LiSELiDEN SORUMLUSU GENEL SEKRETER YARDıMCıSı
31 Temmuz 2006 tarihinden beri yayın hayatına devam eden bir diziden bahsediyoruz. Kendim de bütün bölümlerini eksiksiz şekilde izlemiş birisiyimdir. Senaryosunu Türkiye’nin içinden geçtiği dönemlere göre şekillendirebilen, Türk milletinin duygularını ekranlara taşıyan Arka Sokaklar’ın son bölümlerinin içeriklerinden örnekler vereyim. Narin cinayeti, İkbal cinayeti, Polis cinayeti, İsrail ajanları ve tarikatlar. Arka Sokaklar 22 Kasım Cuma akşamı yayınlanan bölümün de tarikatların ekranlara kimsenin taşımaya cesaret edemediği bir gerçeği cesurca ekranlara taşımıştır. 29 Kasım’da yayınlanacak bölümün fragmanında da Türk milletinin kanını donduran Yenidoğan Çetesi diye tanıdığımız örgütü Arka Sokaklar anlatacaktır.
22 Kasım akşamı yayınlanan 691. Bölümü kısaca özetleyeyim.
Şu an tarikat bozuntularının ve cumhuriyetten nasibini almamak için direten kesimin hedef aldığı dizidir Arka Sokaklar. Öne çıkan karakterimizin adı Menekşe. Beytullatif Hurşit efendi tarikatının rehinesiydi. Kurbanı oldu. Gerçek hayatta karşımıza çıkan tarikatlara oldukça benzer yanları var. Kendi okulları, mescitleri ve klasörlerden taşan tapular. Dini kullanarak insanları suça sürüklemek. Gerçek hayattaki tarikatların yılardır yaptıkları şeyler değil mi? 691. bölümde devletin imamını tarikata karşı olduğu için satır ile cami bahçesinde öldürüyorlar. Devletin imamına gavur imam lakabını takmışlar. Menekşe’nin annesi 11 yaşındayken ailesinden alınıp nüfustan kaydı siliniyor sonra tarikatın büyükleri kendi nüfuslarına kaydettiriyorlar. Kız henüz 13 yaşındayken Menekşe doğuyor. Hazır mısınız? Bildiğiniz hikaye geliyor. Menekşe dedesiyle ile aynı yatağı paylaşıyor. 70 yaşında adam 11 yaşındaki çocuktan yapılan çocukla, Menekşe ile evleniyor. Ölüm sebebi ise dayak. Küçücük kız dayaktan ölüyor. Tabi örtbas edilmek isteniyor yüksekten düşmüş süsü veriliyor. Bütün mahalle tarikatın mensubu olduğu için körler sağırlar birbirini ağırlar hikayesi dönüyor. Bir yerden tanıdık geldi değil mi bu hikaye? Narin…
Kanım dondu
Tarikatın şeyhine soruyorlar. “torunun yaşında kıza imam nikahı kıymışsın, aynı yatağı mı paylaşıyorsun?” Şeyh cevap veriyor. “SUÇ MU?”
Arka Sokaklar tarikatların çürümüşlüğünü, tarikatların Türk kültürünün bir parçası olmadıklarını gözler önüne serdi. Bazen herkesin bildiğini söylemek de cesaret ister. Arka Sokaklar daha önce de hükümetin Suriye politikasına aykırı bir senaryo yazdığı gerekçesiyle ve oyuncularının hükümeti eleştirmesinden kaynaklı kimi zaman diziden el çektirildi ya da final yaptırıldı. Açılım sürecinde ise bazı sahneler de teröre yönelik operasyonlar da emniyet içindeki karasızlıkları ve rahatsızlıkları televizyonlara taşıdığından dolayı hükümetin tepkisini çekmiştir. Arka Sokaklar halkın dizisidir. Bunca yıldır yayın hayatına devam edebiliyor oluşu da bunun kanıtıdır. Gelin bakalım tarikatlar Arka Sokaklar’ı nasıl hedef alıyorlar.
“Aile kurumunu hedef alıyor.”
Aile kurumlarını kötülüyormuş. Bir çocuğu kaçırıp nüfustan kaydını silip kendi nüfusuna alarak aile kuramazsın, çocuktan çocuk yapıp sonra döverek öldüremezsin, Arka Sokaklar açık açık bunu söylüyor. Yarası olan gocunur. Bu mesajların nesinden rahatsız oldunuz? #arkasokaklarkaldırılsın etiketi gündeme gelmiş. En çok da aile kurumunu hedef alıyor diye Arka Sokaklar’ın üzerine gidiyorlar.
“Dini kötü gösteriyor.”
Bir de dinimiz var tabi. 691. bölümde de tarikatta hep şu gösteriliyordu. Bir adam var. Ne derse doğrudur. Onun dediğini yapanın cennette yeri hazırdır. Devlete silah çekenin de sahte adli tıp raporu yazanın da adam öldürenin de haksızlık karşısında susanın da devlet ve millete düşman olanın da yeri cennette hazırmış. Bu nasıl cennetmiş böyle. Arka Sokaklar tarikatların maskesini düşürdüğü için hemen din kalkanını çektiler. Ey din istismarcıları bu devletin, milletin sizden büyük düşmanı var mı?
