Yaratıcı Yapıcılar İş Başına!

“Yaratıcı yıkıcılığın” övüldüğü şu günlerde, yaratıcı yapıcılar olarak yine kolları sıvadık. “Modern” cehlin yıkmaya çalıştığını irfanla yapacağız.

Yaratıcı Yapıcılar İş Başına!

YAZAR

“Yapıcıların yüreği

bayram yeri gibi cıvıl cıvıl,

ama yapı yeri bayram yeri değil.

Yapı yeri toz toprak,

çamur, kar.

Yapı yerinde ayağın burkulur,

ellerin kanar.”

“Yaratıcı yıkıcılığın” övüldüğü şu günlerde, yaratıcı yapıcılar olarak yine kolları sıvadık. “Modern” cehlin yıkmaya çalıştığını irfanla yapacağız.

Yüreğimizde korku tamtamları çalmıyor çünkü yüzümüz Aydınlık, yolumuz Aydınlık. Yüreğimiz bayram yeri gibi cıvıl cıvıl.” A. Kadir’in şiirindeki gibi, “ağzımızda bal gibi tatlı bir türkü, bir inip bir çıkıyoruz yokuşları.” Yokuşları düz etmek, çamurları yol etmek, Karahacı’nın kara kışını bayram etmek için inip çıkıyoruz yokuşları, merdivenleri. “Kapıları çalan biziz, kapıları birer birer.” Belediyelerin, sendikaların, doktorların, avukatların, esnafların kapılarını çalıyoruz. Arefe günlerinde bayram topluyoruz.

BİZİM KÖYÜMÜZ
Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde bir köyümüz var. Susuz, yolsuz, internetsiz bir köy… Köydeki öğrenciler, birleştirilmiş sınıflarda eğitim görüyor, görmeye çalışıyor... Buradaki öğrenciler, yeni model telefon, yeni model bilgisayar istemiyor. Okula gidebilmek için bir çift bot, birer kalem-defter, bir de mont istiyorlar. Onu da dilleriyle istemiyorlar, istemeyi ayıp sayıyorlar. Ürkek kara gözlerinden zorla alıyoruz bu masum isteklerini. Gözlerinden aldıklarımız gözlerimize doluyor, yüreğimize akıyor…

Okulumuz, resim dersinde bir çocuğun elinden çıkmış gibi. Birkaç basamak, bir kapı, iki göz pencere. Dağlarla ovanın kesiştiği yerde, ardından güneş doğan bir yamaçta…

Okulumuzun tuvalet ve lavabosu dahi yok. Öğrenciler dersten çıkıp yokuştan inerek eve gidip gelmek zorunda kalıyorlar. Haliyle eğitim aksıyor. Tüm bunların üstüne salgın koşulları da eklenince, fırsat eşitsizliğini fırsat imkânsızlığına dönüştürüyor.

Okulun ısınması da sobayla... Tezek, kömür, odun… İmeceyle toplanan yakacaklar idareli olarak kullanılıyor.

Aynı biçimde okulun tadilat ve badanaya ihtiyacı var. Yaklaşan kışta damı akmasın, duvarlarından, pencerelerinden yel esmesin diye bu sorunları çözmek gerekiyor.

FİLM VE ROMAN DEĞİL GERÇEK
“Doğu’ya atanan öğretmen” filmleri ve romanlarında gördüğümüzde bize “romantik” gelen bu tablo, hem kurgu değil, hem de fazlasıyla dramatik. Buradaki öğretmenlerimiz, kırtasiye alışverişi için marka belirtmiyor. Öğretmen ihtiyaçlarından dahi feragat edip çocukların ihtiyaçlarını önceliyorlar.

Okulumuzun hemen yanında kulübeden bozma bir göz anasınıfı var. Yukarıdaki tablo göz önünde bulundurulduğunda anasınıfı halısı, minderi, eğitsel oyuncakları gibi ihtiyaçların kafamızda canlanması hiç de zor olmuyor.

Okul kütüphanesi, haritalar, sınıf panosu, tarih çizelgesi, eğitim setleri… İnsani temel ihtiyaçlardan hemen sonra eğitsel temel ihtiyaçlar da karşılanmayı bekliyor.

Salgın koşullarını gözettiğimizde, okulumuzun maske, dezenfektan ve ateş ölçere de ihtiyacı var. Yeni normalleşme sürecinde çocuklarımızın ve köyümüzün sağlığını korumak için bu ihtiyaçları tedarik etmemiz gerekiyor.

Tüm bu temel ihtiyaçlarla birlikte bir başka temel ihtiyacı da karşılayacağız. Okulumuzun eksik olan Atatürk büstünü yapacağız, bayrak direğini yenileyeceğiz ve Mavi Vatan haritasıyla sınıflarımızı taçlandıracağız.

