Bozkırın Bahçıvanı: İsmail Hakkı Tonguç

"Bu reformla birlikte öğrenciler gerekeni birlikte ürettiler; atölyeler, santraller, kültür salonları, yemekhaneler, ambarlar, balıkhaneler yapıldı."

Bozkırın Bahçıvanı: İsmail Hakkı Tonguç
Seçil Özkan
Seçil Özkan
YAZAR

Elimden gelse bütün dünya okullarının programlarına "insanın insanı sömürmemesi" adlı bir ders koyardım.

İsmail Hakkı Tonguç

  Eğitim devrimcisi olarak anılan İsmail Hakkı Tonguç, 1893 yılında Bulgaristan' da doğdu. Silistre, kastamonu ve İstanbul Öğretmen Okulu'nda okumasının ardından 6 aylık bir eğitim görmesi için Almanya' ya gönderildi. Orada gezdiği, gördüğü yerlerden en çok ilgisini çeken “Köy Okulları” oldu. Atatürkçü, milliyetçi birisi olan Tonguç, Sultan Ahmet Mitingleri'nde bulunmayı da ihmal etmedi. Kurtuluş Mücadelesi sıralarında Ankara Hükümeti, Almanya’nın Karlsruhe şehrine eğitim almaya gönderdi. Tonguç tekrardan Almanya yollarına düştü, dönüşünde arkadaşlarıyla birlikte göreve başlayacaklardı.

1922 yılında Konya Erkek Öğretmen Okulu'nda resim-el işleri ve beden eğitimi öğretmeni olarak göreve başladı. Köylere, kasabalara daha çok önem veren İsmail Hakkı eğitimin yetersiz olduğunun farkına vardı. Genç öğretmen adayları gereken eğitimi alamıyorlardı.

1934 yılında Soyadı Kanununun yürürlüğe girmesiyle “Tonguç” soyadını aldı. Milli Eğitim Bakanı ve yoldaşı olan Hasan Ali Yücel, 1940 senesinde İsmail Hakkı Tonguç'u İlköğretim Genel Müdürlüğü'ne 'asil' olarak atadı. İkisinin de amaçları aynı, hedefleri bir. Adım adım ilerlemeye devam ettiler. Geleceğin köylerle yeşereceği inançlarına sahipler.

    Hasan Ali'nin okullarla ilgili bir rapor istemesinin ardından temeller atılmaya başlandı. Köylerde kurulacak okullara enstitü ismi verildi. Öğrencilerin de yardımıyla birlikte toplamda 21 Köy Enstitüsü kuruldu. Köy enstitüleri sayesinde öğrenciler parasız yatılı imkanına sahip oldular. Bu bir ilkti ve bunu başardılar. İlkokul mezunlarından seçilen öğrenciler 5 yıl farklı sistemde eğitim görmelerinin ardından tekrar köylerde öğretmenlik yapacaklardı. Öğrenciler 1 yıl içinde 25 klasik eser okumak zorundaydı. Kültür, teknik, ziraat dersleri görmeleriyle; hem öğrendiler hem de ürettiler. İstenilen de buydu: toprağı, köyü, köylüyü aydınlatma... Eğitim devrimcisi Tonguç ve yol arkadaşı Hasan Ali sayesinde köylere yeni bir reform geldi.

 Bu reformla birlikte öğrenciler gerekeni birlikte ürettiler; atölyeler, santraller, kültür salonları, yemekhaneler, ambarlar, balıkhaneler yapıldı. Ülkenin geleceği tomurcuklarını vermeye başladı. Yıllardır üzerinde var olan baskı, yerini dayanışmaya bıraktı.

 Milli Eğitim Bakanı'nın değişmesiyle birlikte Tonguç' da görevinden alındı. Asıl mesleği olan öğretmenliğe geri döndü. Bu teklifi Tonguç'a onu görevinden alan bakan sundu. Atatürk’ün yapmak istediği toprak reformu ve milli aydınlanma için mücadele eden, köylüyü gerçekten milletin efendisi yapmak için gariban çocullarını okutan milli eğitimciler, toprak ağalarını rahatsız ettiği için “komünist” diye hedef gösterildiler ve eğitim sistemi ağaları rahatsız etmeyen bir biçimde yeniden düzenlendi.

1954 yılında Köy Enstitüleri'nin ismi İlköğretmen Okulu olarak değiştirilip kapatıldı. Aynı zamanda Tonguç da emekliliğe ayrıldı. Milli eğitim önderliği son buldu...

Zaman geçtikçe Tonguç hastalandı ve her gün daha kötüye gidiyordu. Zar zor para bularak Almanya' ya oğlunun yanına tedavi olmaya gitti. Ankara'ya evine döndüğünde ise bir sabah ordu yönetime el koydu. Halk sokaklardaydı. 27 Mayıs Devrimi'nden 1 ay sonra derin bir uykuya daldı, tekrar uyanmamak üzere olan bir uyku...

“Köy Enstitüleri'nden toplam 27.615 kişi yetiştirildi. Bunların 17.341'i öğretmen, 1.599'u sağlıkçı ve 8.675'i eğitmen oldu.”

İsmail Hakkı Tonguç’un ömrünün yetmediği dersi, onun bayrağını taşıyan Atatürk gençliği olarak derslere koyacağız, Atatürk’ün izinden, köylüyü ve emekçiyi milletin efendisi yapacağız!

Seçil Özkan

TLB Denizli İl Başkanı

Tarih:
Diğer Haberler