YAZAR
68 Gençlik Hareketine Giden Süreç
68 hareketini anlatmadan önce 68’in ortamına zemin hazırlayan 27 Mayıs İhtilali’ni irdelemek gerekir. 27 Mayıs 1960 İhtilali, bazılarının kabul ettiği gibi askeri darbe değildir. Halk ile ordunun birleşerek yarattığı bir devrimdir aslında. Amerikancı, NATO’cu Demokrat Parti’nin mecliste tahkikat komisyonu kurmasından sonra gün geçtikçe büyük gençlik ve halk hareketleri birbirini izledi.
28 Nisan 1960 günü İstanbul’da, 29 Nisan 1960’ta Ankara’da ve 5 Mayıs 1960’da yine Ankara’da gençlik ve halk “kahrolası diktatörler” ve “hürriyet” sloganlarıyla ayaklandı. Turan Emeksiz ve Nedim Akpolat bu eylemlerde şehit düştü. Arkasından 21 Mayıs 1960 günü Harp Okulu yürüyüş düzenledi. Halktan eylemli desteğini alan 27 Mayıs, Türkiye’yi Amerikan emperyalizminin zincirlerinden kurtararak özgürleştirdi.
Yasaklanan kitaplar Türkçe’ye çevrilmeye başlandı, Türkiye’de uzun yıllar sonra ilk defa bir sosyalist parti, Türkiye İşçi Partisi (TİP), meclise girdi . İşte 68 kuşağı bu özgürlük ortamında filizlendi. Gençler Türkçe’ye çevrilen sosyalist eserleri okuyor ve gençlikte sosyalist düşünceler filizleniyordu. Bu fikirlerle tanışan ve özgürleşen Türk gençliği, 68 öğrenci olayları tüm dünyada baş verdiği zaman bu hareketin Türkiye’deki öncüleri olacak, halk hareketinin en önünde Amerikan emperyalizmine karşı mücadele edeceklerdi.
Bu öncülük Türkiye’de, Devrimciler Güçbirliğinin (DEV-GÜÇ) kuruluşuyla başladı. Milli demokratik devrim tezini savunanların gençlik saflarında daha önce kurulmuş olan Fikir Klupleri Federasyonu’nun (FKF) yönetimine gelmesiyle devrimci fikirler daha geniş kitleleri aynı çatı altına topladı.
DEV-GÜÇ, “Tam Bağımsız ve Demokratik Türkiye” hedefiyle, 27 Mart 1968’de kurulmuştu. 68 gençlik hareketinin eylemli sahneye çıkışı ise 29 Nisan 1968’de gerçekleşen büyük bir miting ve yürüyüşle oldu. DEV-GÜÇ’ün öncülüğünde Ankara Zafer Meydanı’nda büyük bir kitle toplandı. 27 Mayıs 1960 devrimine giden halk hareketinde, 29 Nisan, bir dönüm noktasıydı. Konuşmacılar arasında Kadri Kaplan, Prof.Dr. Bahri Savcı Aziz Nesin ve İlhan Selçuk da vardı. 1968 hareketi tüm dünyaya yayılmıştı. Avrupa’daki 68 hareketinde yer alan genç çoğunluk bireysel özgürlükler için mücadele ederken Türkiye’deki 68 gençlik hareketi Tam Bağımsız Türkiye hedefiyle Atatürk ve devrimlerinde birleşmişti.
68, gençlik kitlelerini bireycilikten toplumculuğa, sorumsuzluktan vatanseverliğe doğru dönüştürmüştür; Türk devrimcilerini derinden etkilemiştir ve ondan büyük dersler çıkarılmıştır.
Milli Demokratik Devrim – Sosyalist Devrim
Gençlik hareketi içinde barındırdığı farklı tezler sebebeyile bir taraftan farklı kesimleri etkilerken diğer taraftan kendi içinde ayrışmalara da sebep oldu. Bu ayrışmanın en büyüğü milli demokratik devrim(MDD) ve sosyalist devrim(SD) tartışmasıydı. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, gibi devrimciler sosyalizme ilerlemek için önce yarım kalan milli demokratik devrimin tamamlanması gerektiğini düşünüyorlar ve Türkiye’nin milli demokratik devriminin başkahramanı Mustafa Kemal’e hayranlık duyuyorlardı, onun tarihi tecrübesinden faydalanıyorlardı. SD safında yer alan, sosyalizme doğrudan geçilmesi gerektiğini savunan İbrahim Kaypakkaya safındakiler ise Mustafa Kemal önderliğindeki Türk Devrimi’ni küçük görüyor ve onun kazanımlarını göz ardı ediyordu. Bu ayrışmaların arasında Türkiye’de çok ses getiren eylemler oldu.
