

YAZAR
İsmet İnönü 24 Eylül 1884′te İzmir’de doğmuştur. Babası Reşit bey Annesi Cevriye Hanımdır. Sivas Askeri Rüştiyesini bitirdikten sonra 1895’te Topçu Harbiyesine girmiş Harbiye ve Harp Akademisinden birincilikle mezun olmuştur. Kurmay yüzbaşı olarak Edirne’deki II. Ordu’ya atanmış, 1907’de İttihat ve Terakki Cemiyetinde kısa bir süre çalışmıştır. Ahmet İzzet Paşa komutasında Yemen’e gönderilen Dördüncü Kolordu kurmay heyetinde yer almış ve 1912’de binbaşılığa yükselerek Yemen Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı olmuştur. İlk diplomatik görevini burada üstlenmiştir.
Birinci Dünya Savaşında Başkomutanlık karargahında Harekât Şubesi Müdürlüğü yapmış ve yarbay olmuştur. Ertesi yıl albaylığa yükselerek Trakya’daki II. Ordu kurmay başkanlığına atanmış, sonra Doğu ve Suriye cephelerinde Dördüncü, Yirminci ve Üçüncü Kolordu Komutanlıklarında bulunmuştur. Bu dönemde II. Ordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa’yla birlikte çalışmış, aralarında derin bir dostluk doğmuştur. İstanbul’da 1916’da Mevhibe Hanım’la evlenmiştir. Askeri Şûra’da görev almış bu yıllarda Mustafa Kemal Paşa ile görüşmelerini sürdürmüştür.
Albay İsmet Bey 1920’de Millî Mücadelede önemli görevler üstlenmiştir. Edirne Milletvekili seçilerek çalışmalara katılmış ve Genelkurmay Başkanı olarak düzenli bir ordu kurmayı başarmıştır. Batı Cephesi komutanlığına atanmıştır. Düzenli Ordunun ilk savaşı 1. İnönü Muharebesi’dir.
Düzenli Ordunun İlk Savaşı İlk Zaferi
1. İnönü Zaferinden sonra Albay İsmet Bey, 1 Mart 1921’de Generalliğe yükselmişti. Kazanılan bu Muharebe, düzenli ordunun ilk zaferiydi ve Sevrcilere Milli Teşkilatın ne demek olduğunu göstermişti. Bu zafer milli duyguları coşturmuş ve milletin güvenini de arttırmıştır. 1. İnönü Savaşı aynı zamanda düzenli ordunun emperyalizmle ilk savaşıdır. Albay İsmet Bey bu zaferden sonra İsmet Paşa olmuştur.
“Yüksek Bilgili Sanatçı Komutan”
Falih Rıfkı Atay ogünleri şu sözlerle açıklamıştır: “İnönü savaşları, çete devrinden çıkan Anadolu’nun nizamlı ordusu ile ilk kazandığı zaferlerdir. Bu iki zaferin arkasından Sakarya, onun arkasından da Afyon ve Dumlupınar gelir. Sakarya, Afyon, Dumlupınar, sadece yüksek bilgili sanatçı komutanların emri altındaki nizamlı ordular tarafından başarılabilecek tarihî savaşlardır. Gerilla işleri değildir. Unutulmamalıdır ki Birinci İnönü Savaşı, cephe gerisinde orduyu isteyenler ve istemeyenler arasındaki kavga ile aynı günlerde olmuştur. Şahsî rakiplikler ve hırslar yüzünden davanın kazanılması ile kaybedilmesinin oynak talihinin küçük cilvesine bağlı kaldığını öğrenmek şimdi bile tüyler ürpertici bir şey değil midir?”
Yeni Devletin İlk Anayasası: Teşkilat-ı Esasiye
1. İnönü Muharebesi'ni kazanan TBMM, kendisine daha çok güven duyar hale geldi. Bu güven ortamında Anadolu’da yeni bir devletin doğduğunu ifade eden en önemli çalışmalardan biri anayasalı bir düzenli sisteme geçişti. 1921 Anayasası’nın kısa olmasının nedeni olağanüstü koşullarda hazırlanmış olmasından kaynaklıydı.
Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun bazı maddeleri şunlardı:
1. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
2. İdare yönetimi halkan kendi kendisini yönetme esasına dayanır.
3. Yürütme gücü ve yasama yetkisi milletin tek ve gerçek temsilcisi olan Büyük Millet Meclisi’nde toplanır.
Londra Konferansı:
1. İnönü Zaferi sonrası Londra Konferansında İtilaf Devletlerinin Sevr Antlaşmasının esaslarında bir değişikliğe gitmemesi Yunanistan’ı Anadolu’da çekilmeyi kabul etmemesi sonucu masadan herhangi bir sonuç çıkmadı ve Yunan birlikleri konferansın üzerinden 10 gün geçmeden taarruza geçtiler.
