Gaffar Yakınca: "Gençlik bitti sandınız..."

Aydınlık gazetesi köşe yazarı Gaffar Yakınca bugünkü yazısında 29 Ekim'de gerçekleştirdiğimiz yürüyüşümüzü yazdı: "Gençlik bitti sandınız..."

Gaffar Yakınca: "Gençlik bitti sandınız..."

Aydınlık gazetesi yazarı Gaffar Yakınca bugünkü köşe yazısında 29 Ekim'de Ankara'da gerçekleştirdiğimiz yürüyüşümüzü yazdı: "Gençlik bitti sandınız..."

Köşe yazısında "29 Ekim’de TGB ve TLB’liler Anıtkabir’de Andımız’ı okudu. Cumhuriyetimizin Türk toplumu içindeki kökleri son derece derindedir ve sağlamdır. Atatürk, yediden yetmişe tüm milletin ortak değeridir." ifadelerine yer verdi. Yazının tamamını aşağıda okuyabilirsiniz.

"29 Ekim 2018’den iki fotoğraf karesi, ikisi de gözlerimizi yaşartacak denli dokunaklı. Birincisi, neredeyse Cumhuriyetimizle yaşıt yaşlı bir çiftin el ele tutuşmuş küçük adımlarla Anıtkabir’in merdivenlerini tırmanmasıdır. Bir eli ile bastonunu tutan iki büklüm yaşlı adam diğeri ile sımsıkı eşine sarılmıştır. Kadın da aynı şekilde bir yandan bastonuna bir yandan eşine yaslanmıştır. Foto muhabirleri koşturup geldiğinde yaşadıkları şaşkınlık pek uzun sürmez, çünkü hayatın olağan akışı içinde zaten borç kabul ettikleri bir işi yapmaktadırlar. Yaşamın sonbaharında iki insanın bir arada durarak, birbirlerine yaslanarak gerçekleştirdiği bu eylem, insanlığa dair muhteşem bir mesaj vermekle kalmıyor, Türkiye Cumhuriyetinin alelade bir devletten öte, nasıl güçlü bir ruhu temsil ettiğini de gösteriyor. İkinci fotoğraf, gençliğin TGB öncülüğünde Anıtkabir’e ve Birinci Meclis’e yürüyüşünden. Türkiye Liseliler Birliğinden (TLB) gençler, üzerinde “Gençlik bitti sandınız, işte Andımız” yazan bir pankart taşıyorlar. Onlar da Anıtkabir’e giden yaşlı çift gibi el ele, kol kola yürüyorlar. Aralarında henüz onüç ondört yaşında delikanlılar, genç kızlar var. Etnikçilerin ve siyasal islamcıların olanca hiddetleri ile saldırdığı, yok etmeye çalıştığı gençliğin vatana bağlılık yeminini, Andımız’ı okuyorlar.

GELECEK 29 EKİMLERE DAİR İPUÇLARI

İşte bu iki fotoğraf karesinin birleşimi 29 Ekim 2018’in anlamını inşa ediyor ve bize, geleceğe dair bazı ipuçları veriyor. Birincisi, Cumhuriyetimizin Türk toplumu içindeki kökleri son derece derindedir ve sağlamdır. En az dört kuşak yetiştirmiş olan Cumhuriyet, milyonlarca insanın yaşamına dokunmuş, en geniş halk kesimlerini demokrasi, uygarlık ve bağımsızlık kavramları ile tanıştırmıştır. Cumhuriyet mevzisinin bitmez tükenmez potansiyeli, tüm canlılığı ile işte buradadır. Bunun için Atatürk, yediden yetmişe tüm milletin ortak değeridir. İkincisi, yeni gelen nesiller aynı ruhla, aynı direngenlikle tarih sahnesine çıkmaktadır. Gençliği bitirmeye yönelik her hamle boşa çıkmıştır. Eğitim sistemine yapılan müdahaleler, otuz yıllık FETÖ’cü tezgah, fitne yuvası haline gelmiş cemaatler, televizyonlardan ve internetten propaganda edilen yozlaşmış hayat, iktidarı elinde tutanların baskıları, tehditleri... Hiçbiri gençliği sindirmeye, Atatürk’e ve yurda bağlılıktan vazgeçirmeye yetmemiştir.

 

YÖNETENLERİ MİLLETLE BARIŞMAYA MECBUR BIRAKAN GÜÇ

Gençlerin yürüyüşünün neden bu denli önemli olduğunu gösteren canlı bir örneği aynı gün Anıtkabir’deki resmi törende görme imkanımız oldu. Her 29 Ekim’de hastalanan, Atatürk ve Türk milletinin adını ağzına almayı zul addeden bir “devletten”, “Türk milletini temsilen” Atatürk’ün huzuruna vardığını ifade eden bir “devlete” dönüştüğümüzü gördük. İçeridekilerde görülen tarihsel önemdeki bu dönüşümün sebebi, aslen dışarıdakilerdir. Amerika’nın Silivri’de ördüğü duvarları yıkarak memleketi bir uçtan bir uca kat eden, İzmir’den Diyarbakır’dan, Trabzon’dan akarak Birinci Meclis’e oradan Anıtkabir önlerine gelen, başını gençlerin çektiği kitlelerin “uzun yürüyüşü”, devleti milletin değerleri ile barışmaya zorlamıştır. Bu yürüyüşün asıl büyük başarısı budur. Çünkü emperyalistlerin Müslüman-laik, TürkKürt, sağcı-solcu diyerek toplumun içine inşa ettikleri duvarlar Silivri zindanının duvarlarından daha kalın, daha güçlü idi ve gençlik kutlu yürüyüşü ile bu duvarları yerlebir etti. Her kökenden, her inançtan ve her siyasi görüşten gençlerin Türk milleti ve Atatürk paydasında buluşması, anti-emperyalist bir hatta karar kılması devleti yönetenleri gerçekleri kabullenmeye itti. Demek ki milletin birlik bayrağı, artık en güvenli ve en güçlü olduğu yerde, gençliğin ellerindedir.

MHP’NİN AÇIKLAMASI

Evvelki hafta yayımlanan “Bir vekil, üç yazar” başlıklı yazıma, MHP basın bürosundan Gn. Bşk. Yrd. Semih Yalçın adına bir yanıt geldi. Buraya sığması mümkün olmadığı için kişisel sosyal medya hesaplarımdan paylaştım, dileyenler okuyabilirler. Semih Yalçın’ın iddiaları uzunca bir tartışmayı gerektiriyor. Bunun yerine, aynı fikirde olduğumuz bir cümlenin altını çizmek isterim. Sayın Yalçın, yanıtının bir yerinde “Atatürk döneminde başlayan milli devlet sürecinin tamamlanamadığını” söylüyor. Ben bir yazar olarak bu sürecin tamamlanması için çaba sarf ediyorum, şayet kendisi de siyasetçi olarak bunu önemsiyorsa, acizane önerim, bu hedefe zarar verecek, Atatürk ya da Atatürkçülük hakkında gereksiz tartışmalara yol açacak söylemlerden kaçınmasıdır."

Tarih:
Diğer Haberler