YAZAR
Sözcü Gazetesinde gerçekleştirilen söyleşi Karen Fogg’un isteği olan “Türk gençliğini milli kimliğinden koparma” projesinin Türkçeleşmiş halidir. Gençliği kendi siyasi düşüncelerinin çevresindekilerle yorumlayanlar “ya Avrupaya gitmek isteyen ya da bu memleketten bir şey olmaz” diyenleri bulacaktır. Çünkü siyasetleri Türkiye’den bir beklentisi olmayan siyasetçileri tarafından belirlenmektedir.
Sözcü gazetesinde geçen söyleşinin bir kısmı:
“Bu kuşağın en belirgin özellikleri neler? En belirgin özelliğinin, kendilerini tek tip bir ideolojiye ya da ideolojik gruba veya partiye yakın hissetmiyor olduklarını görüyoruz. Yaptığımız araştırmalarda bu kuşaktakilerin yüzde 68,7'sinin, kendisini Atatürkçü, milliyetçi, muhafazakâr gibi kategorilerle tanımlamak istemediğini ve herhangi bir siyasi partiye de yakınlık duymadığını ifade ettiklerini görüyoruz. Kendilerini evrensel değerlere daha bağlı hissediyorlar ve mevcut siyasetin yaslandığı kategorileri reddediyorlar. Siyasetçilerin; dikte edici, buyurgan, sert dilini onaylamıyorlar. Bu kuşaktakilerin belirgin özelliklerinden biri de bizzat “dijital toplumun” çocukları olmalarıdır. “
Liberalizm: Vatana karşı sorumlu olmamak
Liberal düşüncenin ön plana çıkarıldığı bir dönemden geçiyoruz. Ülkemizde haliyle bu düşünceden nasibini almaktadır. Liberal düşüncenin merkezinde ise sorumsuzluk yatmaktadır. Bu düşüncenin sahipleri herkesi eleştirir ama kendilerine sunulan eleştirileri kabul etmezler. Çünkü onlar böyle “Atatürkçü, Milliyetçi, Muhafazakar gibi kategorilerle” tanımlanmazlar. Her konuda düşüncesi olan ama sorumlu olmayanlar topluluğu…
Z Kuşağını kalıplara girmeyen olarak gösterip, Z kuşağı adı altında kalıplarına sokan bu zihniyet “Z kuşağı gençliğini” fanusta mı yetiştirdi diye düşünmüyor değiliz. Çünkü bu sözde “Z Kuşağı Gençliği” kendisini ne Atatürkçü ne de Vatansever kalıplarına sokmamaktadır.
+Biliyorum beyim, sen de onlardansın emme.
-Onlar kim?
+Aha, Kemal Paşa'dan yana olanlar...
-İnsan Türk olur da nasıl Kemal Paşa’dan yana olmaz?
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Yaban romanında geçen bir bölüm.
Biz bu alıntıyı geliştirelim. İnsan Kemal Paşa’dan yana olurda, vatanına karşı sorumlu olmaz mı? Vatansever olmaz mı? İnsan Türk olur da Kemal Paşa’dan yana olmaz mı?
Siz kimden yanasınız?
Kemal Paşa’dan yana olanlar gençliği Z Kuşağı olarak değil Türk Gençliği olarak yorumlar. Zira Atatürk, Cumhuriyeti “X veya Y kuşağına” değil, Türk Gençliğine emanet etmiştir. Kutuplara ve kalıplara değil, damarlarındaki asil kana göre gençliği tanımlamıştır.
Bugün kalıplara sokmaya çalıştığınız, vatan toprağından koparmaya çalıştığınız Türk gençliğin kalbi, ülkesini dört bir yandan kuşatan emperyalizme karşı Suriye'nin Kuzeyinde, Irak'da, Dağlık Karabağ'da, Doğu Akdeniz'de savaşan Mehmetçikle atmaktadır.
Sıra arkadaşları dağa kaçırılan, şehit olan liseliler PKK'ya karşı kayıtsız değildir. Geleceği için mücadele etmektedir.
Gençliği telefonlara, bilgisayarlara, hapsedip milli meselelere duyarsız hale getirmek isteyenler başarısız olmuşlardır.
Türk Gençliğinin gündeminde Vatanın birliği ve bütünlüğü vardır. Türk Gençliğinin gündeminde PKK’nın sözde yasal uzantısı HDP’nin kapatılması vardır. Türk Gençliğinin gündeminde Atatürk devrimlerini ileriye taşımak vardır!
Gençliği Vatan sevgisinden ve Atatürk devrimlerinden uzaklaştırmak isteyenler varsa, bu kazanımlara sahip çıkan Türkiye Liseliler Birliği vardır.
İstediğiniz kadar ‘Bilim’ kisvesi altında “yaptığımız analizler” ve “gerçekleştirdiğimiz araştırmalar sonucunda” deyin. Ayakları vatan toprağına basmayan, batı kültürünü ve gençliğini bu topraklara taşımak isteyenleri büyük bir hüsran beklemektedir. Türk gençliği, vatanının sorunlarına karşı sorumlu ve duyarlıdır. Türk Gençliğinin kanında vatanseverlik, bilincinde Atatürk vardır!