Ekonomik Zorluklara Karşı Liselilerin Çözümleri

Çalışan Gençlik Üreten Türkiye Kurultayında TLB Genel Başkanı Furkan Kaplan liselilerin sorunlarını ve çözümlerini dile getirdi.

Ekonomik Zorluklara Karşı Liselilerin Çözümleri

62 üniversite topluluğunun çağrısıyla Çalışan Gençlik Üreten Türkiye Kurultayı düzenlendi. Ekonomik zorluklara karşı gençliğin çözümlerini tartıştığı kurultaya, liselilerin taleplerini ve çözümlerini aktarmak üzere TLB Genel Başkanı Furkan Kaplan davet edildi. Furkan Kaplan'ın konuşma metninin tamamı:

 

Sayın Genel Başkanım,
Değerli konuklar ve aydınlık yüzlü arkadaşlarım;

Hepinizi, yürek dolusu umutla ve cesaretle selamlıyorum!
Hepiniz hoş geldiniz, umutlar getirdiniz!

“Onlar ki toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar;
korkak, cesur, câhil, hakîm ve çocukturlar
ve kahreden, yaratan ki onlardır, destanımızda yalnız onların maceraları vardır.”

Nazım Hikmet, Kuvay-ı Milliye Destanı’nda böyle tanımlıyor Türk milletini. Köylüyü, emekçiyi, gençliği…
En büyük üretici güç insandır. Gençlik de bu büyük gücün en dinamik parçasıdır; umut üretir, cesaret üretir, sevgi üretir, coşku üretir, kanı kaynar. “Yırtarız dağları enginlere sığmaz taşarız!”

Ülkemizde 14 milyonluk devasa bir genç iş gücü var. Bu nüfusun 8 milyonu üniversiteli, 6 milyonu liseli! Üstelik bu gençlik, herhangi bir gençlik değil, Türk gençliği! Türkiye’de, yerin altında, altın madeni var, bor madeni var, kömür madeni var… Ama en önemli maden, yer üstündeki gençlik madeni! Bu madeni işlersek Türkiye’yi tam bağımsızlık yolunda kimse tutamaz!

Eğitim sistemimiz, bu gençlik madenini işlemekte yetersiz! Bu sistem, Türkiye’nin yakıcı ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak! Tarlalarımızı sürecek, araba motoru üretecek, aşçılık, terzilik, berberlik, kaynakçılık yapacak, aşı üretecek gençler, ömrünün en verimli yıllarını okullarda geçiriyor. 30 yaşında bir genç, hâlâ dershaneye gidip sınava giriyor, seminerlere katılıp sertifika topluyor. Eğitim sistemimiz ezberci, plansız ve hizmet sektörü odaklı. Gençlik, sanayi ve tarıma değil; hukuk, tıp, mühendislik, işletme ve iktisat gibi alanlara yönlendiriliyor. Ve bu alanlarda büyük bir yığılma var. Bu yığılma, işsizlik ve nitelik sorunlarını doğuruyor. Liseli gençlerin sadece %27’si meslek liselerinde ve meslek liseli arkadaşlarımız da istediği eğitimi alamıyor.

Ülkemizde yakıcı bir kalifiye eleman sorunu var. Bir yandan on binlerce genç iş arıyor, bir yandan işverenler on binlerce işçi arıyor. Mesleki ve teknik eğitim almayan gençlik “İş beğenmemekle.” suçlanıyor. İş arayan genç de haklı, işçi bulamayan işveren de haklı. Bu işsizlik sorunu, uyuşturucu, kumar, yozlaşma ve yabancılaşma gibi sorunlara da zemin oluşturuyor.
Öyleyse sistem değişmeli.
Bu yüzden devrim istiyoruz, eğitimde devrim istiyoruz!
Türkiye’de devrim istiyoruz!

1. Planlı eğitim istiyoruz! Türkiye’nin stratejik üretim alanları saptansın ve liselerimiz buna göre yapılansın. Tarım ve endüstri başta olmakla birlikte yapay zekâ, denizcilik ve savunma alanlarındaki liseler yaygınlaşsın!
2. İş güvencesi istiyoruz! Her genç, liseden mezun olur olmaz işe başlayabilmeli ve bu iş güvencesiyle okumalı. Bu en temel insan hakkıdır. Sadaka değil iş istiyoruz!
3. Meslek edinmek ve çalışmak istiyoruz! Herkesi üniversiteye yönlendiren anlayışa son verelim! Eğitim süreci kısaltılsın ve eğitim sadeleşsin. Sınavlardan sonra unutulan işlevsiz bilgiler müfredattan çıkarılsın. Ezber yapmak istemiyoruz!
4. Ezberci değil uygulamalı eğitim istiyoruz! Teorik eğitim ve staj ayrımı kalksın, lise 1. sınıftan itibaren uygulamalı eğitim verilsin. Üreten liselerimizin sayısı artsın. Gençliğin emeği bursla desteklensin, teşvik edilsin. Sanayiyle işbirliği yapılsın! İmkan verin, okul sırasında üretmeye başlayalım!
5. Emeğimize saygı istiyoruz! Meslek liseleri, “bir yeri kazanamayanların gittiği yer” değildir! Bu algıyı yıkmamız gerek! Medya, siyasi partiler, dernek ve sendikalar elini taşının altına koyacak. Lümpen yaşamı ve lüksü özendiren diziler engellenecek, emek ve alınteri yüceltilecek. Başka türlü olmaz!
6. Halkçı eğitim istiyoruz! Burs ve yurt imkanları artırılsın. Ucuz ve sağlıklı yemek hepimizin hakkıdır! Halkın sırtında kambur olan dershane ve kaynak kitap sektörüne son verilsin! Artık bunlara binlerce lira para vermek istemiyoruz!
7. Toprağımızı seviyoruz, topraktan öğreniyoruz! Tarımla birlikte köylerimiz de geliştirilmeli. Köylerdeki arkadaşlarımızın köylerini sahiplenmesi için çiftçilik teşvik edilmeli. Köylerimizde, sanat-spor alanları ve sosyal tesisler kurulsun, köylerin altyapısı geliştirilsin! Köylü üretirse hayat ucuzlar, bolluk bereket gelir!
8. Uyuşmak istemiyoruz! Uyuşuklukta ölüm, üretimde hayat vardır! Köy Enstitülerinde olduğu gibi, sanat ve sporla buluşmak istiyoruz! Yeteneklerimizi keşfetmek istiyoruz! Kötü alışkanlıklar, yasak ve nasihatle değil, iyi ve doğru alışkanlıklarla azaltılır. Öğrencinin emeği ve yetenekleri, toplumla buluşmalı ve takdir görmelidir.
9. Ülkemizi seviyoruz! Z Kuşağı, “Türkiye’de yaşanmaz!” gibi Batı merkezli propagandaları reddediyoruz! Z Kuşağı değiliz, Türk gençliğiyiz. Milletimizi ve ülkemizi seviyoruz. Ülkemizde yaşamak, ülkemizde üretmek, ülkemizde kazanmak ve milletimizi kalkındırmak istiyoruz! Milli bilinç, gençliğin en büyük motivasyon kaynağıdır. Okullarımızdaki milli maya arttırılmalıdır.


Gençliğe “delikanlı” derler. Kanımız deli akıyor, kanımız kaynıyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün deyimiyle, “Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur!” Tam bağımsız Türkiye’yi kurmak için bütün Türk gençliğini göreve çağırıyoruz!
İş başına, görev başına!

Tarih:
Diğer Haberler