YAZAR
Gaziantep; Milli Mücadele’nin en çetin, en güç, en zorlu çatışmalarına tanık olan kentlerin başında geliyordu. Bunca zorlu durumlara rağmen halkın direnişi, güçlü tutumu, Gaziantep’in Milli Mücadele’nin örnek kentlerinden biri olduğunu gösterdi. Öyle ki bu nedenle ilin Ayıntap olan asıl adının başına “Gazi “ unvanı getirildi.
İngiliz İşgali ile 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi imzalandığında; Antep, Türk sınırları içerisinde sınır şehri olarak kalmıştı. Mondros Mütarekesi’nin 7. maddesine dayanarak 15 Ocak 1919’da İngilizler Antep’i işgal ettiler. Antepliler mütareke şartlarına uygun olmadığından protesto ettiler, ancak yeteri kadar güçlü olamadılar. İşgalle birlikte savaş sırasında Suriye’ye sürülmüş olan 50.000 kadar Ermeni gençleri Türklere karşı büyük bir kin ve hırs besliyorlardı. Mart 1919’da beyanname yayınlayan İngilizler halkın elindeki bütün silahları, aletleri aldılar. Türkler silahlarını vermek istemeyince; teslim etmeyenlerin idam edileceği söylendi. Bu durum halkın direnmesine ve karşı çıkmasına yol açtı. İngiliz işgali bir yıl kadar sürmüş, özellikle de Fransızlar kendi çıkarları doğrultusunda bu işgale karşı çıkmışlardır. Yapılan bir takım anlaşmalar neticesinde, İngilizler Antep'i Fransızların işgal edebilmesi için boşaltmak zorunda kalmışlardır. 29 Ekim 1919’da İngilizlerin Antep’ten çekilmesi üzerine Fransızlar Antep’e girmişlerdir. Antep halkına karşı çeşitli yıldırma yöntemleri uygulamaya çalışmışlardır. Bu yıldırma yöntemlerini önleyebilmek için, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Üsteğmen Memed Sait Bey’i (Şahin Beyi) , Kilis Yolu Kuva-yi Milliye Birlikleri Komutanlığına getirdi. Şahin Bey gerekli önlemler almaya Kilis ve Antep arasındaki ulaşımı keserek Fransız birliklerine gönderilen yardımı kesmeye çalıştı. Fakat 26 Mart 1920’de Fransızların saldırısına 3 gün boyunca direnmiş olsalar da yenik düştüler. Şahin Bey şehit edildikten sonra Mustafa Kemal Paşa, Antep Milli Kuvvetleri Komutanlığına Kılıç Ali Bey’i gönderdi. Savunma için tedbirleri arttırıp şehri boşaltmaları için Fransızlara protesto mektubu gönderdi. Fakat Fransızlar bu protesto mektubuna cevaben Antep’i top ateşine tuttular.
Her geçen gün halkın tepkisi artıyordu. Açlığın yoksulluğun kendini belirgin olarak göstermesine rağmen Antep teslim olmaması Fransızları hayrete düşürmüştü. Susuzluk ve açlık karşısında 23 Aralık günü Fransızlarla görüşme talep ettiler. Mücadele’nin önde gelen isimlerinden bir heyet oluşturdular. Görüşmede kaleye beyaz kefen çekeceklerini ve bunun karşılığında Fransız birliğinin Antep terk etmesini talep etmişlerdi. Fransızların cevabı ise Türk bayrağını indirin şehri terk edelim oldu. Topa tüfeğe teslim olmayan Antep Halkı açlık susuzluktan 25 Aralık 1921´de Gaziantep Kalesine Türk Bayrağının yanına beyaz kefenden bayrak çekti, emperyalistler de amaçlarına ulaşamadılar Antep savunması bütün ülkemize ışık oldu.
Sonrasında ise Sakarya Savaşı’ndan sonra 20 Ekim 1921’de yapılan Ankara Antlaşması sonucunda Fransızlar şehri boşalttı. Antep; Şehitkamilleriyle, Şahinbeyleriyle, Karayılanlarıyla, Tüfekçi Yusuflarıyla kahramanlığını, mücadeleciliğini, gözler önüne sererek bütün ulusumuza örnek olacak, bir mücadele ortaya koydu. Ebedi Komutanımız Mustafa Kemal’in bu sözleri Antep savunmasının önemini bir kez daha gözler önüne seriyor : “Ben Gazianteplilerin gözlerinden nasıl öpmem ki, onlar yalnızca Antep’i değil, tüm Türkiye’yi kurtardılar “
Gaziantep savunmasının önemini bir kez daha anlıyoruz. Bizlere böylesi büyük miraslar bırakan atalarımızın bıraktıkları mirasa içtenlikle sarılıp ülkemizin ateş çemberinden geçtiği şu günlerde emperyalistler şunu anlayamıyorlar: biz Şehitkamillerin, Şahinbeylerin, Karayılanların torunlarıyız hiçbir emperyalist politikaya ve oynanan oyunlara geçit vermeyiz. Türk Gençliği olarak mücadelemizle de göstereceğiz. Bize bırıkılan bu mirasa, vatana, bu gurura her zaman sahip çıkacağız.