Atlantiğin Çırpınışları: Ukrayna Krizi Hamleleri

TLB Antalya İl Başkanı Ali Onur Eryiğit yazdı.

Atlantiğin Çırpınışları: Ukrayna Krizi Hamleleri

Rusya - Ukrayna krizi yalnızca Ukrayna ve Rusya arasında mı? Yoksa Atlantik ile Asya’nın bu yüzyıldaki hâkimiyet mücadelesi mi? Şüphesiz ki bir hâkimiyet mücadelesi. Hatta bir mücadele değil yozlaşan, yenilen ve çağın gerisinde kalan Atlantik’in son çırpınışları.

Son zamanlarda iyice artan savaş çığırtkanlarına karşın Moskova yönetimi ısrarla savaş istemediğini ve Karadeniz’in denizaşırı güçler tarafından karıştırıldığını vurguluyor. Ukrayna’yı da bağımsız hareket etmeye, kendi insanlarının çıkarlarını savunmaya ve Dontesk, Lugansk meselelerini diyalog ve siyaset ile çözmeye çağırıyor.

Aylardan beri Atlantik medyası asılsız bir biçimde Rusya’nın Ukrayna’ya saldıracağı yalanını pompalıyor. Bu yalanlar Rusya ile Avrupa’nın arasını bozmak ve Ukrayna-Rusya çatışmasını alevlendirmek için söyleniyor. ABD’nin bunu yapma sebebi bölgede istikrarsızlık yaratmak istemesi ve gelişen Avrupa Rusya ilişkilerini sekteye uğratma arzusunda yatıyor. Yeni dünyada, Avrupa ülkelerinin, Asya’nın yükselişini fark etmesi ve Asya’da ittifaklar kurmak istemesi üzerine ABD Avrupa’yı elinde tutmak için birçok projeye girişti. Bu yüzden Ukrayna – Rusya krizinin arkasında Amerika’nın olması şaşırtıcı bir durum değil.
Sovyetler Birliği’nin yıkılışından sonra başlayan “Turuncu Devrim” silsilesi Baltık ülkelerini bir uydu olarak kullanıp Rusya’yı bastırmak için kullanılan halk ayaklanmalarıydı. İnsanlara daha fazla tüketmek, dolar harcamak ve sahte bir demokrasi sunuyordu. Avrupa’da eğitim görmüş birkaç sivil yönetici emperyalizmin ideolojik aygıtları sayesinde kitleleri peşine takıp ülkelerde sivil darbeler olmasını sağlıyorlardı. Bu turuncu darbelerden 2004 – 2005 yıllarında Ukrayna’da nasibini aldı ve Viktor Yüçenko yönetime geçti. Ukrayna ve Rusya arasındaki gerginlik o zamanlar başladı. Çünkü Rusya yeni Ukrayna’dan gelecek tehdidin farkındaydı. Yeni yönetimle emperyalizme kukla olan Ukrayna NATO’ ya girerse ne doğalgazını Avrupa’ya aktarabilirdi ne de sınırlarındaki tehdidin boyutu eskisi gibi kalabilirdi. Çünkü hemen yanı başındaki bir NATO ülkesi, onlarca ABD üssü demekti. Karadeniz’de kana susamış aç köpek balıkları demekti, terör sorunu demekti. O yüzden, Rusya Ukrayna’nın NATO’ya girmemesi için elinden geleni yaptı, yapıyor da. Buradaki en önemli nokta, Rusya’nın açıklamalarında savaşla halletmek istemediğini vurgusudur. Amerika’da inatla asılsız istihbaratlar paylaşarak bölgeyi karıştırıyor.

Tek Dişi Kalmış Canavar

Amerika’nın deli danalar gibi sağa sola saldırmasının artık tek sebebi başını çektiği emperyalist ideoloji değil, girdiği savaşlarda kaybetmesidir. Vietnam’da, Irak’ta, Afganistan’da, Suriye’de kaybeden ABD köşeye sıkışan kedi gibi son tırmıklarını atma peşinde. Ama o tırmıklar yükselen Asya’nın kalesi Rusya’ya dokunamaz. Rusya, emin ve sağlam politika ile ABD’nin Ukrayna’da ve dünyada oynadığı oyunlara müsaade etmiyor. Ancak Türkiye halen emperyalizmin tüm tehditlerinin farkında değil. Küçük hesaplar için Ukrayna’ya silah satılması ve siyasi olarak atılan yanlış adımlar emperyalizm ile mücadelemizi zayıflatıyor. Biz Adalar denizinde kukla Yunanistan ile nasıl uğraşıyorsak, Rusya da toplam olarak Asya’nın çıkarları için Ukrayna ile uğraşıyor. Çünkü Putin büyük kuşatmanın farkında. Amerika Asya’yı dört taraftan kuşatma peşinde. Dedeağaç’a yapılan askeri yığınak, Ukrayna’da kurulmak istenen üsler bu kuşatmanın örneklerindendir. Rusya, tüm bunları görüyor ve makro politikalar izleyerek karşı koyuyor. Türkiye’nin de yapması gereken bu. Bölge ülkeleri ile bir ittifak kurmak ve ABD emperyalizmine tek yumruk ile karşı koymak.

Yanlış Milliyetçilik

“Türk'ün Türk’ten başka dostu yoktur” derseniz milliyetçi olamazsınız. Rusya, Çin, Suriye, İran düşmanlığı yaparsanız milliyetçi olamazsınız. Karadeniz’de kukla Ukrayna’yı desteklerseniz milliyetçi olamazsınız. Yükselen Asya’ya karşın gözlerinizi kapatırsanız milliyetçi olamazsınız. İşte bizim ülkemizde de kendine milliyetçi süsü verenler tüm bunları yaparak bize nasıl milliyetçi olamayacağımızı gösteriyorlar. Türkiye ve Azerbaycan Karabağ’da savaşırken Rusya’yı kötüleyenler. İran ve Rusya Suriye’de ABD destekli PKK’ya ağır darbeler vururken İran’ı Rusya’yı tehdit olarak görenler, Ukrayna – Rusya meselesinde de Rusya’yı düşman olarak görüyor. Aslında kendini milliyetçi maskesi altında gizlemeye çabalayan bu partiler ve kalemşörleri, vatan savaşı cephesine sızmış ajanlardır.
Doğru milliyetçilik Atatürk’ün bize miras bıraktığı yollardan gitmektir. Atatürk hiçbir zaman dış politikada yalnızlığı savunmamıştır. Mazlum milletler ile kader birliği ve bölge ülkeleri ile stratejik işbirlikleri Atatürk programının vazgeçilmezidir.


TLB Antalya İl Başkanı

Ali Onur Eryiğit

Tarih:
Diğer Haberler