Ata’nın İzinde Ata’ya Yürüyoruz!

TLB Ankara Sorumlusu Sezer Özseven yazdı

Ata’nın İzinde Ata’ya Yürüyoruz!

“Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim!” Andımız’ın belki de en içimize işleyen cümlesidir bu. Derse girmeden önce her sabah göğsümüzü gere gere haykırdığımız bu cümlelerle adım atardık sınıflarımıza. Derslerde öğrendiğimiz bilgilerin altyapısını oluştururdu bu ant. Matematiği, fen bilgisini, sosyal bilgileri öğrenmeden bunu öğrenirdik.

Cumhuriyet devriminin bize bıraktığı en büyük mirastı belki de ant içme geleneği. Bu gelenek ateşlerdi içimizdeki cumhuriyet sevgisini. O cumhuriyet ki emperyalizme karşı 20. Yüzyılın gördüğü en büyük direnişlerden birini gerçekleştirerek kendini Anadolu toprakları üzerinde Türkiye Cumhuriyeti olarak ifade etmiş. O Cumhuriyet ki 300 yıllık bir “enkaz” devralmasına rağmen yaptığı devrimlerle o enkazın içinden bir akasya gibi filizlenmiş. O Cumhuriyet ki köy enstitüleriyle yüzyıllardır hor görülen Anadolu köylüsünün çocuğunun ayağına bilimi, sanatı, sporu getirmiş.

Cumhuriyet devrimimizin altı üstü 15-20 yılda yarattığı gelenek o kadar güçlü ve köklü olmuştur ki onun başını ezdiği gericiler 60 yılda o geleneğin kökünü kurutamamışlardır. Hala o Cumhuriyet’in çocukları meydanlarda Ata’ya ant içmekte, Atatürk rozetlerini göğüslerinde gururla taşımaktadırlar. Bu, bize bu topraklarda artık gericiliğin mayasının tutmayacağını göstermektedir.

24 Temmuz’dan bu yana devam eden vatan savaşı süreci, akabinde 15 Temmuz’da tezgâhlanan Amerikancı-Fethullahçı darbe girişimiyle birlikte Türkiye’de sağcısından solcusuna, İslamcısından milliyetçisine büyük yığınlar Atatürk’e sarılmak zorunda kalmışlardır. Her fırsatta Atatürk’e ve silah arkadaşlarına küfretmek için boş alan arayanlar dahi bu süreçlerin akabinde Atatürk bayrağının altında kendilerine yer aramaya çalışmışlardır. Çünkü gerici ve bölücü terör örgütleriyle ancak Atatürk’e sarılarak mücadele edilebileceğini yaptıkları hatalarla deneyimlemişlerdir.

Türkiye’de Atatürkçülük hiç olmadığı kadar çok sığınılan bir liman haline gelmişken liselerimizde de bunun nüvelerini görmekteyiz. Liselerimiz artık Atatürk’ün ve Kurtuluş Savaşı değerlerinin tarih kitaplarından çıkartılma girişimine sessiz kalmamaktadır. Proje okul uygulamasıyla köklü liselerin geleneklerini yok edecek, bilimsel eğitim yapmasının önüne geçecek faaliyetlerin dimdik karşısına çıkmaktadır. İmam Hatiplerin sayısının olağanüstü boyutlara ulaşmasına, birçok lisede dayatılmaya çalışılan “haremlik-selamlık” uygulamalara, baskıcı idarelerin öğrencinin eteğinden tutun da başında örtü olup olmamasına kadar karışmasına ve bunun gibi daha birçok gerici dayatmaya karşı sessiz kalmayıp ayağa kalkmaktadır. Liseler artık o eski liseler değildir.

Türkiye’de yükselen o büyük Atatürkçülük dalgası liseleri çoktan kuşattı. Artık gericiliği liselerde sistemleştirmeye yeltenmiş okul idareleri hem içten bastıran hem dıştan bastıran o dalgalara engel olamazlar. Liseliler geçmişte olduğu gibi bugün de Ata’sının izinde, bugün de vatan bildiği liseleri savunma mücadelesinde en önde yürümektedir. Bu yürüyüş, Tıbbiye, Harbiye ve Mülkiye koridorlarındaki vatan ve hürriyet sevdalısı öğrencilerin başlattığı o büyük yürüyüştür. Bu yürüyüşün 1908 Hürriyet Devrimi’nden, Çanakkale Savaşı’ndan, Cumhuriyet Devrimi’nden geçmiştir. Bu yürüyüş yıllarca cumhuriyetin yarattığı kuşak tarafından sürdürülmüştür. Deniz Gezmişler, Uğur Mumcular, Attila İlhanlar, Tarık Akanlar yürümüştür bu yolda. Bu yürüyüş cumhuriyetin yarattığı gençliğin Ata’sının izinde, Ata’sına yürüyüşüdür. Şimdi ise TGB-TLB önderliğinde ayağa kalkan vatansever Türk gençliği sürdürmektedir bu uzun yürüyüşü. Gericiliğin sistemli bir halde liselerde örgütlenmesine karşı ayağa kalkan liseli arkadaşlarımızı bizimle birlikte bu uzun yürüyüşe davet ediyoruz! Cumhuriyet’in çocuklarını, Ata’sının izinde, Ata’ya yürümeye davet ediyoruz! Haydi! Hep birlikte 29 Ekim saat 13.00’da Kızılay/Güvenpark’ta buluşup Anıtkabir’e yürüyelim!

 

Sezer Özseven
TLB Ankara Sorumlusu

Tarih:
Diğer Haberler