Mumcu'nun Giderek Keskinleşen Kalemi

"Uğur Mumcu’yu benimsemenin sağı solu yoktur, bizim milli değerimizdir. Değerlerinden vazgeçmiş bir millet kendi sonunu getirir."

Mumcu'nun Giderek Keskinleşen Kalemi

YAZAR

   "Milliyetçilik, 'vatan, millet, Sakarya, kan, ırk, bayrak' edebiyatı mıdır, yoksa ulusun çıkarlarını, onurunu herkese karşı savunmak; yani tam bağımsızlık mıdır? Ülkenin onuru ayaklar altında çiğnenirken, 'vatan, millet, bayrak' edebiyatını yani milliyetçiliği sadece kitleleri uyutmak, kandırmak için kullanıp aslında bütün bu değerleri salt kendi siyasal ya da bireysel-sınıfsal çıkarları için kullanmak milliyetçilikse, bunun karşıtı nedir?"

   24 Ocak 1993... Ankara kar altında. Sabah saat 10’da Çankaya, Gazi Osman Paşa sırtlarında patlayan bir bomba gazeteci-yazar Uğur Mumcu’nun arabasını havaya uçurdu. Bu sene Uğur Mumcu’yu kaybedişimizin 26. yılı. Uğur Mumcu kimdir? Uğur Mumcu’yu kim öldürdü ve Uğur Mumcu neden öldürüldü? Bu sorulara cevap ararken önce isterseniz Uğur Mumcu’yu biraz tanıyalım.

   22 Ağustos 1942, Kırşehir doğumlu olan Uğur Mumcu, ilkokulu Ankara Devrim İlkokulu’nda ve ortaokulu Ankara Bahçelievler Deneme Lisesi’nde okumuştur. Uğur Mumcu 1961'de başladığını üniversite eğitimini avukat olmak üzere Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde 1965'te tamamladı. Henüz öğrenciyken 26 Ağustos 1962’de Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan “Türk Sosyalizmi” başlıklı makalesiyle Yunus Nadi Ödülü'nü aldı. 1963'te fakültede öğrenci derneği başkanı seçildi. 1969-1972 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde İdare Hukuku Profesörü Tahsin Bekir Balta'nın asistanı olarak çalıştı.

Hedef Alınan Uğur Mumcu

   Askerliğini yapmaya hazırlandığı sırada 12 Mart döneminde bir yazısında kullandığı “ordu uyanık olmalı” sözleriyle, “orduya hakaret etmek” ve “sosyal bir sınıfın öteki sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü kurmak” suçunu işlediği iddiasıyla gözaltına alındı. Mamak Askeri Cezaevinde pek çok aydınla beraber bir yıla yakın kalan Mumcu, bu davadan dolayı 7 yıl hapse mahkûm edildi. Fakat bu karar Yargıtay tarafından bozuldu ve Mumcu serbest bırakıldı. 

   Uğur Mumcu, 50’nin üzerinde eser kaleme almıştır. Bunlardan birisi olan Sakıncalı Piyade adlı yapıtını Rutkay Aziz’le birlikte tiyatroya uyarladı ve oyunu Ankara Sanat Tiyatrosunda tam 700 kere sahnelendi.  Büyük yazar Aziz Nesin “Sakıncalı Piyade” kitabı için şu yorumu yapmıştır:

   “Ellerin dert görmesin Uğur Mumcu! Sakıncalı Piyade’yi yazdığın için, eline sağlık, ağzına sağlık, canına sağlık. Kendi yazdıklarıma gülemem. Ama senin yazdıklarını gülerek okudum. ‘Acı acı gülmek’ deyimi vardır ya, işte öyle acı acı güldüm.”

   Kitap 12 Mart döneminde yaşanan ilginç olayları Mumcu’nun mizahi yorumuyla ele alıyor. Mumcu, askerliğe gitmek için kendisinin başvuru yapmasına rağmen “asker kaçağı” olarak suçlanması, askerlerin başkanlık ettiği sıkıyönetim mahkemelerinde hukuk profesörlerinin albaylar tarafından adaletsizce yargılanması, farklı görüşten oldukları belirlenen insanlara sahte suçlar yaratılıp, askeri darbeyi savunmalarını anlatıyor. Kitabın sonlarına doğru ise Uğur Mumcu’nun askerlik anıları yer alıyor. Mumcu askerliğini yedek subay olarak yapacakken “sakıncalı piyade eri” unvanıyla yaptırıldığını böylece nasıl en ağır işlere mecbur edildiğini anlatıyor.