Türk-Sovyet Dostluğu: Moskova Antlaşması
Birinci İnönü Zaferinden sonra 16 Mart 1921 tarihinde Türkiye ve Sovyet Rusya arasında Moskova Antlaşması ile dostluğun temelleri atılmıştır. Bu Antlaşma Sovyet Rusya’nın Türkiye’nin Misak-ı Milli sınırlarını tanımasında büyük ilerleme kaydetmesini sağlamış, Doğu sınırındaki pürüzlerin giderilmesinde rol oynamıştır.
Makus Talihin Yenildiği Muharebe: 2. İnönü
Londra Konferansı’nın sonuç vermemesi, Sevr projesini uygulamak için İtilaf Devletlerini yeni bir çabaya sürüklemiş ve bu yüzden Yunan İşgal Ordusunu teşvik etmişlerdi. Yunanlılar 23 Mart 1921’de Bursadan İnönü’ ye ilerlemeye başladılar. Türk ordusunun yüksek azimle savaşması, Yunan ordusunu başarısız kılmış, 31 Mart akşamına kadar süren çarpışmalar sonucu düşman kuvvetleri İnönü’de ikinci kez perişan olmuştu.
Zafer İsmet Paşa tarafından Mustafa Kemal Atatürk’e iletildiğinde Atatürk’ün İsmet Paşaya telgrafı zaferin önemini bizlere net bir şekilde göstermekte:
“İnönü Muharebe Meydanında, Metristepe’de Garp Cephesi Kumandanı ve Erkânı Harbiye-i Umumiye Reisi İsmet Paşaya:
Bütün tarih-i âlemde, sizin İnönü Meydan Muharebelerinde deruhde ettiğiniz kadar ağır bir vazife deruhde etmiş kumandanlar enderdir. Milletimizin istiklâl ve hayatı, dâhiyane idareniz altında şerefle vazifelerini gören kumanda ve silâh arkadaşlarınızın kalp ve hamiyetine büyük emniyetle istinat ediyordu.
Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz, istilâ altındaki bedbaht topraklarımızla beraber bütün vatan, bugün en uzak noktalarına kadar zaferinizi kutluyor. Düşmanın hırs-ı istilâsı azim ve hamiyetinizin yalçın kayalarına başını çarparak hurdahaş oldu.
Namınızı tarihin mefahir kitabesine kaydeden ve bütün milleti hakkınızda ebedî minnet ve şükrana sevk eden büyük gaza ve zaferinizi
Tebrik ederken, üstünde durduğunuz tepenin size binlerce düşman ölüleriyle dolu bir şeref meydanı seyrettirdiği kadar, milletimiz ve kendiniz için yükseliş şaşaalarıyla dolu bir istikbal ufkuna da nazır ve hâkim olduğunu söylemek isterim.
Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal”
2. İnönü Zaferinin Sonuçları
2. İnönü Zaferinden sonra İtilaf Devletleri artık Sevr’in uygulanma imkânı kalmadığını anlamıştır.
İnönü Zaferleri, Fransa ve İtalya’nın İngiltere’den ayrı bir politika izlemesine sebep olmuş; Fransa, anlaşma yapılması üzere Frank Bouillon’u Türkiye’ye karşılıklı görüşmelerde bulunması için yollamış, İtalya ise işgal ettiği bölgelerden çekilmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi bu zafer aynı zamanda milletin makus talihini yenen bir zaferdir. Düzenli Ordunun kendine olan güvenini arttırmış sonrasında gelen Büyük Taaruz ile düşmanı Misak-ı Milli sınırlarından defetmemizde büyük rol oynamıştır. Bu yüzden bizim için önemi çok büyüktür.
İsmet Paşa, Başkomutanlık Zaferinin ardından Mudanya’da ateşkes görüşmelerini yürütmüştür. Dışişleri Bakanı ve Lozan baş delegesi olmuş Lozan Barış Antlaşmasını imzalamıştır. Soyadı kanunu çıkınca Atatürk kendisine İnönü soyadını vermiştir. 15 yıl Başbakanlık görevinde bulunduktan sonra hükümetten ayrılmıştır.
Atatürk’ün ölümünden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisinin oybirliği ile Cumhurbaşkanı seçilmiş, İkinci Dünya Savaşına Türkiye’yi sokmamak için devletlerarası politika alanında çok yönlü çalışmış ve bunu başarmıştır.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve muhalefet lideri olarak on yıl boyunca görev yapmıştır. 27 Mayıs ihtilali ve seçimler sonucunda gerçekleşen üç koalisyonda Başbakanlık yapıp bu görevini 6 Şubat 1965’e kadar sürdürmüştür. Parti içi mücadeleler sonucunda CHP’den istifa ederek senatör kimliğiyle TBMM’ne devam etmiştir. 25 Aralık 1973’te Ankara’da hayata gözlerini yummuş ve hükümet kararıyla Anıtkabire defnedilmiştir.
Kaynakça:
1) www.ismetinonu.org.tr
2) Nutuk - Mustafa Kemal Atatürk
3) Çankaya, Atatürk Devri Hatıraları - Falih Rıfkı Atay
Orkun Talha İnan
TLB Sakarya İl Başkanı
tgb.gen.tr