GELECEK KÖPRÜSÜ, BİRLİK KÖPRÜSÜ
İkilik… Aşık Mahsuni’nin “canı çıkası” dediği, bütün felaketlerin kaynağı saydığı ikilik… Matematik dilinde 2, 1’den büyüktür ama gerçekte bir, ikiden büyüktür. Bir yanda “demokratikleşme, özgürleşme” vb. yalanlarıyla “bir”i “iki” yapmak isteyen bölücüler var, bir yanda da bizim köprümüz. Sanmayın ki bu köprünün ayakları Türk’ü-Kürt’ü birleştiriyor, Türk-Kürt zaten birdir, hepimiz Türk milletiyiz. Bu köprü, bu birliği geleceğe taşıyor. Bu köprü, “İkilik kinini içimizden atıp özde insan olmaya” götürüyor.

Hatırlayalım; TGB, 2010 yılında Diyarbakır Bismil Aslanoğlu Köyüne bir okul inşa etmişti. O dönemde “Çözüm Süreci” adı altında bir bölünme propagandası yürütülüyordu. TGB, “çözüm öyle olmaz böyle olur” diyerek bir örnek yarattı. “Türkiye’nin birliğine harç koyuyoruz, Diyarbakır’a Cumhuriyet okulu kuruyoruz” sloganıyla Türkiye’yi seferber ederek Diyarbakır’a el uzattık. Bu mücadelelerimizle bölücü propagandayı bertaraf ettik.

KARDEŞİMİZİN ELİNE KARDEŞLİK ELİ
Ülkemiz; askeriyle, polisiyle, korucusuyla, köylüsüyle teröre karşı amansız bir mücadele yürütüyor. 24 Temmuz 2015’ten bu yana içinde bulunduğumuz tavizsiz süreçte çok yol kat ettik. Bu mücadeleyle cesaretlenen Diyarbakır Anneleri, HDP’nin kapısına dayanarak çocuklarını PKK’nın elinden kurtarmak için nöbete başladılar ve bir yılı aşkın süredir nöbetteler. 17 evlat bu nöbetle birlikte terör örgütünün elinden kurtarıldı. Bir dönem yüzlerle ifade edilen dağa katılım, 21’lere düştü. Ülkemizin doğusu ve batısı kucaklaştıkça, milletimiz Türk-Kürt demeden kenetlendikçe, bizi bölmek isteyen emperyalizm aparatları da yok oluyor.

Kandan beslenen, Kürdümüzü Amerika ve İsrail’in petrol bekçisi yapmak isteyen PKK/HDP, kışkırtma ve kandırmalarla gençleri dağa kaçırabiliyor. Belediyenin iş başvuru standından dağa kaçırılan, şehir gezisi otobüsüne binip dağa kaçırılan, köyü basılıp evinden zorla dağa kaçırılan nice örnek var. Bu yüzden bu kenetlenmeyi perçinlememiz gerekiyor. Doğu ve Güneydoğumuzdaki çocuklarımızın okula ve topluma sımsıkı tutunmasını sağlamamız gerekiyor.

Kardeşimizin elini tutmazsak kardeşimiz kaybolur, elinden başkası tutar ve kaçırılır. Kardeşimizin elinden tutarsak, Aziz Sancarlar, Ziya Gökalpler, Fethi Sekinler ve daha fazlaları bu topraklardan fışkıracaktır. Bu yüzden kardeşlerimizin elinden sımsıkı tutacağız!

BAYRAMLAR İÇİN YAPICILAR İŞ BAŞINA!
Diyarbakır’a “Gelecek Köprüsü” kampanyamız tüm coşkusuyla sürüyor. Hem bayramın hem de kara kışın arefesindeyiz. Ekim ayının sonunda, tüm ihtiyaçları karşılamış biçimde köye gitmek istiyoruz. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı her zamankinden daha coşkulu biçimde, köyümüzde kara yeller değil, şenlik havası estirerek kutlayacağız!

Milletimize güveniyoruz. Bismil, Şırnak, Van, Bingöl, Ağrı kampanyalarımızda bizi yalnız bırakmayan, vicdanı ve sorumluluğuyla gençliğe ilham olan milletimizin, Silvan’ı da yalnız bırakmayacağından şüphemiz yok.

Geleceğimize el uzatalım, Diyarbakır’a “Gelecek Köprüsü”nü birlikte kuralım!

Destek için iletişim bilgileri: 0539 923 70 49

Furkan KAPLAN | Türkiye Liseliler Birliği Genel Başkanı

talebe.org

Tarih:
Diğer Haberler