EN BÜYÜK SİYASİ EMELİMİZ ATATÜRK DEVRİMİNİ KURTARMAKTIR
Bilindiği üzere, geçtiğimiz günlerde Türkiye Liseliler Birliği olarak imzaya açtığımız bildiri yüzlerce lise tarafından desteklenmiş ve imzacı sayısı 365’i aşmıştı. Bildirinin özü, yükselen gerici saldırılara karşı okullarımızda Mustafa Kemal’in mirası olan bilimsel, laik ve milli eğitim şiarına sahip çıkmak idi.
İstanbu Erkek Lisesi öğrencilerinin baskılara, çağ dışı uygulamalara, yandaş müdürlere sırtını dönerek başlattığı ve Türkiye Liseliler Birliği’nin örgütlü-birleştirici gücüyle tüm Türkiye sathına yaydığı eylemler günlerdir medyada konuşulmaktadır. Liselilerin inançları, zekaları, heyecanları ile yarattıkları enerji doğaldır ki belirli merkezleri telaşa düşürmektedir. Bu merkezler okullara terörle mücadele ekipleri çağırmakta, disiplin soruşturmaları açmakta ya da karşıt bildirilerle mücadeleyi zayıflatacağını zannetmektedir. Tüm bunlara rağmen; geleceğini kurma iradesini gösteren henüz 20’li yaşlarına gelmemiş arkadaşlarımız milletimize umut saçmaktadır. Atatürk gençliği üzerine düşen tarihsel görevi yerine getimektedir. Bir kez daha kanıtlanmıştır ki bu gençliğin mayası sağlamdır, çünkü orada Atatürk vardır!
İşte bu protestolar ile ilgili, Türkiye Öğrenci Meclisi Başkanı Ekrem VAROL bir açıklamada bulunmuş. Açıklamayı iktidara yakın haber kaynaklarından ‘Liselileri Siyasi Emellerinize Alet Etmeyin’ başlığıyla okuduk. Açıklamaya geçmeden önce belirtelim; en büyük siyasi emelimiz Atatürk devrimlerini bilcümle gericilerden, bölücülerden kurtarmaktır!
Türkiye Öğrenci Meclisi’nin açıklaması; “Üzülerek takip ettiğimiz arkadaşlarımızın çalışmalarında liselerimizi sert ideolojik tartışmaların, kuru siyasi çekişmelerin merkezi haline getirmeyi amaçlayan girişimler bulunduğunu gözlemliyoruz” diye başlıyor. Henüz başlarken hemen araya giriyoruz ve soruyoruz?
Binlerce liselinin imzalamış olduğu bildiride kuru siyasi çekişme hangisi?
Vatanımızı sonuna kadar savunacağımızı yazdığımız kısım mı? Yoksa okullarımızda laik ve bilimsel eğitimden taviz vermeyeceğimizi söylediğimiz kısım mı?
Ekrem Varol arkadaşımız bu cümleleri kurarken nerelerden ilham almaktadır? Türkiye Öğrenci Meclisi’nin açıklamasında, “Bizim mücadelemiz memleketi ileriye götürmektir” ifadesi yer alırken TLB’nin liseliler adına söz söyleme hakkı yoktur demek, talihsizliktir.
Türkiye Liseliler Birliği bugün ülkemizin karış karış her toprağında örgütlüdür. Atatürkçü, devrimci liselilerin bir araya geldiği, ürettiği, paylaştığı yegane varlıktır. Dolayısıyla liselilerin ortak taleplerini, liselilerin kararlarıyla sunan, Türkiye’nin en meşru gençlik örgütüdür. TLB’nin temsil hakkı milletimiz tarafından tescillenmiştir.
ÖĞRENCİ MECLİSİ NE TARAFTA?
Ekrem arkadaşımız açıklamasında, aynı cümle içerisinde bir yandan” Okullarımız ilim ve irfan yuvalarıdır” derken bir yandan da bizlerin toplumu ayrıştırdığını ve ilerici-gerici diye tanımlamanın yanlış olacağını söylüyor. Bu üzücü bir ikilemdir. Eğer bilimi savunuyorsak kendi mücadelemizi de olgular üzerinden ve bilimsel bakışla konumlandırırız. Ekrem arkadaşımızın bakış açısı bilimsel değildir. Gerçeklikle örtüşmemektedir. Toplumu ayrıştırmakla itham edilen TLB, 365 liseyi Atatürk ve cumhuriyet devrimleri etrafında birleştirmiş, milyonların da desteğini arkasına almıştır. Hem bilimi savunup, hem de Türkiye’de bu mücadelenin merkezini oluşturan TLB’yi yok saymak doğru değildir.
Aynı zamanda arkadaşımız bizleri, bir yerlerden akıl alarak bunları yapıyorlar diye tanımlarken farkında olmadan mücadele hattının karşı tarafında yerini almaktadır.
Bu düşüncelerin kaynağı mevcut sistem içinde devrimci mücadeleyi engellemek isteyenlerin, sürekli olarak kullandığı psikolojik yıpratma argümanlarıdır. Sürekli kulaklara fısıldanır. Eğer örgütünüz varsa o fısıldamalar size vız gelir. Ancak tek başınıza iseniz fısıldamalar bir süre sonra sizleri esir alabilir.
Ekrem arkadaşımıza dostane uyarımızdır. Yapılan bu açıklama bilimsel, laik eğitim mücadelesine en ufak bir katkı sunmamaktadır. Aksine, binlerce öğrencinin haklı isyanına kuru siyasi çekişme diyerek küçümsemekte ve değersizleştirmektedir.
Arkadaşımızın, bu değersizleştirme politikalarına değil de bilimi kılavuz edinmiş laik, parasız ve milli eğitim mücadelesine hizmet etmesi gerekmektedir. En yakın zamanda bu bağlamda doğru kararı vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye Öğrenci Meclisi’ni ve Ekrem Varol arkadaşımızı basit temsiliyet çekişmelerini bir kenara koyup mücadeleye atılmaya davet ediyoruz. İstanbul Erkek Lisesi’nin ve ardından yüzlercesinin sırtını döndüğü karanlığa Türkiye Öğrenci Meclisi yüzünü dönmemelidir!
Türkiye Liseliler Birliği olarak biz abdestimizden eminiz. Devletimiz ve milletimizi bir arada tutan değerlere Türkiye’de sahip çıkan en büyük gençlik örgütü olarak özgüvenimizi koruyoruz. Tüm liselileri bizimle beraber okullarımızı Atatürk devrimi doğrultusunda savunmaya çağırıyoruz.