YAZAR
Türkiye’nin 24 Ağustos 2016’da Cerablus’tan başlattığı ve sınırımızdan 30 km uzaklıkta olan El Bab’ı IŞİD işgalinden kurtararak Amerika-İsrail destekli Kürt Koridorunu ortadan ikiye böldüğü tarihi Fırat Kalkanı operasyonu 31 Mart 2017 günü bitti. Binlerce İŞID ve PKK’lı etkisiz hale getirildi, tonlarca mühimmat, silah ele geçirildi. Peki sırada ne var? Fırat Kalkanı operasyonunun bittiği günden bugüne yapılan açıklamalar gösteriyor ki Fırat Kalkanı bitti, fakat sınır ötesi operasyonlar olanca kararlılığı ile PKK/YPG elinde olan bölgeler temizlenene kadar sürecek.
Kılıç ve Kalkan Ayrı Değildir
Günümüzde savaşlar fiiliyatta kılıç ve kalkan ile verilmemekte, meydanlarda cenk edilmemektedir fakat füzelerle, gelişmiş teknolojiler ile sürmektedir. Ancak silahların kullanılış biçimi ve strateji onları kullananın ellerinde kılıca kalkana dönüştürmektedir. Fırat Kalkanı başladığı günden bu yana aslında Amerika-İsrail destekli Kürt Koridoruna sokulan bir kılıçtı. Başta Suriye halkına ve tüm mazlum milletlere emperyalizmin saldırılarına karşı umut olan TSK, terör örgütlerini Fırat Nehri’nin Doğu’suna sürerek ve bölgeyi temizleyerek kılıcını emperyalizm ve taşeronlarına vurdu. Bu sebeptendir ki El Bab’ın işgalden kurtarılması operasyonlarında ve kurtarıldıktan sonra şu değerlendirmeleri yaptık: Türk Silahlı Kuvvetleri, ABD destekli terör örgütleri Ortadoğu’dan temizlenen dek mücadeleyi sürdürecektir, sınır güvenliğini tamama erdirecektir. Bugün gelinen noktada Sincar’a yapılan hava operasyonları ve Tel Abyad bölgesindeki sıcak gelişmeler değerlendirmelerimizi doğruluyor, Türk Silahlı Kuvvetleri terör örgütlerinin belini kırıyor.
Terörle Mücadelede Esas: Kararlılık
Terörle mücadelenin başladığı zamandan beri Türkiye’nin silahlı kuvvetlerinin yani TSK’nın ve Türk polisinin başarısının ardında yatan biricik anahtar kararlılıktı. Çırpınan terör örgütleri metropollerde sivillere saldırdığında polislerimiz bombaların üzerine koşarken; TSK ve jandarma Güneydoğu’da PKK’yı hendeklere gömerken, sınır ötesinde emperyalizmin taşeronlarının üzerine koşarken cesaretleri kararlılıktan geliyordu. Bu kararlılık ise Türk milletinin azminden, devrimci geleneğinden ve mazlum milletleri on yıllardır emperyalizm tehdidine karşı korumasından gelir. Bu kararlılık ve azim olmadığı sürece terörle mücadele sekteye uğrar. Ankara’da sözde Kürdistan bayrağı altında görüşmeler terörle mücadeleyi çözmez, aksine daha kötü hale getirir.
