Anti-emperyalizmin Çelik Kalesi: Venezuela

15 bin yıllık bir tarihe sahip köklü bir ülke. İspanyollardan önce bir milyon civarı insan yaşadığı tahmin edilmekte.

Anti-emperyalizmin Çelik Kalesi: Venezuela

YAZAR

  Venezuela. 15 bin yıllık bir tarihe sahip köklü bir ülke. İspanyollardan önce bir milyon civarı insan yaşadığı tahmin edilmekte. Tarihine doğru bir yolculuğa çıkalım002E 15.yüzyılda bölgeye gelen Christopher Columbus bölgeyi Nezaket Toprakları olarak adlandırmıştır. Ülkenin kıyı bölgelerini keşfeden İspanyollar zamanla tüm topraklarda hakimiyet kurmuşlardır. 16. yüzyıl itibariyle bölgede yaşayan yerel halk da Hristiyan olmuş ve bir süre birlik sağlanmıştır. 19. yüzyıla kadar birçok isyan ve bağımsızlık mücadelesi yaşanmıştır. Bu mücadeleler Francisco de Miranda’nın 1811 yılında bağımsızlığı ilan etmesiyle başarıya ulaşmıştır. Bağımsızlık ilanıyla beraber Venezuela Bağımsızlık Savaşı başlamış ve bu savaş 1812 yılında yaşanan Karakas Depremi'nin yıkıcılığından dolayı sonuçlanamayıp ilk Venezuela Devleti yıkılmıştır. 1813 yılında devlet yeniden ilan edilmiş ancak uzun ömürlü olamamıştır. Kurtarıcı Simon Bolivar bu denemeden 8 yıl sonra 1821 yılında Kolombiya, Venezuela, Ekvador, Panama, Kuzey Peru, Batı Guyana ve Kuzeybatı Brezilya’yı da kapsayan Büyük Kolombiya’yı kurarak bölgede bağımsızlık savaşlarını zaferle taçlandırdı. Venezuela 1830 yılında Büyük Kolombiya'dan ayrılarak Jose Antonio Paez önderliğinde bireysel bağımsızlığını ilan etmiştir.

Devrimler Çağı

Venezuela için 19. yüzyıl ve 20. yüzyıl; siyasal çalkantılar, diktatörlükler ve devrimlerle doludur. 1948'de Demokrasi Hareketi partisinin lideri Rómulo Gallego’yu askeri müdahale ile indiren Marcos Pérez Jiménez’ün iktidarı 10 yıl sürmüştür. Daha sonra 1958’de uzun yıllar egemen olacak sistemin başlangıcı sayılan Punto Fijo anlaşması, o dönem diğer Latin Amerika ülkelerine demokrasinin ne olduğunu ve nasıl olması gerektiğini göstermiştir. 

1958-1968 arasında Punto Fijo ile başlayan demokratik sistem kurumsallaşmış; 1988’e kadar iki partili bir sistem ayakta kalmayı başarmış ve 1989-1998 arasında sistem çöküşü başlamıştır. Bu çöküşün sebebi olarak partilerin ideolojik temellerden sapıp sadece seçim başarısına odaklanmaları olarak düşünülüyor. Sapmanın sonucu ise halka yenilik getirmek yerine anlık vaatlerle oyalayarak oy alma hedefleriydi. Bu da tepki oluşturdu, yanına IMF'nin yeni-liberal politikaları da eklenince enflasyon %80,7’lere ulaştı, işsizlik %14’e yükseldi ve halkın %80,42’si yoksulluk sınırının altında kaldı. Buna tepki olarak da Caracazo olayları başladı. Bu olaylarda resmi olmayan rakamlara göre devlet eliyle 3000 kişi öldürüldüğü söyleniyor. Bu durum huzur içinde yaşayan ülkenin en büyük kırılma anlarından biridir.

Halkın Lideri: Hugo Chavez

1976 yılında orduya alınan Hugo Chavez, 1982'de “Bolivarcı Devrimci Hareketi - MBR200”ü kurdu. 1992 yılında Caracazo olaylarında hükümetin tavrına tepki olarak tanımladığı ilk ihtilal girişimi başarısız olan Hugo Chavez, iki yıl tutuklu kaldı ancak bu girişimle beraber geniş kitleler tarafından tanındı. Mücadeleden vazgeçmeyen Chavez, halka “Bu kez başarılı olamadık ama vazgeçmeyeceğiz.” diyerek seslendi. Bu süreçlerde iktidarda olan Perez'in kamu fonlarını kötü yönde kullandığı için görevden alınmasından sonra Rafael Caldera başkan seçilmiştir. MBR 200 bu seçimleri boykot etme çağrısı yapmıştır. 1994 yılında yoksul halkın sevgisini kazanmış olan Chávez serbest kalmış, 1998 yılında, “Beşinci Cumhuriyet Hareketi” partisini kurmuştur. 1999 seçimlerinde iktidara gelen Chavez ülkenin adını Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti olarak değiştirdi.

