden emin olması ve tartışmalara nokta koyarak huzuru sağlaması gerekir. Panik ve şiddet havası estirmek kesinlikle büyük bir hata olmakla birlikte gerginliği arttırır. Kaldı ki bu bildiriden ikinci bir 15 Temmuz anlamı çıkartılamaz. Çünkü 15 Temmuz darbesi ordunun değil, ordunun içindeki Amerika'nın yaptığı bir darbedir. Yapılan tasfiyelerden sonra 15 Temmuz'un ikinci kez yaşanması mümkün değildir. Uzun lafın kısası hükümetin böyle durumlarda gerilimi tırmandırmak yerine birleştirici olması gerekmektedir. Verilecek tepkiler, siyasi içeriğe üslubunca verilmelidir. Asker sıfatlı kişilerin olası her yanlış fikrine darbe üzerinden cevap vermek ezbere ve yanlıştır. Güçlü iktidar, halkına güven veren iktidardır.

 

Atatürk’ün Ordusu Savaşıyor!

 

Türkiye'nin bugün bağımsızlık mücadelesi verdiğinin unutmamak şarttır. Orduyla hükümetin arasında çatışma olduğu bir Türkiye bu mücadelesinde başarılı olamaz. Türkiye Gençlik Birliği yaptığı açıklamasında kahraman ordumuzun Atatürk'ün çizgisinden çıkmadığını, orduda irtica tehlikesinin bulunmadığını ve emekli amirallerimizin yanlış da olsa fikirlerini belirtme haklarının anayasal olarak korunduğunu çok güzel özetlemiştir. Yaşasın varlığını Türk varlığına armağan etmiş, kahraman ve devrimci Türk Ordusu, yaşasın halkın devlet üzerindeki egemenliği!

Tarih:
Diğer Haberler