YAZAR
“… Vücudun mayası, vatan toprağıdır;
bu vücut, acı ve sıkıntı içinde vatan yolunda toprak olursa, en küçük bir üzüntü duyulmaz.”
Namık Kemal 21 Aralık 1840 tarihinde Tekirdağ’da dünyaya gelmiştir. Düşünce ve fikir adamı olarak tanınan Namık Kemal; şair, gazeteci, roman ve tiyatro yazarı kimliği ile tanınmıştır. Siyasi yazıları nedeniyle dönemin iktidar sahiplerinin tepkisini çekmiş ve sürgüne gönderilmiştir. Sürgünde uzunca bir dönem geçirdikten sonra siyasi yazı yazmamak kaydıyla yurda dönmesine izin verilmiştir. 48 yıllık kısa ömrü boyunca pek çok kez sürgüne gönderilen Namık Kemal son olarak o zaman Osmanlı Devleti’ne ait olan Rodos’a vali olarak atanmıştır. 2 Aralık 1888 tarihinde 48 yaşında iken Rodos’ta vefat etmiş ve burada defnedilmiştir
Namık Kemal, tanzimat döneminin en önemli fikir ve sanat adamı olarak gösterilmektedir. Öyle ki Namık Kemal; ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü dahi fikirleri ve eserleri ile etkilemiştir.
Namık kemal yazılarında vatan ve hürriyet konularına ağırlık vermiştir bu yüzden Namık Kemal'e vatan şairi denilmektedir
“Gezindiği güzel yerler zulmün köpeklerine kaldı
Uyan ey yaralı kükremiş aslan bu gaflet uykusundan
Hepimizin anasıdır vatan/
Herkesi iyiliğiyle besleyen
Bastı düşman göğsüne biz sağ iken
Arş yiğitler vatan imdadına”
diyen Namık Kemal, özgürlük aşkıyla dolu bir edebiyat adamı olarak başladığı mücadelesini, gazeteci ve aydın olarak sürdürmesiyle özgün bir kimliğe kavuşan, yaşamını zulme ve esarete karşı verilmesi gereken kavga ve mücadeleye adayan bir vatan ve hürriyet kahramanıdır.
Namık Kemal’e göre vatan, sadece üzerinde doğulan ve yaşanılan bir yer değildir: Vatan, kendi çocukları olan insanlar arasında dil birliği, menfaat birliği, fikir ve sevgi kardeşliği yaratan ,mukaddes bir topraktır. Vatan bağımsız oldukça, millette özgür ve refah içinde yaşayabilir.
Namık Kemal'in bu düşünceleri, kendilerinden sonra gelecek olan aydınların fikri yapısının temellerini oluşturmuştur. 1910'da Genç Kalemler dergisinin etrafında toplanan yazarların fikir babası olmuştur. O, Türk halkının bilinçlenmesi ve parlamenter sisteme geçilmesi için bir meşale yakmış, kendinden sonra gelen aydınlar bu meşaleyi söndürmemek için gayret etmişlerdir. Onun görüşleri millî edebiyatın oluşmasında en büyük etkendir
Onun bütün hayatı, bu mücadele ile geçmiş ve içinde kaynayan volkanı haykırarak, kalabalıkları da ateşlemek istemiştir. Bu yönüyle Namık Kemal, inanmış, inandığını söyleyen ve yaşayan bir meydan ve heyecan adamıdır. Namık Kemal'in, etkisini sonraki kuşaklarda da sürdürmesinin en önemli sebebi budur: Bir mistik gibi inandığı fikirleri yaşamak ve gür sesli bir kahraman edasıyla bu fikirleri topluma içtenlikle duyurmak.
Atatürk O'nun için "Bedenî babam Ali Rıza Efendi, fikri babam Ziya Gökalp ve duygusal babam da Namık Kemal'dir." diyerek modern Türkiye'nin doğuşunda onun katkılarını dile getirmiştir.
Namık Kemal'in torunları, onun çok üretken bir insan olduğunu, yanında kağıt yoksa gömleğinin kolalı kollarına yazdığını fakat bu dizeler ve şiirler ne yazık ki eğer kızı Feride Hanım fark eder de bir kenara not ederse kalırmış. Bir deftere geçirmez ise yıkanır kaybolur gidermiş. Bize ulaşan eserler yazdığı eserlerin üçte ikisiymiş.
Büyük bir yiğitliğin adı olan Silistre savunmasını, bir antiemperyalist bildirge gibi olan “Vatan yahut Silistre”yi yazdı. 8 Nisan 1873’te Gedikpaşa Tiyatrosu’nda ilk kez oynayan oyun İstanbul’u sarsınca tiyatroda tutuklanıp Magosa’ya sürgüne gönderildi.
Namık Kemal ve Eserleri
Namık Kemal’in 1873 yılında yazdığı Vatan Yahut Silistre adlı eserinde Silistre Kalesi'ne yardıma koşan gönüllüler ve bu gönüllerden İslam Bey ve Zekiye'nin yaşadığı aşkı anlatmıştır
1874'de Tahrib-i Harabat adlı eleştiri yazısında Ziya Paşa Divan şiiri antolojisinin ön sözünde Halk Edebiyatını küçümsemiştir bu yüzden Namık kemal Ziya Paşa'yı eleştirmiştir.
1876 yılında ise Magosa'da sürgünken İntibah adlı romanı yazmıştır. Roman da iki kadın, bir yakışıklı ve zengin delikanlı, delikanlının ailesi ve çevresi ile olan olaylar anlatılıyor. Delikanlı bu kızlardan birine âşık olur ama kız hayat kadınıdır. Delikanlıyı kandırmak ve onun servetine sahip olmak için elinden geleni yapar. Kitabın asıl adı Son Pişmanlıktır kitapta bazı bölümler sansür nedeniyle çıkartılmış ve ismi İntibah olarak değiştirilmiştir.
1880 yılında yazdığı Cezmi romanının konusu Osmanlı'dan alınmıştır. Cezmi adında bir askerin gösterdiği kahramanlıkları aşkı ve başından geçen olayları anlatmaktadır.
Namık Kemal’in 48 yıllık ömrü, özgürlük aşkını ve yurt sevgisini aşılayan müthiş bir mücadelenin adıdır. Namık Kemal’in “Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini/ Yoğ imiş kurtaracak bahtı kara maderini” dizelerinde yankılanan çağrısının “Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini” diyen Mustafa Kemal’le bütünleşmesindeki kararlı yurtseverliği, özgürlük sevdası, toprağımızın yetiştirdiği bir büyük insanla buluşturur bizi.
Türk Gençliğine 130 Yıllık Görev
Namık Kemal 2 Aralık 1888’de dünyaya veda etti. Türk dilinde vatan, millet, hürriyet, vicdan, inkılâp, ihtilal, vatan toprağı, vatan sevgisi, hürriyet kavgası gibi birçok kavramı yerleştirdi. Direndi: “Israrlıyım kararlıyım can verinceye kadar halka hizmette/ Fedakârın kalır anıları daima milletin kalbinde/ Vatan sevgisinin çoğaldığı bir gün gelir de denir/ Kemal’in mezar taşı kalmadıysa adı kalmıştır.”
Namık Kemal ve daha sonra onun yaktığı mücadele aşkı ile başarıya ulaşan Cumhuriyet bugün biz yeni nesillere çok şey bıraktı. Onları tanımak ve mücadelemizi bizlere bıraktıkları ile büyütmek görevimizdir. Namık Kemal’i saygı ve özlemle anıyoruz.