Hürriyet Devrimi ve Liseliler

Türkiye Liseliler Birliği olarak bizler Jön Türklerin, İttihatçıların, Tıbbiyelilerin ve Mustafa Kemal'in mirasçısıyız.

Hürriyet Devrimi ve Liseliler
Salih Burak Bozoluk
Salih Burak Bozoluk
ALANYA İLçE BAşKANı

Hürriyet Devrimi öncesi imparatorluk, 93 Harbi'nden sonra Abdülhamit'in önderliğinde baskıcı, ağır yaptırımlı, basına ciddi derecede sansür uygulayan, hiçbir farklı fikrin sesinin duyulmadığı hatta neredeyse her köşe başında hafiyelerin ve gizli polislerin dolaştığı bir dönemdi. Jön Türkler mücadeleyi yurt dışında sürdürürken, 1889'da bizim yaşlarımızdaki liseliler bu ağır tecrübeleri yaşayarak ve Jön Türklerin yayınlarını okuyarak büyüdü. İşte bu liseliler Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'de örgütlenerek daha sonra İstanbul'u ve tüm Osmanlı'yı saracak kadar büyüdüler ve çevrelerinden destek aldılar. Ancak, 1895'te Abdülhamit tarafından baskıyla etkisiz hale getirilip sürgüne gönderildiler. Bu cemiyet baskılara rağmen pes etmeyecek ve pek çok cemiyetin birleşmesiyle İttihat ve Terakki adını alacaktır.

1900'lerin Başında Osmanlı ve Halk Hareketi

1900'lerde 2. Abdülhamit, içte baskıcı, dışarıda ise dengeli bir politika izliyordu. Özellikle Anadolu'daki çeşitli ağır vergilere karşı halk tepkisini göstererek, neredeyse her ilde baskıcı belediye başkanları ve valilerin bulunduğu binalar basıldı, telgraf ve postaneler kuşatıldı, İstanbul'a telgraflar yağdırıldı. Ağalar, belediye başkanları ve kaymakamlara şikayetler yağıyordu. Ancak, 2. Abdülhamit kalıcı olmayan çözümlere başvurunca 1908 Hürriyet Devrimi kaçınılmaz oldu.

Devrimin Örgütlü Yapısı

1907-1908 yıllarında askerler, öğrenciler ve halk, kendi başlarına hareket etmediler; yukarıda anlattığım vergi tepkisinde özellikle Erzurum'da, Can Verenler Komitesi öncülüğünde İttihat ve Terakki Anadolu'da aktif ve örgütlü hale geldi. Tabii ki Balkanlar'da da durum farklı değildi. Birçok subay, her tarafta örgütleniyor ve Abdülhamit'i tahtan indirmek için hazırlanıyordu. Bunu gören Padişah, ordular ve subaylar gönderdi; ancak kimisi emri kabul etmedi, kabul edenler ise İttihatçılar tarafından vuruldu. Hatta bazı Abdülhamit yanlısı subaylar "Burada benden başka herkes İttihatçı." diyorlardı. Böyle bir örgütlenme varken, Abdülhamit'e karşı başta Enver Paşa olmak üzere dağa çıkan subayların baskılarına dayanamayan Padişah, 24 Temmuz 1908'de II. Meşrutiyet'i kabul etti ve birçok alanda özgürlük ve devrimler başlayacaktı. İstibdat bitti, hürriyet gelmişti. Basına sansür yüksek oranda azaldı. Dergiler ve gazeteler yeniden basıldı. Bu yüzden 24 Temmuz Basın Günü'dür ki bu bile İttihat ve Terakki'nin devrimciliğinin ve baskıcı olmadığının kanıtıdır.

Cumhuriyet Devrimine Geçiş

Çanakkale Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'nda mezun veremeyen liselerimiz bu büyük vatan ve bağımsızlık aşkını Hürriyet Devrimi sayesinde öğrendi. 15'liler bu büyük devrimin açtığı yolda harekete geçti.

Cumhuriyetimizin kuruluş aşamasında görevler alan birçok subay ve devrimci, Jön Türkler ve İttihat ve Terakki'den miraslar ve tecrübeler alarak gelmiştir. Bazıları reddeder ama tarih ve tecrübeler, Hürriyet Devrimi'nin Cumhuriyet Devrimi'ne etkisinin büyük olduğunu gösterir. II. Meşrutiyet'te tamamlanamayan birçok devrim bu anda tamamlanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah-fikir arkadaşlarının büyük bir kısmı İttihatçı kökenliydi. Hürriyet Devrimi'nin tecrübesi büyük Türk devrimimize giden yolda büyük bir yol gösterici oldu.

Sonuç

Hürriyet Devrimi ve Cumhuriyet Devrimi'nde liselilerin rolü büyüktür. Daha gençken ülkenin kurtulması için büyük

Değerli okur arkadaşım, (abim, ablam, kardeşim) Türkiye Liseliler Birliği olarak bizler Jön Türklerin, İttihatçıların, Tıbbiyelilerin ve Mustafa Kemal'in mirasçısıyız. Biz bu mirasın bayraktarlığını sadece laflarla değil yaptığımız eylemlerle yapıyoruz ve mücadelemizi daha ileriye götürüyoruz. Hürriyet Devrimi'nin 116. yılında omuz omuza mücadele ederek benin biz olduğu yerdeyiz. Sen de TLB'ye katıl.

Tarih:
Diğer Haberler