   Uğur Mumcu’nun yazdıkları birçok çevreyi rahatsız etmeye başladı. Türkiye’nin içine girdiği bunalımlı dönem, ABD’nin Türkiye’de devlet ve halk içinde tarikat örgütlenmesi ve emperyalizmin bölme politikalarına karşı Uğur Mumcu sessiz kalmadı. Gerçek ne ise onu yazdı, konferanslar düzenledi ve insanlara anlattı. Bu dönemde birçok gazetede ve siyasetçinin dilinde Uğur Mumcu’yu tehdit eden sözler çıkmaya başladı.

   Uğur Mumcu, ölümünden önce Türkiye’deki cemaat ve tarikat yapılanmalarının açıklarını ortaya çıkarmaya başlamıştı. 7 Ocak 1993 tarihinde “Mossad ve Barzani” isimli bir yazı yazdı. Bu yazısında Barzani, CIA ve Mossad arasındaki bağlantılara değindi ve yazısını şöyle bitirdi: "Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD’ın Kürtler arasında? Yoksa CIA ve MOSSAD, anti-emperyalist savaş veriyorlar da dünya bu savaşın farkında değil mi?"

Yaşayan Uğur Mumcular                                    

   26 yıl önce haince bir saldırıyla kaybettik Uğur Mumcu’yu. Uğur Mumcu halkını aydınlatmak uğrunda kendini feda eden bir aydındır. Bu ülkenin özgür kalemlerinden biri, çıkarsız vatansever ve bir Atatürk devrimcisidir. Uğur Mumcu uzun yıllar öncesinde ABD’nin coğrafyamız üzerindeki bölücü planlarını görmüş ve dile getirmekten çekinmemiştir. Emperyalizmin karşısında durmuştur. Bugün daha net anlıyoruz ki ABD, hain planlarına karşı keskin kalemiyle direnen Uğur Mumcu’nun bedenini katletmiştir fakat devrini daim etmekten alı koyamamıştır.

   “Ben Atatürkçüyüm, ben cumhuriyetçiyim, ben laiğim, ben antiemperyalististim, ben tam bağımsız Türkiye’den yanayım, ben insan hakları savunucuyum, ben terörün karşısındayım, ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarıcıların düşmanıyım. Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın, her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar doğacaktır.”  diyen Uğur Mumcu yanılmamış, bu ülkenin vatansever gençleri, emekçileri, aydınları ışıklı yolundan yürümüş ve yürümeye devam etmektedir. Uğur Mumcu’nun kanının tek damlası dahi Atatürk devrimcilerine can olmuştur.

   Bugün ağlamıyoruz, başımız dimdik onu anıyoruz. Uğur Mumcu’nun bıraktığı mirası son nefesimize, kanımızın son damlasına kadar koruyacağız. Kime yapılırsa yapılsın haksızlığın karşısında durmaya devam edeceğiz. Tam Bağımsız Türkiye’yi elde edeceğiz. Amerikancıların kökünü kazıyacağız. Cemaatlere, tarikatlara boyun eğmeyeceğiz. “Cemaatlere, tarikatlara giren, çocuklar 30 sene sonra general olacaklar cumhuriyete karşı ayaklanacaklar.” diyen Uğur Mumcu’yu şimdi 15 Temmuz’u gören gençler olarak daha iyi anlıyoruz.  Uğur Mumcuları iyi hatırlamamız ve onları iyi anlamamız lazım. Uğur Mumcular ölmedi, onları biz diri tutacağız.

   Uğur Mumcu’yu benimsemenin sağı solu yoktur, bizim milli değerimizdir. Değerlerinden vazgeçmiş bir millet kendi sonunu getirir.

UĞURLAR OLSUN!

 

Merve Türker

TLB Ankara İl Yöneticisi

 

talebe.org

Tarih:
Diğer Haberler