Aladağ'da Yurt Müdüründen 'Sabotaj' İddiası

Aladağ'daki yurtta yaşanan yangının yapılan üçüncü duruşmasında tutuklu sanık yurt müdürü Cuma Ali Genç, olayın bir ‘sabotaj’ olabileceğini iddia etti

Aladağ'da Yurt Müdüründen 'Sabotaj' İddiası

(FÜSUN İKİKARDEŞ / GAMZE ÇINLAR - Aydınlık) ADANA’nın Aladağ ilçesinde 29 Kasım 2016’da Süleymancılar Cemaati’ne ait kız öğrenci yurdunda meydana gelen, 11 çocuk ve bir eğitmenin yaşamını yitirdiği, 24 çocuğun da yaralandığı yangın faciasıyla ilgili davanın üçüncü duruşması yapıldı.


Kozan Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın önceki duruşması yoğun katılım nedeniyle Kozan Ticaret Odası’nda görülmüştü. Yaşanan yoğunluğa ve avukatların tepkilerine rağmen duruşma, yaklaşık 50 kişilik olan ağır ceza mahkemesi salonunda sürdürüldü. Çok az sayıda basın mensubunun alındığı duruşma salonu hınca hınç doldu. Duruşmaya tutuklu yurt müdürü Cuma Ali Genç, yurdun bağlı olduğu Aladağ Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği Başkanı İsmail Uğur, dernek
görevlileri Mahir Kılıç, Mahmut Deniz, Mustafa Öztaş, Ramazan Keleş, tutuksuz sanık Ramazan Dede, müşteki aileler ile sanık yakınları katıldı. Kozan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yangından sonra iki farklı heyet tarafından alınan iki ayrı bilirkişi raporunda çelişkiler bulunduğu ortaya çıkınca mahkeme yeni bir bilirkişi raporu alınmasını kararlaştırmıştı. Söz konusu rapor dünkü duruşmaya ulaşmadı. Mahkeme Heyeti Başkanı Hakime Güneş Deniz’in gergin tavırları duruşmada müşteki avukatlarıyla karşılıklı tartışmalar yaşanmasına neden oldu.


Duruşma salonunun yetersiz olması da mağdur ailelerini isyan ettirdi. Hakimin gelen evraklar hakkında görüşlerini sorduğu aileler, “Hiçbir şey duymadık ki ne söyleyelim” yantını verdi. Gelen evrakların bir kez daha okunacağını belirten Mahkeme Başkanı Deniz’in “İyi dinleyin. Bu sefer de duymadım derseniz daha sonra okutmayacağım” demesi salonda müdahil avukatların tepkilerine neden oldu. Avukatlar, başkanın mağdur aileleri azarlayan bir dil kullandığını belirterek, yargılamanın usule uygun yapılmadığını dile getirdi. “Yargılama başladığından beri mağdur yakınlarına ifadelerinizden dolayı teessüf ediyorum” diyen bir mağdur avukatı, çocuklarını kaybetmiş ailelere karşı daha dikkatli hitap edilmesi gerektiğini vurguladı. Bir başka avukat, “Azar işitmeye değil, adalet aramaya gelen ailelere mahkemede azami saygı gösterilmesini istiyoruz” diye konuştu.


‘SANIKLAR OTURSUN,MAĞDURLAR SIRA BEKLESİN’


Bir mağdur baba, “Ha duruşmaya katılmışım ha katılmamışım, bu kadar da olmaz. Başkanım ben sizi göremiyorum bile. Sanıklar otursun, çocuğu ölenler sıra beklesin. Eğer bizi konuşturmayacaksanız çağırmayın, kendi kendinize davayı görün” diyerek heyete seslendi. Söz alan müşteki Teslime Aydoğdu da şöyle haykırdı: “Tuba’nın annesiyim. 11 aydır çocuğumun yolunu gözlüyorum. Yurtta kalan diğerleri nerede? Onları bu mahkemede görmek istiyorum. Benim yavrumu bulun, ben verem oldum. Buradakilerin ömür boyu hapis yatmalarını istiyorum. İtfaiyecilerden de şikayetçiyim.”

 

İFADELER KAYIT ALTINA ALINMIYOR

 

Duruşmada SEGBİS kaydı yapılmaması ayrı bir tartışma konusu oldu. Davanın 30 Mayıs’ta görülen ilk celsesinde yapılan görüntü kaydının çözümünün dosyaya girmediği de anlaşıldı. Heyetin değişmesinin ardından, duruşma salonunda tüm teknolojik imkanların bulunmasına rağmen SEGBİS kaydı ikinci ve dünkü celselerde alınmadı. Müşteki avukatları, ifadelerin usule uygun alınmadığını, anlatılanların tutanaklara eksik yazıldığını kaydederek, duruşmanın yeniden SEGBİS ile kayıt altına alınmasını talep etti. Mahkeme heyeti söz konusu talebi reddetti. Bunun üzerine bir mağdur avukatı, “Şu andan itibaren söylediğim ve zapta geçmeyen ifadelerimden mahkemeniz sorumludur” diyerek tepki gösterdi. Başkan, avukatın bu sözünü de zapta geçirdi. Söz alan Adana Baro Başkanı Avukat Veli Küçük, İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün aileleri söz konusu yurda yönlendirdiği yönündeki ifadeleri hatırlatarak, kamu görevlilerine ilişkin dosyanın akıbetinin beklenmesini istedi. Mağdur ailelere, bir banka tarafından anne ve babaya ayrı olmak üzere 15’er bin lira ödendiğini söyleyen Küçük, söz konusu ödemenin kimler tarafından yapıldığının tespit edilmesini ve işlem yapılmasını talep etti. Eğitim-İş Sendikası avukatı Burak Sabuncu da daha önce Kaymakam, İlçe Milli Eğitim Müdürü ve olayda sorumluluğu olan diğer kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunduklarını hatırlattı. Sabuncu “Kaybettiğimiz çocuklarımızın öğretmenleri olarak davada yer almamızın anlamlı olacağını düşünüyorum” dedi. Avukatlar, haklarında soruşturma yürütülen kamu görevlilerinin derhal yargı önüne çıkarılmasını istedi.

 


DURUŞMA ERTELENDİ

 

Mahkeme heyeti, ara kararında sanıkların tahliye taleplerini reddetti. Heyet duruşmayı 11 Aralık’a erteledi.

Tarih:
Diğer Haberler