68’de Gençliğini Türk Milletiyle Kaynaştıran Eylemler
TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE İÇİN MUSTAFA KEMAL YÜRÜYÜŞÜ
1 Kasım’da Samsun’dan Ankara’ya Mustafa Kemal Yürüyüşü başlatılır. Yürüyüşün amacı yayınlanan belgede şöyle açıklanır: Mustafa Kemal gençliği olarak saptırılan devrimi oturtma azmindeyiz ve kararlıyız. Yürüyüş engellemelere ve kışkırtmalara rağmen 10 Kasım’da tamamlanır. Atatürk Anıtı’na çelekler koyulur.
6. FİLO EYLEMLERİ
7 Ekim 1967'de Amerika'yı protesto eden gençler filonun karaya çıkışlarını engellemeyi amaçlayan bir miting düzenlediler. 6. Filo'ya karşı Fikir Klüpleri Federasyonu (FKF) tarafından yayınlanan bildiride şöyle deniyordu: Amerika'nın Vietnam'daki vahşetine, Türkiye'deki pervasızlığına dur demenin zamanı gelmiştir. Türkiye'de girebileceği iğrenç oyunların tasavvuru, insan bilincinin bu dev savaş makinesiyle mutlaka başedeceği inancımızdan bir şey eksiltmemiştir.
Atatürk’e Bağlılık Nöbetleri
1 Nisan 1966’da Atatürk heykeline yapılan gerici saldırı üzerine üniversiteli gençler İstanbul, Ankara ve İzmir’de Atatürk’e Bağlılık Nöbetleri tutmaya başlarlar.
ÜNİVERSİTE EYLEMLERİ
14-19 Mayıs 1968: İstanbul FKF’nin başında bulunduğu 17 örgütün gerçekleştirdiği, “NATO’ya Hayır” haftası, üniversitelerden İstanbul, Ankara ve İzmir’e yayılan 6. Filo’ya karşı protesto eylemleri bunlardan bazılarıdır. Devrimci gençler ayrıca üniversite reformu yapılması talebiyle üniversite odaklı başka eylemler de düzenlemişlerdir. 10 Haziran 1968 günü Ankara Üniversitesi’nin Dil ve Tarih-Coğrafya, Hukuk ve ardından Fen fakültelerinde başlayan, 25 Haziran’a kadar iki hafta süren başka üniversitelere de ilham veren üniversite işgalleri buna örnektir.
Tam Bağımsız Türkiye Mücadelesinde Mirasımız Sağlam
Görüldüğü üzere 1968 Hareketi’nde Mustafa Kemal, o eylemlerin en güçlü tarihsel beslenme kaynağıydı. Bağımsızlık, en büyük amaçtı. Ay-yıldızlı bayrak yürüyüşlerin en önünde dalgalanırdı. 68 öğrenci eylemlerinin karakteri anti emperyalizmdir, bağımsızlıkçılıktır ve vatanseverliktir. Mustafa Kemal’in “Ya istiklal ya ölüm” şiarını benimsemişler ve bu doğrultuda “Tam Bağımsız Türkiye” için mücadele etmişlerdir. Emperyalizm ve işbirlikçilerine karşı verilen mücadele ile bugünkü sol görünümlü örgütlerin eylemleri ve tezleriyle alakası yoktur. Bu ayrımı yapmak, Amerika’ya karşı hiçbir tutum almayan dahası Amerika’dan fon alanların ayırdına varmak Türk gençliği için elzemdir. Bu ayrıma varmadan 6 Mayıs’ı anmak romantizmden veya karamsarlıktan öteye geçemez.
Bugün Deniz Gezmiş,Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı kaybedişimizin yıl dönümünü. Onları ancak Nazım Hikmet’in şiirindeki gibi “Vaktimiz yok onların matemini tutmaya, akın var, akın, güneşe akın. Güneş’i zapt edeceğiz, Güneş’in zaptı yakın” diyerek, onların anti-emperyalist mirasının özüne sahip çıkarak, Türkiye’yi bağımsız ve demokratik özlemlerine götürme iradesini koyarak anarsak anlam kazanır.
6 Mayıs bizler için bir ağıt günü değil, mücadeleye atılma günüdür.
Emirhan Çağdaş- TLB İstanbul İl Yöneticisi
Dilara Ayas- TLB İstanbul İl Yöneticisi
KAYNAKÇA
Doğu Perinçek, Bilimsel Sosyalizm ve Bilim, Kaynak Yayınları ( s. 197-198)
tgb.gen.tr/genclik-birligi/mahir-cayan-ataturk-heykeline-saldiranlara-ne-dedi-15105
#tarih dergi Ocak 2017 (Sayı 32)
Türkiye'de Devrimci Gençlik Hareketi Tarihi (s: 375)
Tecrübenin Işığında Genç Aydınlıkçılar, Kaynak Yayınları.