2000 Yılında oylarin %59'unu alarak 2. dönemine başlayan Chávez'e meclis Kasım 2000'de bir yıl boyunca ülkeyi kararname ile yönetme yetkisi vermiştir. Bu bir yıl içerisinde Chávez'in tarım ile petrol alanlarında büyük değişiklikler içeren 49 kararname çıkarması, ülkede Amerikan yanlısı kesimlerde tedirginlik yaratmış, vatanseverler ve Amerikancıların safları netleşmiştir. 2002'de ordunun bir kısmı ABD desteği ile bir darbe tezgahlamış, Chávez'i başkanlıktan düşürmüşlerdir. Ancak Chávez, halk ve ordu desteği ile 48 saat içerisinde destansı bir şekilde görevine geri dönmüştür. Hugo Chavez, 2006 seçiminde de oylarını yükselterek halkın güvenini ve sevgisini kazandı. Son olarak 2012 seçimlerinde oyların %54’ünü alan Chavez dördüncü kez başkanlık koltuğuna oturmuş ancak seçim döneminde tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmiştir.

Chavez’in Ardından

Nicolas Maduro gençliğinde öğrenci lideriydi. Lise döneminde sosyalist hareketi destekledi. Liseden mezun olduktan sonra Caracas’da belediye otobüslerinde şoförlük yapmaya başlayan Maduro, sendikalarda çalışmalar yürüttü, sendika başkanlığı yaptı. Maduro bir işçi önderiydi. Chavez döneminde milletvekilliği yapan Maduro daha sonra Venezuela Dışişleri Bakanlığı da yapmıştır.

2012 seçimlerinin ardından başkan yardımcılığına getirilen Maduro, 8 Ekim 2012 gecesi yapılan halka açık Bakanlar Kurulu Toplantısında Chavez’in kendisinden sonraki başkan olarak seçilmesini istediği kişi olarak açıklandı. Chavez'in ardından 8 Mart 2012’de Yüksek Mahkeme Kurulu Maduro’yu seçimlere kadar başkan olarak atadı. Seçime hazırlanan Nicolas Maduro hızla çalışmalarına başladı.

Maduro-ABD Savaşı

Chavez’in ölümü ülkede tedirginliğe yol açmıştı. ABD’nin desteklediği sağ parti ilk kez iktidara bu kadar çok yaklaşmıştı. Ancak Maduro, çok az bir oy farkıyla seçimleri kazanmış ve o zamandan itibaren yıllar boyunca ABD tarafından desteklenen kışkırtmaların ortasında kalmıştır. ABD, dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip olan Venezuela'da, Chavez'in ölümünden sonra bu petrole konabileceğini zannetti. Ama Maduro zannettiklerinden daha sağlam ve istikrarlıydı. Maduro hep dik durdu ve durmaya devam ediyor. Devrilmesi için çok sayıda yola başvuruldu. ABD tarafından 2018'te tören sırasında konuşma yapan Maduro'ya bomba yüklü bir İHA ile suikast girişiminde bulunuldu. CNN, BBC gibi medya kuruluşları olayı "muhalifler düzenledi." diyerek bunun bir iç mesele olduğunu yansıttı. ABD, Afganistan, Irak ve Mısır'da yaptığını uzun süredir Venezuela'da da yapmaya çalışıyor

Eski yöntemlerinden vazgeçemeyen ABD'nin bir süredir Venezuela içinden de bir işbirlikçisi var: Guaido. Ancak bu yerli işbirlikçilere rağmen 300 yıl İspanya sömürüsü altında yaşayan Venezuela'nın tekrardan sömürge olmaya niyeti yok. Venezuela halkı kararlılığını 200 yıl önce Simon Bolivar'la, Francisco de Miranda'yla ; 100 yıl önce Hugo Chavez'le ; bugün de Nicolas Maduro ile bizlere ispatlamaktadır.

Ersel Kara
İstanbul İl Başkanvekili

 

Tarih:
Diğer Haberler