“İslam dininin değerleri ile dalga geçiyor”
Bu değerler bir kültürün ürünüdür. İslam kültüründen bir haber olan tarikatlar ise tezgahları bozuluyor ve rahatları kaçıyor diye öfke saçıyorlar. Bu kültür sevgi, saygı kültürüdür. Birlik beraberlik kültürüdür. Ramazan ayı, Kurban bayramı mesela paylaşmanın, birliğin, tokun açın halinden anlaması için kültürlerimizdir. Hangi tarikat bu kültüre uyuyor? Arka Sokaklar dizisinde ramazan aylarında ya da kurban bayramları zamanında iftar sofraları, geniş ailelerin bir arada olmasının gösterilmesine özellikle yıllardır dikkat ediliyor.
Bugün, Arka Sokaklar dizisini savunmak, tarikatlara meydan okumaktır.
Bu da aslında çok yakında tanıdığımız, bildiğimiz bir senaryo. Gladyo örgütü FETÖ! Fettullah Gülen tarikatının da eğitim kurumları, malları mülkleri, bankaları vardı. Cennete gireceksiniz diyerek bu milletin tankını topunu tüfeğini bu millete çevirten hainler. Şunu çok iyi biliyoruz. Tarikatların kökünü kazımadan tam bağımsız Türkiye’yi kuramayacağız. O yüzden Türk gençliğini daima karşınızda bulacaksınız.
Türkiye’nin gündeminden senaryolarıyla Arka Sokaklar dizisi Cuma akşamları ailelerin bir araya geldiği, haber takip eder gibi gündemi takip ettiği bir dizidir. Politikliği asla elden bırakmaması da bunca yıldır yayında olmasının en temel sebebidir. Siyasi baskılarla yeri geldiğinde de karşı karşıya gelmiştir.
Maskesi ister din olsun ya da başka bir şey. 11 yaşındaki kız çocuğundan çocuk yapıp üzerine o çocukla da nikah kıyıp aynı yatağı paylaşırsan ve bundan rahatsız olmuyorsan bu milletin parçası olamazsın. Bizim kültürümüz bu değildir. Kanun’da bunun yeri yoktur. Kültürümüzde bunun yeri yoktur. Bunun televizyonlara taşınmasından din istismarcılarını belli ki rahatsız olmuş. Tarikat yurtlarında intihara sürüklenen kardeşlerimizi unutmadık. Hatırlıyoruz.
Bölücülük Harekete Geçti
Gericiliğin başı HÜDAPAR ise hiç beklememiş. Yarası olan gocunur demiştik. HÜDAPAR Genel Başkanı Abdullah Aslan demiş ki: ‘’Tarikatlar bu toplumun ahlaki yapısının korunmasında önemli rol oynuyor. Arka Sokaklar toplumsal bir birliğe saldırmıştır. Medya toplumun inançlarına saygı göstermelidir.’’
Tarikatlar Türk milletinin kalkınmasının önündeki en büyük engeldir. Kimin, neyin ahlakından bahsediyorsunuz. Kız çocuklarını okula göndermeyen, çocuk yaşta evlendirip gencecik çocukların geleceğini karartanlardan bahsediyoruz. Esas ahlaksızlık budur. Tarikatların da artık bu milletin içinde yeri yoktur. Ne medya ne millet sizin gericiliğinize, bölücülüğüne saygı göstermez. Bu memleketin Atatürkçü, vatansever Türk gençliği var. Ne LGBT çürümüşlüğüne ne de tarikatların feodalizmine bu topraklarda yaşam hakkı tanımıyoruz. Tanımayacağız. Dini çürüten sizlersiniz. Bahsettiğiniz senaryo da savunduğunuz, koruduğunuz, yönettiğiniz tarikatlar devletin camisinin imamını caminin bahçesinde satırla öldürüyor. Neden? Tarikat şeyhinin döverek öldürdüğü küçücük çocuğun hesabını sormak istediği için, tarikatlara bizim gibi karşı olduğu için.
Ne güzel din o, ne güzel kültür o öyle, tarikatlar ne diyorsa doğru odur! Devlet yanlış, devletin imamı yanlış. Türk milletinin kültürü yanlış. Bir siz doğrusunuz! YOK ÖYLE DÜNYA!
ÇOCUKLARI KORUMAK VATANI KORUMAKLA BAŞLAR!
Bu topraklardan gericiliği temizleyeceğiz. Cumhuriyetin ayak basmadığı yer bırakmayacağız. Tarikatların kökünü kazıyacağız. Narin’in, İkbal’in ve daha nicelerinin kurban edildiği nice çocukların hayatının karartıldığı Menekşe karakteri gibi tarikatlara kurban edildiği bir sistemi yıkacağız. Cumhuriyetin devrimci kültürünü vatanımızın her karış toprağına yayacağız. Vatanımızı tarikat bozuntularına heba ettirmeyeceğiz. Daima savunacağız.
DEVLET ZAAFI YİNE KENDİNİ GÖSTERDİ
RTÜK, Kanal D ve Arka Sokaklar’a faturayı kesti. %3 para cezası ve 2 hafta yayın yasağı. Tarikat gericiliğine meydan okuyan ve bunu cesurca ortaya koyan Arka Sokaklar camiasına selam olsun. Türk milleti sizinledir.
MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
Şunu ekstra belirtmekte fayda var. Kafalarda karışıklık olmasın. Biz tarikatlara, gericiliğe ve bölücülüğe karşıyız. Müslümanız ama bu insanların dinini, inançlarını suistimal edenlere geçit vereceğimiz anlamına gelmez. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Bunu da korumak ve milletimizi bölmek isteyenlerle mücadele etmek en başta Türk gençliğine düşmektedir. Görevimizin başındayız.