YAZAR
Köy Enstitüleri, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde gerçekleşen Cumhuriyet Devrimimizin en büyük atılımlarındandır. Atatürk’ün gösterdiği ‘’çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma’’ yolunda atılan bu önemli adım ülkemizin yüzünü, kendi insan kaynağına döndüğü bir dönemde kurulmuştur. Köy Enstitüleri’nde yatan büyük birikim ve tecrübe bugün eğitim sistemimizdeki gedikleri doldurmada önümüzü aydınlatıyor.
Köy Enstitüleri, Cumhuriyet Devriminin, Mustafa Kemal Atatürk’le bitmediğinin en büyük kanıtıdır. 1940’da kurulan Köy Enstitüleri, o dönem eğitime verilen önemi gözler önüne sermektedir. Köy Enstitüleri, bozkırın bağrında yetiştirdiği değerlerle Türk aydınlanmasını ayrı bir noktaya taşımıştır. Fakir Baykurt’lar, Talip Apaydın’lar, Osman Şahin’ler edebiyat dünyasında yerini almıştır.
Türkiye’nin eğitim devriminin en önemli mihenk taşlarından, yoksul Anadolu köylüsünün ve çocuklarının birer cevhere dönüştüğü insan fabrikası Köy Enstitüleri’nin öyküsünü dönemin Maarif Vekili olan Hasan Ali Yücel’in hayatı üzerinden anlatan ‘’Yücel’in Çiçekleri’’ adlı yarı belgesel film vizyona girdi.
Cengiz Özkarabekir’in yönetmeliğinde çekilen film, Hasan Ali Yücel’in ve arkadaşlarının toplumsal ve ekonomik zorluklara, siyasal muhalefete rağmen, güçlüklere ve tehditlere aldırmadan uyguladıkları ve başarılı oldukları Köy Enstitüleri projesini daha önce denenmemiş bir anlatım diliyle aktarıyor.
Film kesinlikle izlenmesi gereken ve herkesin ders çıkarmasıgereken bir yapıt. Çünkü Köy Enstitüleri, gerek maddi, gerek toplumsal yönden çok zorluk yaşanılan o döneme ve bunlara göğüs gererek eğitim ile topluma ışık olan, cehaleti yok eden büyük bir başarıdır.
Film, İsmail Hakkı Tonguç’un seslendirmesiyle başlıyor. Hasan Ali Yücel’le yollarının nasıl kesiştiği, tüm zorluklara rağmen bu vatan için verdikleri büyük mücadele anlatılıyor. Vatanın her yerinde, öğrenim görmeyen hiçbir öğrenci bırakılmadığı ve öğretmeninöneminin vurgulandığı filmde öğretmenlerin büyük bir disiplinle özveriyle eğitim vermesi, enstitülerden onlarca bilim insanı yetişmesi fakat siyasal muhalefetler yüzünden baskı altında kalınıp zorla kapattırılması ayrıntılı şekil deişlenmiş. Çağdaş, bilimsel, milli, modern, laik ve demokrat eğitimin, vatan uğruna yapılan fedakârlığın, verilen mücadelenin ruhu işlenmiş ve açıklamıştır.
Verdiği mücadeleyi “Vatanın dağlarında, bayırlarında, kırlarında hatta en ücra yerlerinde kendi başına açıp solan çiçek bırakmayacağız.” diye ifade eden Hasan Ali Yücel’i ve birlikte büyük işler başardığı İsmail Hakkı Tonguç’u saygıyla anıyoruz.
Köy Enstitüleri yoksul halk çocuklarıydı, verdiği mezunlarla ülkemizin bir dönem geleceğini garanti altına aldı. Kapatılmasaydı çok daha parlak bir gelecek bizleri bekliyor olacaktı. Köy Enstitüleri Türkiye’nin “Küçük Amerika” olma sürecinde kapatıldı ve milli eğitimimiz büyük bir yara aldı. Yaralarımızı sarmanın ve eğitimde köklü çözümlerin yolu, tarihimizin büyük birikiminde yatmaktadır.
Filmi izlemeyi tüm TaLeBe’lere öneriyoruz.