Sincar ve Tel Abyad’daki Düşman: ABD
Geçtiğimiz günlerde yaşanan gelişmeler ışığında Türk Silahlı Kuvvetleri 25 Nisan’da Sincar ve Karakoç’a hava harekatı gerçekleştirdi. Gerçekleşen saldırıda toplamda 100e yakın terörist etkisiz hale getirildi. Bu operasyonlar ile Türkiye’nin terörle mücadeledeki kararlı tavrı bir kez daha tüm Dünya’ya ilan edildi. Operasyonlar hakkında Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Abidin Ünal “Sincar’ın ikinci Kandil olmasına izin vermeyeceğiz” dedi. ABD’den gelen açıklamalar ise çırpınışı gözler önüne seriyor. PYD liderinden Salih Müslüm 'Bu sadırıyı beklemiyorduk' açıklamasını yaparken Amerikalı Albay John
Dorrian, bölgedeki müttefik kuvvetlerini çekmek için yeterli zaman olmadığını, vurulan hedeflerden yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta Amerikan askerlerinin bulunduğunu belirtti. Yine ABD Dışişleri Başkanlığı Sözcüsü Mark Toner, bölgede bulunan ABD'li askerlerin hayatının riske atıldığını ifade etti. O halde soruyoruz ve uyarıyoruz: Amerikan askerlerinin terör örgütleri ile o kamplarda ne işi vardır? Orada bulundukları sürece TSK müdahaleye devam edecektir.
Sincar’ın ardından Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesinin karşısında yer alan Suriye'nin kuzeyindeki Tel Abyad ilçesi sınırında Türk askeri ile YPG arasında şiddetli çatışmalar yaşandığını öğrendik. Harekatın derinliği Tel Abyad’a güney yönünden 35, terör örgütü DEAŞ’ın Suriye’deki merkezi Rakka’ya 47 km mesafedeki Ayn İsa’ya kadar inmesi öngörülüyor. Buradan da anlıyoruz ki Fırat Kalkanı görevini yerine getirerek Fırat’ın batısına sürdüğü terör örgütlerinin üzerine yürümekle kalmayıp, Fırat Kılıcı ile sınır temizliğine devam edecek.
Korkunun Ecele Faydası Yok
Sincar, Karakoç ve Tel Abyad’da TSK’nın operasyonları ardından ABD telaşa düştü. Amerikalı subaylar, YPG'li teröristlerle birlikte bölgeye hızla gitti. Sincar ve Karakoç harekatları öncesinde terör örgütlerine “kaçın” çağrısı yaptığı öğrenilen ABD, TSK’nın operasyonları ile bölgedeki hareketliliğini arttırıyor, çırpınmaya devam ediyor. Operasyonların ardından ABD’den açıklamaların ardı arkası kesilmedi. PKK/PYD'nin yardım çığlığına ABD tank ve ağır silahlar göndererek yanıt verdi. Kobani'den Kamışlı'ya Türkiye sınırı boyunca tank konuşlandıran ABD’nin PYD’li teröristler ile birlikte sınır hattında nöbet tutan komutanlarının da görüntüleri ortaya çıktı.
Bu gelişmelerden görüyoruz Amerika Ortadoğu’daki planlarını artık okyanusun ötesinden, Beyaz Saray’dan yönetemiyor, sınırda şanlı Türk ordusunun üstlerine yürümelerini bekliyorlar. Türk milleti referandum sürecinde evet-hayır olarak ayrıştırılmaya çalışılmış fakat bu plan başarısız olmuştur. Sonrasında ABD’li yetkililer tarafından 2. Gezi çağrısı yapılmış fakat halk buna da mahal vermemiştir. Bugün TSK’nın kararlı ilerleyişi Türk milletine umut olmakta, tekrar halk yek vücut olmakta, kalpleri sınırda ABD’ye karşı savaşan Mehmetçik ile çarpmaktadır. Bizler de Türk gençliği olarak Mehmetçiğimizin her dönem olduğu gibi bugün de yanındayız. Şehirlerde, üniversitelerde terör örgütü destekçisi hiçbir oluşuma izin vermeyecek, mücadelemizi tam bağımsız Türkiye kararlılığı ile sürdüreceğiz.
Ali Murat Engin
TLB İstanbul İl Sorumlu Yardımcısı
TGB İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Temsilcisi
KAYNAKÇA:
1. www.tsk.tr
2. www.aydinlik.com.tr
3. www.ulusalkanal.com.tr
4. syria.liveuamap.com
talebe.org