
Türkiye; bu zor günlerde, 24 Temmuz’da TSK tarafından başlamış olan 'vatan savaşını' ilk günkü gibi kararlılıkla sürdürüyor. TSK, vatanımızı ve bağımsızlığımızı tehdit eden, Amerikan emperyalizminin kara gücü olan terör örgütlerine karşı yapmış olduğu operasyonlardan başarılı çıkmıştır. Başarılı çıkmıştır diyoruz çünkü Ankara’da patlatılan bombalar bunun bir göstergesidir.
Bu başarılı operasyonların ağır darbe indirdiği emperyalist güdümlü terör örgütleri, kanlı eylemler yaparak ülkemize içten saldırmaktadırlar. Daha önce de Sultanahmet’te yaşanan patlama gibi yapılan kanlı eylemler ve en sonunda da Ankara’nın göbeğinde gerçekleşen patlama; milletimize ve Türk askerine karşı yapılmaktadır. TSK’nın; PKK’dan sonra, PYD’nin de üzerine yürümesi emperyalistleri ürkütmüş ve harekete geçirmiştir.
Aynı şekilde sözde barış söylemleri ile operasyona karşı duranlar; ABD’ye, milletimizin ve Mehmetçiğimizin kanını sunmaktadır.
Vatanın bölünmez bütünlüğünü, PKK-PYD ile bozmaya çalışan Amerikan emperyalizmi, bu başarılı sürece göz dikmiş; en sonunda PKK’nın Suriye kolu olan PYD için, "terör örgütü değildir" diyerek sahip çıkmıştır. ABD’nin, Asya’nın Batısındaki ülkelerin sınırlarını değiştirme planı hala devam etmektedir. Bu planın en çok tehdit ettiği yer olan ülkemiz, aynı zamanda bu planı bozacak en büyük güçtür. PKK-PYD terör örgütüne yönelik askeri operasyonlarımız bölge huzurunun sağlanması açısından önemlidir.
Türkiye’nin acilen yapması gereken şey, bölge ülkeleriyle birlikte terör örgütlerine karşı bir cephe yaratmaktır. Ancak bugün, IŞİD ve ÖSO denilince AKP’nin bugüne kadarki tavrı, bölge ülkelerine samimiyetsiz gelmekte ve güven vermemektedir. Rusya, Suriye bütünlüğü için bu terör örgütlerin üzerine yürürken, PYD ile mücadele arka planda kalmaktadır. Çünkü en çok rahatsız olan Türkiye’dir, fakat bölge ülkeleriyle kaderini birleştirmemiştir.
Yine de Türkiye, Suriye ve Rusya’nın Ortadoğu’da yaptığı başarılı operasyonlar sayesinde, uzun bir süre sonunda, bölgede terör örgütlerinin pasifliğini belirli bir oranda sağlamıştır. Demek ki bu 3 ülke (Türkiye, Rusya ve Suriye) bölgede antiemperyalist bir politika uygulayarak, emperyalizmin "kara gücüm" dediği bu terör örgütlere zarar vermiştir. Olması gereken bu uygulamaların sonuçlarından görüyoruz ki; Türkiye, Rusya ve Suriye bölgeyi tekrar yaşanabilir hale getirebilir. Bu başarılı silahlı mücadeleyi bir siyasi duruşla sabitlemeli ve başta bu ülkelerle ittifak kurulmalıdır. Bölgenin coğrafi konumuna göre de bu ittifaka en uygun isim Avrasya birliği olur. Bu birlik terörle mücadelenin sonucunda doğacaktır ve yaptığı, üstlendiği ilk görev de terör örgütlerini bitirmek olacaktır.
Yağız Coşkun
TLB Bodrum İlçe Başkanı