Türkiye Liseliler Birliği 29 Ekim’de gerçekleştireceği eylemin programını duyurdu. Yüzlerce TLB üyesi 29 Ekim programını açıklamak için Ankara Yeni Sahne’de bir araya geldi. TLB adına açıklama yapan Türkiye Liseliler Birliği Genel Başkanı Bora Çelik: “Türk genci devrimlerin ve Cumhuriyetin sahibidir. Bunların gereğine herkesten çok inanmıştır. İşte bu inanç ve kanaatimiz gereği olarak 29 Ekim’de Türkiye’nin dört bir yanından liseliler ile Atamıza yürüyeceğiz. Herkesi 29 Ekim’de saat 13.00’te Ankara Güvenpark’a davet ediyoruz” dedi.
Açıklamanın tam metni:
Cumhuriyetin Çocukları, Atatürk Yolunda
Nerede kalmıştık. Okullarımızı gericiliğe karşı sırtımızı dönerek kapadık. O sırt dönmelere Türkiye'nin dört bir tarafındaki liseliler bildiriler yayınlayarak destek verdiler. 365 lisenin "Liselerde Gericiliğe Geçit Vermeyeceğiz" ortak bildirisi Türkiye'yi birleştirdi. Robert Koleji ile Keçiborlu imam Hatip Lisesini birleştiren yegane kuvvet Atatürk ve Cumhuriyetin değerleri oldu.
Okullarımıza, MEB'in proje okulları olarak bilinen uygulamalarıyla, öğretmenlerimizin zorla tayin ettirilmeye çalışıldığını öğrenerek başladık. MEB bu uygulamalarla Türkiye'nin en köklü liselerinin en başarılı öğretmenlerini zorla tayin ettirmek istedi. 8 yılını dolduran öğretmenlere 1 hafta içerisinde tayin tercihlerinin yapılması istendi. 4 yılını dolduran öğretmenlerin ise okullarda kalıp kalmaması müdürün ağzından çıkacak bir kaç kelimeye bırakıldı. Bu tayin ettirilen öğretmenlerin yerine ataması yapılacak olan öğretmenler MEB bakanının inisiyatifine bırakıldı. MEB Bakanının Tüm Türkiye'deki öğretmenleri tanımadığını düşünürsek bu atamaların doğrudan AKP'ye yakın sendika yöneticilerinin atayacağı gerçeği ortadadır.
Bir okulun en önemli iki unsuru öğretmenler ve öğrencilerdir. Sizler bu öğretmenler yerine kendi adamlarınızı yerleştirirseniz bu köklü okulların yapısıyla oynamış olursunuz. Proje okulları olarak belirlenen liselerin çoğu kurtuluş savaşında sırasından cepheye koşan on beşlilerin liseleridir. Bu liseliler,
vatan bildiği liselerini savunurken her zaman Onbeşliler ruhuyla hareket etti. Şifreleme skandalı olduğu zaman FETÖ’nün karşısına dikilen yine Onbeşlilerdir. Fethulllah'ın dershanelerini basıp, emeklerini çalanların Fethullahçı çete olduğunu her yerde haykıran yine o Onbeşliler’dir.
MEB bir yandan PKK'yı ve FETÖ'yü eğitimden temizlemeye çalışırken diğer yandan da bu liselerimizin yapısını bozmaya çalışması büyük bir hatadır. Bu liselerin geleneğini bozmak Emperyalizmin FETÖ'nün yanında saf tutmaktır. MEB’i bu konuda yine uyarıyoruz.
Türkiye'nin dört bir tarafında liselerde eylemler gerçekleşti. Öğretmenler ile öğrenciler bir birlerine kenetlendi. En büyük destek velilerimizden geldi. Birçok yerde imza kampanyaları başlatıldı. Birleştiğimiz zaman neler yapabileceğimizi hep birlikte gördük. Öğretmenlerimizin tayinlerini ana muhalefet partisinin yaptığı açıklamayla öğrendik. Bu, liselilerin büyük zaferidir.
Nasıl kazanacağımızı gördük. Bu kazanım gücünün birlikte harekete geçmek olduğunu herkese gösterdik. Şuan öğrenim gören arkadaşlarımızın bu zaferi aynı zamanda kendisinden sonra gelecek olan kardeşlerine bıraktığı büyük bir mirastır. Bu miras aynı zamanda savaşa gül bahçesine girer gibi giden Onbeşliler’in bizlere bıraktığı mirasıdır.
Bugün bu mirasa sahip çıkmak demek vatan bildiğimiz liselere sahip çıkmaktır. Gericiliğe karşı Kubilay olmaktır. Bölücü terör'ün karşısına Ömer Halisdemir gibi dikilmektir. Emperyalizmin karşısına Mustafa Kemaller gibi çıkmaktır.
20. yüzyılın başında yediği tokadın acısını bir türlü unutamayan emperyalizmin baş temsilcisi İngiltere’nin bir parlamenteri Andrew Duff; “resmi dairelerden Atatürk’ün resimlerini kaldırın” buyruğu vermişti.
Avrupa Parlamentosu’nun Hollandalı Hıristiyan Demokrat parlamenteri Arie Ostlander; “Kemalizm, Türkiye’nin Avrupa Birliği önündeki en büyük engeldir” demişti.
İsveç’in İstanbul Başkonsolosu Ingmar Karlsson, 28 Eylül 2005 tarihinde İsveç Radyosu’nda, “Kemalizm’in muhafazakarlık olduğunu” söylemişti.
Avrupa Birliği Türkiye masası şefi Karen Fogg “ Türk Gençliğini kimliksizleştirmekten, bunun için ülkeyi Atatürk’ten ve Atatürkçülerden kurtarmaktan” söz ediyordu.
MEB’in son zamanlarda gereğinden fazla İmam Hatip Lisesi açması, müfredattan Atatürkçü nesillerin yetiştirilmesi hedefinin kaldırılması, proje okulları gibi uygulamaları, tam da Duffların, Arielerin, Karlssonların, Karen Foggların hayalidir.
Bugün bizlere her zamankinden daha fazla görev düşmektedir. Emperyalizmin ülkemizin bütünlüğüne kast ederek savurduğu tehditlere karşı birliğimizi ve beraberliğimizi artırmak durumundayız. Ortaçağ özlemleri olanlara karşı en ön cephede mücadele etmek için kolları sıvıyoruz.
Türk genci devrimlerin ve Cumhuriyetin sahibidir. Bunların gereğine herkesten çok inanmıştır. İşte bu inanç ve kanaatimiz gereği olarak 29 Ekim’de Türkiye’nin dört bir yanından liseliler ile Atamıza yürüyeceğiz. Herkesi 29 Ekim’de saat 13.00’te Ankara Güvenpark’a davet ediyoruz. Dosta düşmana ilan ediyoruz Cumhuriyetin Çocukları Atatürk’ün Yolundadır.