TGB 15 Yaşında, TLB Hep 15 Yaşında

Gençlik demek devrimcilik demektir. Türk gençliği, Jön Türk adıyla bütün dünyada devrimciliğin simgesi olmuştur.

TGB 15 Yaşında, TLB Hep 15 Yaşında

YAZAR

TGB 15 Yaşında, TLB Hep 15 Yaşında

Gençlik demek devrimcilik demektir. Türk gençliği, Jön Türk adıyla bütün dünyada devrimciliğin simgesi olmuştur. Kalbi daima milletiyle çarpmış, toplumsal mücadelelerde, krizlerin çözümünde ve savaşlarda öncü roller oynamıştır.

Birinci Dünya Savaşı ve Liseliler

Türk gençliği, Birinci Dünya Savaşı’nın cephelerine, dönmeyi düşünmeden koşmuştur. Kabataş Erkek Lisesi, Galatasaray, Konya ve İzmir Liseleri bu süreçte mezun vermedi, veremedi. Öğrencileri şehit oldu. 2 öğretmen ve 18 jandarma öncülüğünde Hoy’a cephane ve erzak taşırken donarak şehit olan, 12-17 yaşlarındaki 120 Vanlı genç, tereddütsüz fedailik mayası, TLB’nin kanına karışmıştır.

Memur Zihniyetli Öğretmenlerle Mücadele

Ankara Lisesi 2. sınıf öğrencisiyken (15 yaşında) Gazi Meclis’te katiplik yapan, mücadeleye destek vermeyen öğretmenleriyle de mücadele eden Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Bir Lise Öğrencisinin Milli Mücadele Anıları kitabında, her alanda savaşa katılan liselilere değinir. TLB liselilerin izinsiz mücadele geleneğinin temsilcisidir.

Lise Sıralarında Mustafa Kemal

Türk devriminin önderi Mustafa Kemal de mücadeleye lise sıralarında başlamıştır. Annesi Zübeyde hanımın engellemelerine rağmen kazanıp yatılı okuduğu Manastır Askeri Lisesi’nde Ömer Naci ile tanışır. Ömer Naci, güzel konuşması ve yazdığı şiirlerle Mustafa Kemal’i etkilemiştir. Ömer Naci, vatansever eylemlerinden dolayı Işıklar Askeri Lisesi’nden Manastır Askeri Lisesi’ne sürgün gelmiştir. TLB, Türk gençliğinin Ömer Naci’sidir, Mustafa Kemal’idir.

Atatürk Gibi Teşkilatçı Atatürk Gibi Teşkilatlı

Mustafa Kemal, Harbiye’de, ‘vatan’, ‘millet’ ve ‘hürriyet’ gibi sözcüklerin yasak olduğu Abdülhamit istibdadında, arkadaşlarıyla birlikte elle çoğaltarak dergi çıkarmıştır. Ömer Naci sayesinde tanıyıp sevdiği Tevfik Fikret, Namık Kemal gibi şairlerin şiirlerini yayınlamıştır. Kendi gibi düşünenleri bulup bir teşkilat kurmuş, gizli toplantılar yapmış ve okulunda vatansever, milliyetçi, devrimci fikirler yaymıştır. Derslerinde başarılı olmakla birlikte hiçbir zaman sadece dersleriyle ilgilenen bir öğrenci olmamıştır. TLB de işte bu ilhamla vatansız kariyerizmi ve okulsuz “süper devrimciliği” reddeder.

Tecrübenin Heyecanla Buluştuğu Ocak

Bu olaylar ve durumlar, tarih kitaplarından okuduğumuzda bizleri heyecanlandıran, imrendiren, öykündüren ve “Keşke o dönemde yaşayıp bir parçası olabilseydim.” dedirten mücadelelerdir. İşte, Türkiye Liseliler Birliği, bu keşkeleri ortadan kaldıran zaman makinesidir. Geçmişe götüren, geçmişe hapseden, geçmişi tekrar ettiren değil, içinde bulunduğumuz zamanı kavratan, zamanı aşırtan ve geleceğe götüren bir zaman makinesi, zamana ve tarihe müdahale aracıdır.
Ne büyük şanstır ki TLB sayesinde lise çağındaki gençler vatanseverlik sorumluluğuyla ve Atatürkçülükle tanışmakta, Türk ve dünya tarihini öğrenip tarih yapmakta, vatanın ve Türk milletinin, bağımsızlık ve devrim mücadelesinde öncü roller alarak hayatını en güzel biçimde anlamlandırmaktadır.

Bahanesiz ve Tereddütsüz Devrimcilik

Tıbbiyeli Hikmet’in Sivas Kongresi serüvenini biliyoruz. İstanbul’dan kalkıp Sivas eline varıyor, üstüne kürsüdeki Mustafa Kemal’i tehdit ediyor: “Tam bağımsızlıktan geri adım atarsanız sizi de karşımıza almaktan çekinmeyiz.” Mandacılık fikrinin önde olduğu kongrenin atmosferi değişiyor. Mustafa Kemal’in yüreği kabarıyor. Tam bağımsızlık kararı çıkıyor. Peki bugünden bakınca şöyle mi düşünüyoruz: “Tıbbiyeli Hikmet Esenler’den otobüse bindi, yolda kek ve meyve suyu eşliğinde film izleyerek Sivas’a vardı, oradan da otobüs servisiyle Sivas Lisesi önünde indi. Yola çıkmadan önce annesi ‘Oğlum, Sivas’ta kongre varmış, sen de katılsana.’ dedi.”
“Sen tıp fakültesinde öğrencisin, okulunu oku, işine bak.” değil mi? Değil işte. Tereddütsüz yola koyulmuş, aç kalmış, susuz kalmış, kâh kağnıyla, kâh yürüyerek Sivas’a varmış ve tarihi sorumluluğunu yerine getirmiştir. Ana yüreği, elbette yavrusunu sakınacak ama bu anneler ne karakterli evlatlar yetiştirmiştir ki vatan mücadelesi için ailelerine, öğretmenlerine ve geri bilinçli arkadaşlarına rağmen öne atılmışlardır. Onları da ikna etmiş, kazanmışlardır.

Zaptedilemeyen ve Zaptedilemeyecek Son Kale, TLB

Bugün de lise sıralarındaki gençler, Z Kuşağı adı altında toplanabilecek “vatansevmezlik, kariyerizm, dünya vatandaşlığı, Türkiye’de yaşanmazcılık, millet düşmanlığı, nihilizm, cinsiyetsizleşme, tüketim çılgınlığı, karamsarlık, melankoli, oyun ve madde bağımlılığı” gibi “altın” tepside sunulan, televizyonlardan telefonlara tüm ekranlardan bombardımanı yapılan çürüme ve yabancılaşmaya karşı TLB saflarında buluşarak mücadele etmektedir. TLB, 200 yıllık köklü gençlik mücadelesini lise sıralarında büyütmekte ve TGB’ye kadro, Türkiye’ye lider yetiştirmektedir. Tarihte tüm büyük insanlar, yürüdükleri yola ilk adımlarını lise sıralarında atmıştır. TLB ocağı, yön verilenlerin değil, tarihe yön verenlerin ocağıdır. Mustafa Kemal’in dediği gibi “Mustafa Kemaller 20 yaşındadır.” İşte bu ocakta Mustafa Kemaller 15 yaşındadır ve hep 15 kalacaktır.

                                                                                                                                                                                                        Furkan Kaplan
                                                                                                                                                                                                    TLB Genel Başkanı

 

Tarih:
Diğer Haberler