TLB Ankara'dan Hasret Aykut yazdı: Anayasa'nın Temeli Altı Ok

“Biz diyoruz ki, dinler, vicdanlarda ve mabedlerde kalsın, maddi hayat ve dünya işine karışmasın. Karıştırmıyoruz ve karıştırmayacağız.” -Şükrü KAYA

TLB Ankara'dan Hasret Aykut yazdı: Anayasa'nın Temeli Altı Ok

Altı Ok; Cumhuriyet Halk Partisi’nin 10-18 Mayıs 1931 tarihleri arasında toplanan Cumhuriyet

Halk Fırkası Kurultayı’nda kabul edilen altı ilkeye verilen addır. Bu ilkeler; Türkiye’nin

çağdaşlaşma yönünü belirleyen ve Atatürk Devrimleri’ne temel teşkil eden fikirlerdir. 1927’de

Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik ve Laiklik olarak tanımlanan dört ilkeye, 1931 yılında

Devletçilik ve İnkılapçılık ilkeleri eklenmiştir.

Altı Ok, 1937 yılında yapılan bir Anayasa değişikliğiyle ikinci maddeye yazılmıştır.

 

Cumhuriyetçilik

Cumhuriyet; halkın kendi kendini yöneterek, yönetimde söz sahibi olduğu rejimdir.

Cumhuriyetçilik ise devlet yönetiminde cumhuriyetin bulunmasıdır. Cumhuriyet yönetimi 1923

yılında Anayasa’ya eklenmiştir ve birinci maddedir.

 

Milliyetçilik

Millet; ulus, dil, kültür ve ülkü birliği ile birbirine bağlı yurttaşlardan meydana gelen siyasal ve

sosyal bir bütündür.

Milliyetçilik tanımı; ilerleme ve gelişme yolunda çağdaş uluslarla uyum içinde yürümek ve Türk

toplumunun bağımsız karakterini korumak şeklinde yapılabilir.

 

Halkçılık

“Eğer bir toplum birkaç katman veya sınıftan oluşuyorsa, o zaman eşitlikçi bir toplum değildir.

Halkçılığın amacı katman veya sınıf farklılıklarını bastırmak ve bunların yerine, birbirleriyle

dayanışma içinde olan meslek gruplarından bir sosyal yapı kurmaktır. Sosyal sınıf yoktur,

meslekler vardır!”

-Ziya GÖKALP, 1918

Halkçılık ilkesi, ulusal egemenliği ön planda tutar ve demokrasiyi benimser. Halkçılık ilkesinin

temeli; toplumda hiçbir kimseye, zümreye ya da herhangi bir sınıfa ayrıcalık tanınmamasıdır. Bu

ilkeye göre, kanun önünde herkes eşittir, kimse başkalarına karşı din, dil, mezhep veya

ekonomik açıdan üstünlük sağlayamaz.

Bu madde 20 Ocak 1921 tarihinde Anayasa’ya eklenmiştir.

 

Laiklik

“Dünya yüzündeki her şey için, yaşam için ve başarı için en doğru yol gösterici bilimdir, tekniktir.

Bilimin ve tekniğin dışında yol gösterici aramak, düşüncesizliktir, bilgisizliktir, yanlıştır.”

-Mustafa Kemal ATATÜRK, 1924

Laiklik; devlet yönetiminde herhangi bir dinin referans alınmaması ve devletin dinler karşısında

tarafsız olmasını savunur, eğitim kurumlarının ve hukuk kurullarının dine değil, akla ve bilime

dayandırılmasını amaçlar.

Laikliğe göre, insan hayatında ibadet dışındaki tüm yaşantı kuralları, Anayasa’ya ve hukuki

yasalara dayanır. Din, kişinin özel yaşamının bir parçasıdır; laiklik ise din ve dünya işlerinin

ayrılmasıdır.

 

Devletçilik

“İktisaden zayıf bir ulus; fakirlik ve sefaletten kurtulamaz, toplumsal ve siyasi felaketten yakasını

kurtaramaz.”

Devletçilik, ülkenin genel ekonomik faaliyetlerinin düzenlenmesini ve özel sektörün girmek

istemediği, yetersiz kaldığı ya da ulusal çıkarların gerekli kıldığı alanlara girmesini öngörür. Bu

ilkeye göre; devlet ekonomiyle ilgili olarak doğrudan müdahale yapabilir.

 

Devrimcilik

Devrimcilik, Türk ulusunun çağdaşlaşması yolunda yapılan Atatürk devrimlerinin benimsenmesi,

geliştirilmesi ve her tür tehlikeye karşı korunmasıdır.

Koşullara koşut olarak sadece kurumların değil, düşüncelerin de değişmesi gerekir. Bu nedenle,

Kemalizm’in Devrimcilik ilkesi, aynı zamanda bir “Arasız Devrimcilik” anlayışını da yansıtır. En

ilerici kurumlar bile, koşullar içinde eskir. En ileri devrimin bekçiliği ile yetinenler; değişen

koşulların gerisinde kalmaktan, tutuculaşmaktan kutulamazlar. Kemalizm’in arasız devrimcilik

anlayışının temel sebebi budur.

 

“Biz diyoruz ki, dinler, vicdanlarda ve mabedlerde kalsın, maddi hayat ve dünya işine karışmasın.

Karıştırmıyoruz ve karıştırmayacağız.”

-Şükrü KAYA, 5 Şubat 1937

(Altı Ok’un Anayasa 2. maddesine alınması için TBMM’de yaptığı konuşmadan laiklik ile ilgili bir kesit)

 

Hasret Aykut

TLB Ankara

Tarih:
Diğer Haberler