
Sınavlar sınavlar sınavlar...
Hani hayat bir sınav derler ya... Bazıları için bu durum tam tersine dönmüş durumda.
Kimisi için sınavlar hayattaki tek gaye; yani sınav hayat olmuş.
Yine de bu kimilerini suçlamamak lazım. Öyle ki, daha ilkokulda başlıyor bu maraton. E, haliyle koşullanıyor kişi.
Okumayı söktün mü? Al bakalım sana bir test kitabı: “İlkokul 2. Sınıflar İçin Tüm Dersler”
Üçüncü sınıfa gelince başlasın il geneli seviye belirleme sınavları... Söyleme bakar mısınız: “seviye” belirliyorlar! Neye göre?
“Bu çocuk matematik sorularının hepsini doğru cevaplamış; çok başarılı.”
- Beyefendi sizin oğlunuzu bir türlü zapt edemiyoruz. Her teneffüs kan ter içinde kalıyor koşuşturmaktan. Fen bilgisi testinden de düşük puan almış.
- Belki de sporcu olmalı ne dersiniz?
- Ne sporcusu bey efendi. Okusun adam olsun!
İlkokul bitiminde bir büyük bela: TEOG! Okumak istediğiniz liseyi siz değil, doldurduğunuz optik cevap kağıdı seçer... Bazılarımız ise MEB atamasıyla evinin yakınındaki bir İmam Hatip Lisesi'ne yerleştirilir, o da ayrı bir saçmalık.
Bir 4 yıl bu şekilde geçiyor derken; dördüncü yıl sonunda tekrardan sahneye çıkıyor, turuncu beyaz renkleri ve üzerinde doldurulmak üzere bulunan bir sürü boş kutucuklarla, hain optik. Hem bu sefer inatçıdır biraz, hemen kurtulamazsınız. Mart'ta gelir önce “Bu iş burada bitmedi 3 ay sonra daha kalabalık geleceğim.” der ve gider. Öyle de olur: 3 ay sonra en az iki tanedir onunla randevunuz.
Rambo misali, ağır kayıplarla da olsa bir şekilde alt edersiniz inatçı rakibinizi.
Üniversiteeeee!!!
Bir diğer zorlu maraton da burada başlar. Bazılarımız o kutucuklu beladan kurtulur ama bazılarımız o kadar şanslı değildir. Yeni bir karşılaşma için en az dört yıl okunur o okul.
O son KPSS meydan muharebesinden de galip çıkabilirseniz ADAM olmuşsunuzdur.
Gördüğünüz üzere; toplumdaki statüyü, ekseriyetle optik formlar üzerinde yaptığımız doğru kombinasyonlar belirliyor.
Acı geçmişi hatırlatıp biraz da sıkıntılı bir tablo çizmiş olabiliriz. Affola...
Hafta boyunca sürecek yazı dizimizin tamamı tabi ki bu tabloyu işlemeyecek ancak bazı nahoş gerçekleri de masaya yatırmazsak olmaz. Yazı dizimizde, mevcut eğitim ve sınav sistemini işlemenin yanı sıra, sisteme kurban verdiklerimizi de anacağız. Sınava nasıl hazırlanmamız gerektiğini konuşacak, bununla beraber aslında nasıl bir sistem istediğimizi de tartışacağız. Ama en önemlisi bir Talebe'nin başarmak isteyip de başaramadığı hiçbir şey olmadığını vurgulayacağız.
Şimdiden iyi okumalar...
Can Bayram
talebe.org Genel Yayın Yönetmeni