Şüphesiz Türk ve Osmanlı siyasi tarihinin kırılma noktalarından birisi olan Bâb-ı Ali Baskını’nın bugün 103. yıl dönümü.
Bir asır geçmesine rağmen asla unutulmayan bu baskın, birçok tarihçiye göre milli mücadelenin başlangıcı hatta cumhuriyet sistemine geçişin bir ön ayağıdır. Tarihe baktığımız zaman gerici ve baskıcı sistemler her zaman kendi sonunu getirmiştir. Bâb-ı Ali Baskını’nın nedenlerine gelecek olursak : 2. Abdülhamid’in Mebusan Meclisi’ni kapatarak zaten yönetimde az söz sahibi olan halkı yönetimden uzaklaştırması, yönetimi tamamen kendi eline alması ve İstibdat Dönemi’nin (despotizm) başlaması. (1878)
Yıldız İstihbarat Teşkilatı (1880) adında bir örgüt oluşturulması. Bu konuya ayrıca değinmek gerekir. Bu örgütün amacı Abdülhamit’e karşı yapılacak darbe ya da ayaklanmaları önlemek, siyasi rakipler hakkında bilgi toplamaktı. Bilgi toplayan bu kişilere jurnalci(istihbaratçı) deniyordu. Jurnalcilik faaliyetleri o kadar abartılmıştı ki, gizli hafiyeler halktan insanları maaşa bağlayarak jurnalcilik yaptııyordu. Bu faaliyetlerde pek çok masum insanın canı yanmıştı zira hiç günahı olmayan insanlar bile darbe veya ayaklanma söylemlerine maruz kalıyor ve cezalandırılıyordu. Komşunun komşusunu ihbar ettiği, tutuculuk ve parayonanın tüm toplumun ortak psikolojisi haline geldiği günlerde, Osmanlı sosyolojik yapısı da gün geçtikçe zarar görmekteydi.
Şüphesiz en önemli nedenlerden birisi de birçok yerde görülen sansür ve baskının, basında da kesin olarak görülmesi ve hissedilmesiydi. Öyleki kitaplara, dergilere el konuyor, gazetelerde yalnızca suya sabuna dokunmayan günlük bahislerden haberler çıkıyordu.
Hal böyleyken bütün bu olanlara “dur” demek ve bu baskıcı otoriteyi dağıtmayı kendilerine görev edinen İttihat ve Terakki neferleri, 23 Ocak 1913 günü Enver Paşa ve Talat Paşa’nın liderliğinde hükümet binası Bâb-ı Ali’yi basıp, sadrazam Kamil Paşa’yı görevinden istifa ettirmişlerdir.
İlk başlarda sayıca az olan İttihat ve Terakki neferleri, Ömer Naci ve Ömer Seyfettin’in halkı bu baskıya baş kaldırmaya davet etmesiyle çok iyi bir örgütlenme yakalamış ve halkın gücünü arkalarına alarak yönetimi ele geçirmişlerdir. Bugün devam etmekte olan “Bâb-ı Ali Baskını bir darbedir” söylentileriyle gerçekleri saptırmakta olan gerici zihniyet yine hüsrana uğramıştır çünkü bu olayın darbe olabilmesi mümkün değildir. Öyleki bu hareket ne halktan yoksundur ne de kisisel menfaatler için yapılmıştır.
Osman ERYILMAZ
TLB ISPARTA
Kaynakça:
1)http://www.inciraltitarih.com/turkiyenin-ilk-ozgurluk-bayrami-1-istibdat-nasil-yikilir/
2) http://www.inciraltitarih.com/turkiyenin-ilk-ozgurluk-bayrami-2-istibdat-nasil-yikildi/
3) http://www.aydinlikgazete.com/m/mansetler/ugurlu-gun-persembe-tamami-h18654.html
4) http://www.pekbilgili.com/istibdat-donemi-nedir-ii-abdulhamit-ve-istibdat-donemi/
5) https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Bâb-ı_Âli_Baskını