YAZAR
Bildiğiniz üzere ABD Başkanı Donald Trump, Venezuela Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaido’yu ülkenin geçici devlet başkanı olarak tanıdığını açıkladı. Darbeler ile hükümet atamaya çok alışmış olmalılar ki, gözlerini Maduro’ya dikmişler. Ancak unuttukları birşey var; ABD’nin, sözde demokrasi götürdüğü, hükümet tayin ettiği o tek kutuplu dünya düzeni yıkılmaktadır. Maduro görevinin başındadır. Trump’ın açıklamaları geçersizdir. ABD önce Asya’dan çekilmeye başlamıştı, şimdi de Latin Amerika’da ki hegemonyası yıkılma sürecine girmiştir. Bolivarcı Devrim, emperyalizme örgütlü bir şekilde direnmektedir. Bu mücadelenin, bizlere beraberinde ardı arkası kesilmeyen yenilikleri getiren Bolivarcı Devrimi hatırlatması doğaldır.
“Örgütlü Bir Halkı Hiçbir Kuvvet Yenemez”
Gündemde büyük yer edinen Venezuela meselesini, bu söz ile değerlendirmek, meselenin derinine inmekte yarar var. Bildiğiniz üzere Chavez uzun süren yaşam mücadelesi sonucunda hayatını kaybetmişti. Chavez’in tüm dünyaya hatırlattığı en önemli şey, örgütlü bir halkın asla mağlubiyete uğramayacağı oldu. ABD’nin sayısız müdahalelerine direnen Chavez ve Venezuela’nın, kuşkusuz en büyük güç kaynağı bu etkendir. Tabii Bolivarcı kültürün etkilerini de unutmamak lazım. Bu isim, 19. yüzyılda Güney Amerika'nın büyük bölümünde bağımsızlık mücadelesine öncülük etmiş olan Venezuelalı General Simón Bolívar'ın adından gelmekte. Bu kültürü de bu günlerde ABD’nin türlü oyunlar ile üzerine gittiği Venezuela’nın devrimci önderi Nicolas Maduro sürdürmekte.
Maduro Diktatör mü?
Bildiğiniz üzere geçtiğimiz günlerde, Maduro’nun et yemesi gündeme oturmuştu. Ardından, et yedi diye Maduro’yu devrimcilikten aforoz etmeye kalkanlar çıktı. Bunu da türlü yalanlar ile desteklemeye çalıştılar. Twitter’da dolaşan, musluktan akan çamurlu su videoları, Venezuela halkının sefalet çektiği gibi türlü söylemler ve sözde sokağa dökülmüş, ABD'nin özgürlüğüne çağrı yapıyor diye gösterilmeye çalışılan kitle. Görüntülerin Venezuela’da çekildiğini musluktan öğrenmiş olsalar ki kendilerinden bayağı eminler. Bugün Maduro’ya yapılan algı operasyonları, aslında ABD’nin ilk değil, çaresizce olan son çırpınışlarıdır. Bu gün Venezuela’da yaratılan kaos, güya “katliam yapıyor” söylemleri ile Esad’a da yapılmakta. Bu kaos, haliyle sosyal medyada yayılan aç, memnuniyetsiz, sefalet içerisinde ki insanların bulunduğu fotoğrafları da beraberinde getiriyor. Sözde demokratik ve özgürlükçü Trump, görüntülerin doğruluğuna inanıyorsa öncelikle uyguladıkları ambargoları sonlandırmalıdır. Ancak medyaya yansıtılan açlık, kesinlikle sunidir. Doğal olan bir şey varsa oda her gün, toprağın altına gömülmüş gıda depolarının kullanılması, bir çok yerli firmanın ithalatta kar elde etmesidir. Dünyadaki 1.483 trilyon ham petrol rezerv miktarının, 302.809 milyon kadarını da Venezuela’nın karşıladığını ve bu alanda birinci sırada olduğunu da atlamamak lazım. Anlayacağınız, sosyal medyada Maduro ve Venezuela üzerine yazılan, çizilen şeylerin hakikatle hiçbir alakası yoktur. Tek bir hakikat var; Maduro ve Venezuela halkı, ABD’ye direniyor. Otobüs şoförlüğü geçmişi olan birisi, ABD’ye nasıl direnecek şeklinde soru işaretleri olanlara ise, Maduro’nun Venezuela Sosyalist Partisi ve sendikacı geçmişini araştırmalarını öneriyoruz.
ABD’nin milli devlet düşmanlığı ile saldırdığı Maduro, ülkesini ABD’ye karşı korumaktadır. Geçmişe dönüp baktığınızda ABD’nin bunu daha önce de yaptığını (Esad, Kaddafi, Saddam, Kim Jog Un...) görebilirsiniz. Geçmişte de, ülkesini savunan liderleri katil, diktatör ilan eden ABD’dir. Fakat ABD hesapları Venezuela’da tutmamıştır. 1998 yılında gerçekleşen Bolivarcı Devrim, ABD’nin ülkede ki tahakkümünü yerle bir etmiştir. Sonucunda da bağımsız dış politikalar, sağlık ve eğitim alanındaki yenilikler, petrolün millileştirilmesi ardı sıra gerçekleşmiştir.
Venezuela Bildiğimiz Gibi; Başı Dik!
Darbe girişimleri, suikast teşebbüsleri, ekonomik kaoslar gibi türlü oyunlar oynandı. Fakat ABD’nin kuşatmaları, başı dik Venezuela halkının, Maduro’nun arkasında kenetlenmesi sonucunda ayaklar altına alınmıştır.
Emperyalizmin, topraklarımıza girdiği her an karşısında olmuş, vatansever, Atatürkçü, Türkiye Liseliler Birliği üyeleri olarak tavrımız net. Venezuela halkının ve Maduro’nun yanındayız. 21. yüzyılın zorunluluğu göz önüne serildiğinde, emperyalizme karşı direnen Venezuela, Türkiye’nin doğal müttefikidir. Bu gün Maduro ile olmak, ABD emperyalizmine boyun eğmemektir. Irak, Suriye gibi onca saldırıya rağmen parçalanmamaktır. Bugün Venezuela ile olmak, sınır ötesinde Mehmetçiğimizi hedef alan silahların karşısında mevzilenmektir.
Anlayacağınız antiemperyalist olmak, bir restaurantta et yemenin çok daha ötesindedir. Maduro ve Venezuela halkı da emperyalizm ile mücadelenin koşullarını yerine getirmektedir.
Başı dik, Bolivarcı Venezuela kazanacak. ABD kaybedecek!
Ali Özgür
TLB İzmir İl Başkanı
talebe.org