YAZAR
19 Ocak’ta başladığımız Atatürkçülük Okullarımızı 21 merkezde tamamlayarak sonlandırdık. Ülkemizin mevcut koşulda Atatürk’e ve onun yaptığı devrimlere olan ihtiyacını sıcağı sıcağına hissettik.
En başında söylemiştik okullarımızda bir yaş sınırlaması olmadığını ve bunu eğitimlerimizde gördük. Balıkesir’deki eğitimimize 7 yaşındaki Reyyan kardeşimiz katıldı. Minicik yüreğiyle umut oldu ve güç verdi hemen iki yanında oturan 65 yaşındaki Mehmet ağabeyimize. Adana’da 7. sınıfa giden Yiğit arkadaşımızla tanıştık. Belki de en fazla katkıyı sunan, en fazla söz alan arkadaşımız o oldu. Yaşı belki liseli abla ve ağabeylerinden küçüktü ama fikirleri en az onlar kadar olgundu. Konya’nın soğuğunda karşımıza çıktı güler yüzlü arkadaşlarımız. Şehir soğuktu ama içlerindeki mücadele ateşi her şeyi ısıtmaya yetiyordu. Denizli’de Zeytin Dalı Harekatı’nın başladığı gün buluştuk. Çınar Meydanı’ndan selam gönderdik cephede kahramanca savaşan askerimize. Daha sonra gerçekleştirdik eğitimimizi. Bodrum’da yağmurlu bir günde buluştuk. Yağan yağmur engel değildi buluşmamıza. En az yağmur kadar coşkulu ve gür bir şekilde geçti eğitimimiz. Şehit Kamilleri, Karayılanları memleketleri Gaziantep’ten andık ve onların cesaretini üstümüzde taşıdık. Antalya’nın Demre ilçesinde hazırlıkları yapan sadece liseli arkadaşlarımız değildi, en az onlar kadar çalışan aileleri de katıldı eğitimimize ve güç verdiler birliğimize.
ATATÜRK VE ATATÜRKÇÜLÜK
Bugünün Atatürkçülerinin, vatanseverlerinin alması gereken siyasal tavrı konuştuk. Cephede kahramanca savaşan Mehmetçiğimizin moralini daha sağlam tutmanın yollarını aradık. Bu savaşa haksız savaş diyenlere Atatürk’ün tarihinden örnekler vererek cevapladık. 1897’de daha liseli yıllarında Türk-Yunan savaşına gidebilmek için okuldan kaçan Atatürk’ün hikayesini anlattık. Attığı her adımda önce vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığını esas alan Cumhuriyet devriminin kadrolarını öğrendik. Harbiye’de sınıf arkadaşları Ömer Naci, Ali Fuat ve İsmail Hakkı’yla birlikte gizlice el yazısıyla çıkardıkları dergiyi tartıştık. Atatürk’ün
Milli Eğitime verdiği önemi konuştuk. Kütahya-Eskişehir savaşı devam ederken açılış konuşmasını yaptığı Maarif Kongresini anlattık. Atatürk’ün hayatının her anında teşkilatlı olduğunu gördük. Şam’da sürgündeyken Vatan ve Hürriyet Cemiyetini kurmasını ardından bu cemiyeti İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne dahil ettiğini öğrendik. Her anını milletinin bağımsızlığı için geçiren büyük ve devrimci bir hayatı gördük.
ÜLKEMİZİN GELECEĞİ
Atatürk ve Atatürkçülük ülkemizin geleceğidir. Eğitimimiz ancak Atatürk İlke ve Devrimlerine dayandığı takdirde milli olur. Atatürk ilkelerine dayanmayan bir eğitimin milliliğinden söz edilemez. Bu ilkelerden uzaklaştıkça Fethullahçılara daha çok alanlar açılır. PKK sempatizanları daha çok sevinir. Bizler bu okulları ülkemizde daha çok FETÖ, PKK olmasın diye yaptık. Yeni 15 Temmuzların yaşanmamasının biricik yolu Atatürk İlke ve Devrimleri ışığında yetişen nesillerdir. Türk Milletinin gönlü rahat olsun. Fetullahçıların altın nesilleri varsa Türkiye’nin de Türkiye Liseliler Birliği var!
Yıldırım Gençer
TLB Genel Başkanı