Bugün, 44 yıl önce, tam bağımsız Türkiye mücadelesi için, vatanın geleceği için canlarını çekinmeden feda eden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’a yeniden söz vermek için toplandık. Bugün burada yalnızca bir anma değil, Türkiye’nin aydınlık geleceğini kurma irademizi paylaşacağız.
Denizler, ateşten günlerde mücadele ettiler. Bugün yine ateşten günler yaşıyoruz. Bölücülük, pervasızca ağabeyimiz, kardeşimiz Mehmetçiklerimize, polisimize ve yurttaşlarımıza saldırıyor. Emperyalizm, yurdumuzu bombalarla dizayn etmeye çalışıyor. Ülkemiz her geçen gün şeyhler, dervişler, sapıklar ve tecavüzcüler ülkesi haline getirilmek isteniyor. 13 Yaşındaki Berrinlerimizin, sınavlardan kötü puan aldığı için canlarına kıydığı bir iklim yarattılar. Eğitim sisteminin, gericileştiği, arkadaşlığı, üretimi ve paylaşımı yok ettiği gayri milli bir eğitim sistemi yaratmaya çalışıyorlar.
Bunlar yetmezmiş gibi, şimdi de tarih dersi kitaplarından Mustafa Kemal Atatürk’ü silmek için kolları sıvadılar!
İşte tam da bunları yaşadığımız bu günlerde, bugünün gençliğine düşen, Deniz olmaktır, Yusuf olmaktır, Hüseyin olmaktır! Aynı kararlılıkla bölücülüğe ve gericiliğe karşı kararlılıkla mücadele etmektir. Atatürk’e sarılmaktır, Türk Milleti’nin anılmadığı o ders kitabı taslaklarını çiğnemektir.
Bugün, Denizlerin bayrağını taşıyan bizler, onlarla aynı Türkiye’nin özlemini taşıyoruz. Denizler dün nasıl Mustafa Kemal Yürüyüşünü gerçekleştirdilerse, bugün biz de Mustafa Kemal’in askerleriyiz diye haykırıyoruz. Denizler, nasıl 6. Filoyu denize döktülerse, bugün biz de gördüğümüz yerde bölücü terörün en büyük destekçisi olan ABD’nin askerlerini gördüğümüz yerde başlarına çuval geçiriyoruz. 44 yıldır bu kararlılık hiç bitmedi. Çünkü bu kararlılık, Türk Milletinin kararlılığıdır. Türkiye’yi yeniden aydınlıklara kavuşturma kararlılığıdır. Cumhuriyet devrimimizin kararlığıdır!
Deniz, Yusuf, Hüseyin, hepsi birer yürek ateşçisidirler. Bilinçten çıkan kıvılcımlardır o ateşi yakan. Denizler, devrim ateşiyle kendilerini yakmışlardır ancak, 44 yıldır yanarak ürettikleri o ateş önümüzü aydınlatmaktadır, bizlere güç vermektedir. Bugün, Denizlere yapılacak en büyük haksızlık, karamsarlık ve umutsuzluktur! Yas tutmuyoruz. Deniz, ölüme giderken dahi, Türkiye için umudunu kaybetmemiştir. Bugün de karamsarlığa yer yok! TLB varsa, TGB varsa umut var! Çünkü Türk Milleti henüz sözünü söylemedi! Bütün kaleler zapt edilmedi! Bugünün vatan mücadelesini zafere ulaştırmak, Türkiye’yi yeniden aydınlatmak için Denizler gibi Atatürk’e sarılıyoruz! Gençliğe Hitabe’de bize verdiği Birinci Vazifeyi uygulamak için, varlığımız ve geleceğimiz için 19 Mayıs’ta İstanbul’da olacağız! Şişli’den, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşını planladığı evden, Dolmabahçe’ye, Deniz olup akacağız!
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, o gün bizlerle yürüyecek! Birinci Vazife yürüyüşümüzde, yüreklerimizde onları taşıyacağız! Denizlerimize ve söz veriyoruz, uğrunda canlarınızı feda ettiğiniz vatan mücadelesini zafere ulaştıracağız, Tam bağımsız Türkiye’yi yeniden ayağa kaldıracağız!
talebe.org